a clockwork orange

entry383 galeri103
    130.
  1. sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri olarak görülen film; insanların vicdan olgusunu yokedip onları robotlaştırarak tek tip insan modeli yaratmanın ahlaki yönden incelenmesini konu alır.filmdeki mekanlar stanley kubrickin filmin yönetmeni olmasından mütevellit absürttür.
    2 ...
  2. 129.
  3. filmde alex'in annesi ve babası kapitalizm'in uşağını, joe ise yavşağını temsil eder.
    5 ...
  4. 128.
  5. çeviri hatası yapılmıştır filme türkçe isim verilirken. doğrusu "saatli portakal" olmalıydı. hani saatli bomba gibi vs.

    (bkz: biliyoruz da söylüyoruz)
    (bkz: ekmeğini çeviriden kazanmak)
    1 ...
  6. 127.
  7. Saat sabahın on'u. Uykusuz geçen bir gece beraberinde inanılmaz bir can sıkıntısı ve düşünce yoğunluğu getirdi. Peki, neler düşünüyordum. inan bilmiyorum lakin şunu hatırlıyorum. Otomatik portakal.
    2-3 sene önce bir arkadaşım filmini önermişti. Ne oldu bilmiyorum ama kaynadı gitti ta ki Pangaltında ki sahafta görene kadar. Bir solukta okunan bir kitap. Şimdi kitabın özetini vesaire aktarmaya gerek yok ufak bir arama ile o bilgilere ulaşılabilir.
    Şimdi biz dünyada ki bütün kötülükleri engelleseydik ne olurdu. insan düşünmeden edemiyor. Öyle bir şey olacak ki insanlar hep iyi duygularla yüklü olacak. Hırsızlık, adam öldürme gibi basit suçlardan büyük suçlara her şey sona erecek. Bütün insanlar iyiyi isteyecek hayır hayır iyiliği istemeyecek sadece kötülük yapamayacaklar.
    Peki, insanı insan yapan daha doğrusu hayvanlardan ayıran özellik nedir? O özellik özgür olmamız yani seçim hakkının biz de olması. Bize sunulanlar arasından biz istediğimizi seçeriz. Ama hayvanlar öylemi. Hayvanlar içgüdüleri ile hayatlarını sürdürüp gider. Peki, bize iki seçenek sunsalar ve biri iyi biri kötü olsun (Kime göre? Neye göre?) şimdi biz kötüyü seçemeyeceksek ne anlamı kaldı insan olmanın. insan kendi yolunu kendi seçendir. Yani önemli olan iyilik değil önemli olan seçim, tercih şansı yani özgürlük.
    işte Otomatik Portakal özellikle de kitabı bana bunları düşündürdü. Ama size tavsiyem kitabını okumadıysanız filmden önce okumanız. Bu arada Aziz Üstel çok şahane bir çeviri yapmış.
    Geriye kalan tek bir düşünce kaldı.''Acaba şimdi yatsam mı? Yatmasam mı?''
    2 ...
  8. 126.
  9. ahlaki değerlerin birbirine karıştığı, yoğun endüstrileşmeyle hayatı yorumlama özellikleri yozlaşmış bir toplumun, suça ve şiddete eğilimlerini ustaca ele alan, başkahramanı alex ile beethoven'ın dokuzuncu senfonisini şiddetle özdeşleştirmiş başyapıt.

    "iyilik içten gelir. iyilik bir seçimdir. bir insan seçemezse, insanlıktan çıkar."
    0 ...
  10. 126.
  11. çocukluğumdaki resimlere bakıyorum, 80' lerin başı: oval koltuk dizaynları, puantiyeli elbiseler, desenli duvar kağıtları, vatkalı ceketler, kabarık saçlı insanlar, yeşil ve kırmızı tonun hakimiyeti... soğuk ama aristokratik. çok hoşuma gidiyor. rahatsız edici ama gösterişli. her şey abartılı ama sanatsal.

    sonra karakterler: çocukken oynadığım lucas art oyunu karakterleri gibiler. çok sivriler, ama mizahi hepsi. ağdalı ingilizce. hepsi ciddi.

    içinde hissettiğim az film var böyle. abimsin kubrick:

    http://www.artfagcity.com...-with-penis-sculpture.jpg
    3 ...
  12. 125.
  13. kitabı daha güzeldir.özelliklede Aziz Üstel'in çevirisi çok güzelldir.
    2 ...
  14. 124.
  15. Kubrick'in en sıkıcı filmlerinden biridir. full metal jacket diye bi film çekmişken adam tutup '' uff süper film otomatik portakal yardırmış abi kubrick'' demek saçmalıktır.
    2 ...
  16. 123.
  17. şiddetin -hele hele yapay yollarla- ortadan kaldırılmasının yanlış olduğunu savunan kubrick filmi. sırf bu açıdan bakacak olursak dexter'ın içindeki kötülüğü keşfeden harry morgan'ın dexter'ın içindeki bu kötülüğü yok etmeye çalışmak yerine o kötülüğü doğru bir amaca yönlendirmesi sebebiyle dexter ile arasında bir ilişki kurabiliriz.

    filmin yan etkisi ise: mp3'ünde uzun süredir duran ve ayda yılda bir dinlediğin hoş, yumuşak bir şarkı olan singin in the rain'i her gün dinlediğin ve intikam dolu bir sesle bağıra bağıra söylediğin bir şarkı haline getirir.
    0 ...
  18. 122.
  19. film her insanın şiddete eğilimi olabileceğini anlatır, hem de ne anlatır?! ilk yarıda alex'in yaptıklarına saydırırken ikinci yarı alex'e yapılanlara üzülürsünüz. alex'in şiddet uyguladığı insanların alex'e şiddet uygularken ki sıfatları aşırı derecede korkutucu ve etkileyicidir. bu da kubrick'in başarısıdır.
    0 ...
  20. 121.
  21. algımı bir daha sorgulamama neden olmuş film. ya bende bir enteresanlık var ya da bu film hakkaten bi şeye benzemiyor.
    evet; karakterler, müzikler, olaylar, mekanlar etkileyici ve akılda kalıcı ama.. bir şey var, rahatsız edici bir şey. sürekli bir ne olduğunu tanımlayamadığım beklenti. ve sonuç??

    filmi tanımlamak için 'saçma' kelimesinden çok aklıma gelen 'rahatsız edici' oldu. filmi izlemeden önce hakkında okuduğum yorumlardan sonra bu yorumları yazarken bile tereddütteyim. acaba hakkaten bende mi algı problemi var ve olayı tam anlayamadım; yoksa hakkaten sadece 'suç & saldırganlık & ceza & cinsellik' üzerine yapılmış ortalama bir film mi? ayrıca merak etmeden duramıyorum acaba filmin yönetmeni stanley kubrick olmasaydı da hiç tanınmayan biri olsaydı bu film bu kadar beğenilir; kültler arasına girer miydi?
    0 ...
  22. 120.
  23. alex' in odası mükemmeldir. çok sevdiği ludwig' in kocaman bir tablosu duvarında, çok sevdiği yılanı yatağının ayak ucunda, takma kirpik aynada, çalınan saatler çekmecede ..
    2 ...
  24. 119.
  25. kitabının filminden daha güzel olmasından mütevellit önce filminin izlenmesini tavsiye ettiğim eser.
    1 ...
  26. 118.
  27. burgess tarafından yazılıp stancey kubrick tarafından sinemaya aktarılan sıradışı film. özellikle arka fonda yer alan paganini ve beethoven eserleri filme ayrı bir hava katıyor.konuşmalar da filmin sıradışılığına olağanüstü katkıda bulunuyor.
    0 ...
  28. 117.
  29. müzikleri baştan sona harika, kurgusu haylice sağlam, çekimleri on numara her şeyiyle bir şaheser olan film.
    stanley kubrick'in izlediğim en güzel filmi.
    saydığım bu güzellikler içinde özellikle müzik seçimi, -müziğin çekilen sahneyle olan uyumu vs.- çok ayrı bir güzellik katmıştır filme.

    ve başrol oyuncusunun* inanılmaz derecedeki oyunculuğu büyülemiştir.
    1 ...
  30. 116.
  31. içinde bir çok rusça kelime geçen film. Devoçka, malçik, moloko, bog, vs. gibi. (bkz: nadsat)
    0 ...
  32. 115.
  33. eski ama çok izlenilesi bir film. davranış değişikliği konusu ilgi alanı olanların göz ucu filmi.
    0 ...
  34. 115.
  35. stanley kubrick'in muhteşem filmi. filmden çıkartılan sonuç ise, ahlaki değerlerin birbirine karıştığı bir toplumda yıkanmış bir beynin topluma kazandırılması kesinlikle ve kesinlikle düşünülemez. bu kavramı çok güzel anlatmış ve toplumsal değerlerin karışıklığını çok güzel ortaya koymuş. yönetmenin eline sağlık.

    5. nesil yazar adıyla da kulağa hoş gelir. *
    1 ...
  36. 114.
  37. kitabını okumadım ama filmden anladığım kadarıyla en başta moderniteye giydiren stanley kubrick filmidir. "sikinin dikine gitmek" diye bir söz var, çoğumuz duymuşuzdur. işte filmdeki alex'in yaptığı şey tamamen budur. çünkü filmdeki birçok sahnede görüyoruz ki etraftaki insanların beyinleriyle alex'in siki* arasında bir uyuşmazlık var ve bu yüzden çocuk serseri oluyor. fakat bu noktada bizim stan çıkıp diyor ki bu adam böyle elinde fallik sopayla gezen, otorite ve iktidar düşkünü bir serseriyse, bütünün parçası olmayan, modernitenin karşı çıktığı insan tipiyse neden beethoven dinliyor? bunun iki amacı olabilir: birincisi, beethoven'ın senfonileriyle hitler dönemi almanyası arasında bir bağlantı kurarak güzel olduğu kabul edilen şeyin de aslında alex'ten farkı olmadığını iddia etmek (riefenstahl'ın triumph of the will filminden görüntüler akarken arka planda dalga geçercesine bir ode to joy çalması bunu akla getiriyor) veya insan ne kadar kötü olursa olsun, yeterince özgür bırakılırsa mutlaka güzel olanı bir noktadan yakalayacağı da söylenmek isteniyor olabilir. sonuçta adamın başına asıl dert açan şiddete karşı şartlanması değil 9. senfoniye karşı şartlanması oluyor...

    ayrıca rusça'daki horoşo'dan alınan "horrorshow" kelimesi de müthişmiş...

    edit: eksileyen arkadaşa da selam ederim... nesini beğenmediyse söylesin tekrardan düşünebiliriz. tabii nazi değilse*
    2 ...
  38. 113.
  39. ingiliz yazar anthony burgess'ın, aziz üstel tarafından büyük bir başarıyla türkçeleştirilen başyapıtı olan olağanüstü roman... modern toplumda yalnızlığa ve suça itilen gençlerin yaşadıkları ve çevrelerine yaşattıkları trajediyi, suç olgusunun sosyal temellerini, devletin suç olgusu ve suçlu karşısında aldığı tavrı son derece sürükleyici, çarpıcı, kara mizah dolu bir üslupla anlatır, tartışır... kubrick tarafından gerçekleştirilen sinema uyarlaması son derece başarılıdır.
    0 ...
  40. 113.
  41. zamanında bu film daha yeni yeni sinemalarda gösterilmeye başlamış ancak, filmi sonuna kadar izleyemeyip kaçan, film esnasında baygınlık geçiren * * ya da sinir krizi geçiren insanların sayısındaki ciddi artıştan ötürü film stanley kubrick in kişisel kararı ve isteği dogrultusunda * sinemalarda * * * gösterimden kaldırılmıştı. evet film kült bir film, efsanevi bir film, evet bir başyapıt,evet hayranım bu filme, aynı zamanda anthony burgess tarafından yazılmış kitabına da. ancak şu bir gerçek ki günümüz gençleri * * , yeni nesil, bu filmi izlediğinde filmin sanatsal boyutunu da göz önüne almazsa eğer * , kesinlikle can sıkıcı bulacaktır * *. çünkü bundan otuz küsür yıl önce şiddet, kan revan, cinayetler, gasp, uyuşturucu kullanımı, işkenceler, seri katiller, ruh hastaları tarafından gerçekleştirilen diğer bir çok psikopat davranış bu kadar gözler önüne serilmiyor, yazılı ve görsel basın, sinema endüstrisi ve sokaklar, bunu bu kadar yogun ele almıyor; yaşamıyordu yaşatmıyordu. hiçbir şey bu kadar gözler önünde değildi. bu yüzden o günün insanları için bu film, evet sinir krizi geçirilebilecek; fenalaşılabilecek; rahatsız edebilecek sıradışı bir filmdi. ki o dönemdeki insanların gözünden izlendiği zaman hala da öyle bence. ancak artık herşeyi, iyiyi de kötüyü de okadar doğal karşılar hale geldik ki ve de okadar tepkisiz bir ülke ve dünyadayız ki bugün, alex in filmde sergilediği şiddet ve iğrençliklerin milyon kat beterini gerçekleştiren bir insana (bkz: cem garipoğlu) gençlerimiz facebook ve benzeri sitelerde destek grupları oluşturur oldu. internet, medya, sinema, tiyatro vs. derken her yerde o kadar çok şiddet teması ve bu tema üzerine kurulu bir takım ögeler görmeye ve duymaya başladık ki,acıdır ki sıradan birşey oldu artık bizim için bu durum . herşeye rağmen sonsuz saygı duyulması gereken bir senaryosu olan oyunculuk açısından da fena olmayan bir başyapıttır. herkes tarafından izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
    6 ...
  42. 112.
  43. beethoven'ın 9. senfonisinin cuk oturduğu, müthiş bir kitaptan uyarlanmış *, çoğu argo kelimelerden oluşan, fakat şiddeti hükümeti herşeyi iç içe geçirerek anlatabilmiş, eleştirebilmiş harika film.* *
    0 ...
  44. 111.
  45. dünyaya stanley kubrickin gözünden bakmak ve bu bakışı çok benimsemek.
    0 ...
  46. 110.
  47. önyargıyla izlenmemesi gereken bir film. olumsuz düşünceler ve hah abi şimdi ben filmin sonunda böyle düşüneceğim/düşünmeliyim diyerek izlendiğinde bu başyapıtın bile suyu çıkabiliyor. bilgisizlik cahilliktir demek ne kadar da güzelmiş. ya da 1984teki sloganlarımızı kullanmak? aq böyle dünyanın ve bu dünyada bu kadar depresif işler yapan adamların, bütün pisliklerin ve orospu çocuklarının diye küfür etmek bir işe yaramaz. neysen osun.

    bana bunu öğreten filmdir. daha fazla değişmek için çabalamaya gerek yok mudur nedir? alex her zaman psikopattı, ama artık devletin desteğini arkasına almış bir psikopat. filmde görünen son kare çoğu şeyi özeltiyor aslında. birtakım grantuvalet giyinmiş adam ve şım şıkırdım dolaşan elit bayanlar, alex birine tecavüz ederken onu alkışlıyor. ve o gittikçe daha da küstahlaşıyor. bu mudur yani olayımız, acı çekmemek için gitmemiz gereken yol? herkes tuttuğuna işkence etsin, sen de bu arada kendini bu şekilde kabul ettir.

    bu nedir ya?
    1 ...
  48. 109.
  49. Kişilerin saldırganlık ve cinsellik dürtülerinin yanında, toplum baskısı ve toplumun iyi! anlayışının da irdelendiği irdelemekle kalmayıp trajik bir şekilde karşımıza çıkardığı bir bilinç belgeseli
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük