çocukluk travmalarımdan birisiymiş. az önce farkına vardım. kendi kendime terapi yaparım ben ama aroma terapi hahaha cilt bakımı yani. yine bir aroma terapi seansı sırasında dışarıdan geçen bir çocuğun söylediği bir şarkı zihnimde canlandı. a-la lunaaaa yoksa siz halen annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz. hayıııır diyerek uyandım, rüyaymış. luna'nın sponsor olduğu programın, reklamların cingılı müziği kabusum olmuştu. kadının biri hatırlar mısın bilmem "siz halen annenizin .mını mı kullanıyorsunuz" der gibi giydiriyordu reklam metnini. ben çok etkilenmiş hep luna yemek istemiştim, çok farklı sanıyordum. ama bizim eve bir kaç kere dışında luna girmedi, alın da demedim. içime oturmuş, bir travma yaratmış bende bu. tadı bambaşka olduğu düşünülen bir ürün.. tv'de hep azap gibi bir cıngıl eşliğinde s.kko bir reklam ve ulaşılamayan o annemezin kullanmadığı ürün. ben annemin margariniyle büyüdüm anasını satayım. o a-la luna benim azabımdı, ona ulaşamadım.
nedense aklıma sadece simsiyah boyanmış iri gözleri değişik bir makyaj ve saç stilini getiren şey..
yağ markası olduğu ikinci planda kalmış, şartlı refleks gibi bir şey...
Belinda Carlisenin söylediği beni çocukluğuma götüren çok hoş bir parçadır!
sözler:
I remember when I met you
All the stars were hanging in mid-air
In those moments - nothing mattered
But the way you caught me in your stare
We were walking - we were talking
We were laughing about the state of our lives
How our fates brought us together
As the moon was rising in your eyes
On and on the night was falling
Deep down inside us
On and on a light was shining right through
Ah la Luna la Luna
The night that we fell under the spell of the moon
Ah la Luna la Luna
The light that will being me back to you
The light of la Luna
In the hotels, in the cafes
All the world was mad with romance
In the harbor, moonlit water
All the ships were swaying in a dance
Then you held me and you kissed me
And I knew I had to be with you
You didn't ask me, you just took me
To the tiny bed in your tiny room
On and on the band was playing
A song of surrender
On and on the sun would soon break thru
Now I wald along the streets of Marseille
The winter sky is cold and grey
And I don't know why I left you that day
And I don't know where you are!
ispanyolcada la luna ay anlamina gelmektedir, burada basina "a" harfini eklersek bir sasma ünlemi cikar, aynen söyle:
- a ay!!!
anormal olan ise ay´i ilk defa gören kisi kafasini ilk defa yukari kaldirmis ve ay ile ilk defa karsilasmistir; böyleliklede yildizlarinda neye benzedigini ögrenmistir...
gülriz sururi'nin sunduğu luna margarin sponsorluğunda bir programdı. yaşı geçkin uuserların jeneriğini hala kulaklarındadır.
aziz nesin'in konuk olduğu programı izleyin de dönün geçmişe.. yav gülriz sururi çocukları ne de zorlamış yemek konusunda. "bıçağa gerek yok, sağ elle çatalı alıp yiyebilirsiniz."*