Her geçen gün daha da fazlasını arıyor kulaklarım. extreme heavy death metal ismi her neyse sürekli yeni bir şey arıyor, gitgide daha sert ve melodik bir şeyler duymak istiyorum.
Ama bir grup var ki, Sanki içimdeki minik bir çocuğa sesleniyor. Sanki gözlerimi kapatıp beni huzurun ve sükunetin ortasına bırakıyor. maynardın naif sesiyle a perfect circle dinlediğim bir yüzyıla denk geldiğim için çok şanslıyım. doomed şarkısını çok sevmiştim, disillusioned da şaşırtmadı.
konserlerde çaldıkları bir iki şarkı daha var sanırım, Artık o singleları bekliyoruz.
Canavar gibi 2-3 albüm çıkarıp bir anda kaybolan grup ama o albümler o kadar iyidir ki piyasada herkes tanır bilir. Kendilerine has bir tadı var grubun.
Bir dönem albüm satışından değil sound track olayında parayı gömmüş grup. Constantine, underworld. Hatta bazı şarkıları birden fazla filmde de kullanılmış. Bir röportajlarında dinlenebilecek diğer bir grubun da deftones olduğunu söylemiş teyzemin evlatları.
bilhassa bugünkü gibi yağmurlu havalarda dinlenilsin diye kurulmuş bir gruptur. bir grup bu kadar yağmurlu havayla özleşebilir, bu kadar insanda hisleri ayaklandırabilir.
ruhu doyuran, ruhu dolduran... öyle bir ses, öyle bir müzik, öyle sözlerle bezeli ki bu grup anlatılacak çok şey varken tıkanıp kalıyor, "sayfalarca yazabilirim" derken iki kelime bir araya getirilmez oluyor.
iyi ki varlar, ruhlarına, yüreklerine sağlık! sesleri hiç bitmesin...
maynard demişti ya hani: "benim gerçek projem hayatım" deyü. gerçekten de haklı. yaptığı tüm çalışmaların o ahtapotun kolları, ve her biriyle maynard daha da mükemmelleşiyor.
tool gibi bir hayvanımsı grubun varken, birden apc gibi bir grup kurmak her babayiğidin yiyeceği halt değil doğrusu. çoğu zaman da böyle haltlar yiyenlerin diğer projelerinde feci sıçtıklarını görürüz. ama maynard öylesi mükemmeliyetçi bir adamdır ki elini dokundurduğu her işi, aynı mükemmeliyetçi çizgisini bozmadan ortaya koyuyor. bunu a perfect circle'da gayet net görmekteyiz.