yazacak pek bir şey yok filmle ilgili. tek kelimeyle harika! laf salatası yapıp filmi övecek sözcüklerim yok şu an. gerçekten çok etkileyici bir film. ilk başlarda katil ile o küçük saygılı çocuğun yaşadıklarına güldürüyor, daha sonra olanlarla da hüzünlendiriyor.
1993 tarihli kevin costner ve clint eastwood'un basrolleri paylastigi film. yonetmenligini de eastwood yapmistir. ufak bir cocugu kaciran ve onunla polislerden kacan bir suclunun hikayesi. sonunda agladigim nadir filmlerden olmustur. o kucuk cocukla kendimi ozlestirmistim galiba.
her izleyişte insanı içlendiren, tekrar tekrar izlenebilen türden bir macera filmi. clint eastwood abi hem yönetmiş, hem de önemli rollerden birini üstlenmiş.
son zamanlarda izlenen mükemmel dram filmlerinden biri. imdb filmdeki mantık hatalarından bazılarını yazmış:
filmin sonunda şeker toplanan sahnede kutulu şekerlerin olması. film 60larda geçiyor fakat bu tarz kutulu şekerler 90larda piyasaya çıkmış.
su deposuna ateş edilen sahnede 2 adet depoya, iki adet otomobilin üstüne ateş açılıyor fakat altı mermi alan tabanca da daha sonra mermi bittiği ortaya çıkıyor.
yine bir sahnede 1988de çekilmiş bull durham film afişi var.
clint eastwood'un yaşlandıkça duygusala bağlayışının ilk örneklerinden. 1993 yapımı film, kanun kaçağı bir adamın* rehin aldığı bir çocukla, polisten* kaçışını ve bu süreçte çocukla yaşadığı ilişkiyi anlatıyor. filmi the blind side'ı da kitaptan uyarlayıp yöneten john lee hancock yazmış. sağlam dramdır. dokunur.
türkçeye kusursuz dünya olarak çevrilmiş ama ismiyle aynı derecede ironi barındıran film.
kusursuz dünya mı?
pamuk şekerin rengini bilmeyen ve yahut roller coaster'a binmemiş ya da cadılar bayramında "Şeker ya da şaka" diyemeyen bir çocuğun yaşadığı kusursuz bir dünya. Roket gemisine binmeyi hiç karıştırmıyorum bile.
çocuğuna, onu sevdiğini söyleyemeyen bir babanın yaşadığı dünyadan bahsediyoruz. ne kadar da kusursuz değil mi?