bi ara coverlamayı düşündüğümüz sonra klavyecimiz olmadığı için vazgeçtiğimiz şarkıdır.bu tarz müziğe olan ilgimi arttıran şarkılardan biridir.ayrıca son ankara konserlerinde çalarak büyük bir çoşku ve şaşkınlık yaratmışlardır.
anathema nin en baba sarkilarindan biri...ozellikle ihtiva ettigi brutal vokalle gonullerde yer etmistir..oyle ki brutal vokalden haz almayan benim gibiler bile bu sarkinin hastasi olurlar birkac kez dinledikten sonra...
anathemanın en iyi yaptıgı islerdendir. vincent adeta aglar vokalde... ritimler super duyguludur. cidden olum istegi uyandirir icinizde... sarkının sonlarına daha yakın yerlerde bir ara ezan sesi duyulur, ki cok vurucudur. gecenin bir yarısından gunesin dogusuna kadar bebekler gibi aglatır... oyle bir acı hissedersiniz ki yureginizde, buyuk bir huzun... ve bundan haz almak... acı veren ama acı cekmeyi isteten biseydir bu. bir de ustune the silent enigma dinlenir, intihar etmemek icin kasılır, basarılır, gozler yaslı uykuya dalınır...
Anathema nın en damar şarkılarından biridir.Vincent silence die haykırınca siz de derin düşüncelere dalar,ölümü düşünmeye başlarsınız biraz sonra da arkadan sela sesi duyulur.Sabahın köründe dinlediyseniz tüm gün etkisinden kurtulamazsınız,içinizden sölemeye devam edersiniz.
i bear the seed of ruin
a golden age turned to stone
elysium... to dust
for this, a tragic journey
a vision of a dying embrace
scattered earth silence...
where echonia wept
i sank into the silent desert
fallen am i,
in solitude of a broken promise ...
i cried alone
my empyrean is a scar
from the memory of her beautiful life
forever was her name
fulfilment lost in a lifetime of regret
ornate peace would cover me
as i would die now...
for one last wish
anathema sever olmasının yanında , sözlükte sayısı bir hayli az olan hemşehrilerimden birisi olduğunu da öğrendikten sonra sevindirik olmamı sağlayan yazar.*
catherine blake in entry sine canı gönülden katılmama neden olan sarkıdır... ölüme saygı duymanıza neden olan sarkıdır.. muhtemeşem dinlenesi ve ağlanası bi sarkıdır vesselam..
içinde resmen "sela" verilen şarkı, ilk dinleyişte tüyleri diken diken eden şarkı, çaldığında saygı duruşuna geçilesi, hiç bir şey yapmadan sadece konsantre olup dinlenmesi gereken şarkı...
ölümün şarkısı....
"a golden age turned to stone, elysium... to dust..."
arkadasım, kardesim umut tarafından dinlediğim anathema nın bu sarkısı içinde bulunduğu albümün yanısıra tüm anathema albümlerinin içindeki en güzel şarkı olmaya adaydır...
içinde sela geçen parçadır ki ben bunu ilk dinlediğimde otobüsteydim ve ezan okunuyor zannedip kapattım. baktım bir şey okunmuyor tekrar açtım , tekrar aynı yer ve tekrar kapat. bu bir kaç kez oldu , daha sonra olayı anladım.
nam-ı diğer selalı şarkı, a.k.a tahtalı köy milli marşı... allah'ım yok böle bir şey ya! anathema nasıl bir gruptur ki tamamen yabancı oldukları bir kültürün bile hangi öğelerinin insanın içine kasvet yaydığını, hüzünle karışık bir korku verdiğini bilebilir? nasıl adamlardır bunlar, nasıl bir şarkıdır ki bu bir ortadoğuluyu bile ağlatabilir taa britanya'dan? insan mıdır bunlar yahu? şarkı denilebilir mi bu muhteşem şeye?
bu ve bu gibi binlerce soru...
sakın "brutal dinlemem lan ben" diyip es geçmeyin! yemin ederim, bakın yemin ederim diyorum, hayatınızın en büyük kayıplarından birini yaşarsınız, eğer ki bu şaheseri dinlemeden ölürseniz!
not: sela olayı cidden moralinizi sıfıra indirebilir, hatta indirir, kesin konuşayım. en koyu ateist de olsanız, en light müslüman da olsanız farketmez...
"içinde ezan sesi var abi yaaa." diyen portatif-rock çıların dinlememesi gereken şarkı. ayrıca o çıkan ezan sesi diil hacı sela sesi.
müslümanlıkla alakası olmayan birinin inanılmaz bir şarkı yapıp içinde kendi kültürüyle alakası olmayan dinsel bir motifi kullanmasına şaşırmadık diyelim. bu sela sesinin ölüm ile ilgili olan bu şarkıya cuk oturmasınadamı şaşırmayalım ? "gayet oha hoca" demek lazım.