a clockwork orange

entry383 galeri103 video7
    101.
  1. --spoiler--
    alex'in tedavi için getirildiği merkezde alex'in gardiyanı doktora bir şeyler imzalatıp alex'i yanına çağırıyor. alex'in orada gardiyan gibi yürüyüp durması insanı dakikalarca güldürebilir
    --spoiler--
    0 ...
  2. 102.
  3. sahafta bir türlü denk getiremediğim, merak ettiğim, çok merak ettiğim anthony burgess kitabı. Stanley Kubrick tarafından filmi de çekilmiştir.
    0 ...
  4. 103.
  5. dün gece bitirdigim ve sadece 2 gecede toplam 3 saatimi vererek beni soluk soluğa peşinden sürükleyerek okutturan bir anthony burgess kitabı.
    çok değişik anlamlar çıkarılabilecek, 70'ler ingilteresindeki sosyal patlamanın ve buna karşın hükümetin aldığı abuk ve mide bulandırıcı yöntemlerle hapisanedeki mahkumların çeşitli psikolojik işkencelerden geçirilerek topluma tekrar kazandırılması gerektiği yönündeki çalışmaları koltuk kavgası ve iktidar yalakalıklarının ana tema olarak seçildiği toplam 223 sayfalık güzel kitap.
    şiddetle tavsiye edilir.
    2 ...
  6. 104.
  7. filmi ile arasında dağlar kadar fark olan kitap. oysa neler hayal etmiştim ben o kitabı okurken. belli ki kubrick 'te başka şeyler hayal etmiş. umarım yeni bir uyarlaması da gösterilir. kanaatimce kitabın sinemaya uyarlanabilitesindeki en verimli zamanı yaşıyoruz. bir 2010 versiyonunu seyretmeyi çok isterdim. başrolde bay depp filan...

    bu kitabın bir diğer özelliği de bir oturuşta bitiriliyor olmasıdır. kitabın orjinal dili daha enteresandır. ancak türkiye' deki ilk çevirilerinde argo güzel kullanılmıştır.
    0 ...
  8. 105.
  9. Kubrick,malcolm mcdowell'ın tedavideki gözlerini açık tutma sahnesinde gözlerininden birinin kalıcı şekilde yaralanmasına sebep olduktan sonra bundan şikayet eden malcolm mcdowell'a da dua et ki diğer gözünü sağlam bıraktım şeklinde cevap verdiği ustanın en çatlak filmi.
    0 ...
  10. 106.
  11. döneminin fight club'ı, eternal sunshine of the spotless mind'ıdır.

    ayrıca en eğlenceli sevişme sahnesinin olduğu filmdir.
    2 ...
  12. 107.
  13. metalin portakalın kabuğuna tecavüzünün hoş kokulu ve irrite edici çıplaklığının, şekerli ve yapış yapış bir renkte dimağlara gözaltı morlukları eşliğinde sokulma denemesidir.

    stenli köbriktir. sevişirken savaşı arka fonda kullanmayı en iyi bilen adamın bilinen konseptiyle dönemimiz ultraliberal sözlük moderatörlerinin silahlarında vücut bulmış halidir aslında bu film..aslında bu bir film değildir.

    (bkz: bir batında tek entryle beş tanım doğuran başlıklar)
    1 ...
  14. 108.
  15. bir stanley kubric klasiği... kişilerdeki saldırganlık ve cinsellik dürtüsünün anlatıldığı gayet hoş bir film.
    0 ...
  16. 109.
  17. Kişilerin saldırganlık ve cinsellik dürtülerinin yanında, toplum baskısı ve toplumun iyi! anlayışının da irdelendiği irdelemekle kalmayıp trajik bir şekilde karşımıza çıkardığı bir bilinç belgeseli
    1 ...
  18. 110.
  19. önyargıyla izlenmemesi gereken bir film. olumsuz düşünceler ve hah abi şimdi ben filmin sonunda böyle düşüneceğim/düşünmeliyim diyerek izlendiğinde bu başyapıtın bile suyu çıkabiliyor. bilgisizlik cahilliktir demek ne kadar da güzelmiş. ya da 1984teki sloganlarımızı kullanmak? aq böyle dünyanın ve bu dünyada bu kadar depresif işler yapan adamların, bütün pisliklerin ve orospu çocuklarının diye küfür etmek bir işe yaramaz. neysen osun.

    bana bunu öğreten filmdir. daha fazla değişmek için çabalamaya gerek yok mudur nedir? alex her zaman psikopattı, ama artık devletin desteğini arkasına almış bir psikopat. filmde görünen son kare çoğu şeyi özeltiyor aslında. birtakım grantuvalet giyinmiş adam ve şım şıkırdım dolaşan elit bayanlar, alex birine tecavüz ederken onu alkışlıyor. ve o gittikçe daha da küstahlaşıyor. bu mudur yani olayımız, acı çekmemek için gitmemiz gereken yol? herkes tuttuğuna işkence etsin, sen de bu arada kendini bu şekilde kabul ettir.

    bu nedir ya?
    1 ...
  20. 111.
  21. dünyaya stanley kubrickin gözünden bakmak ve bu bakışı çok benimsemek.
    0 ...
  22. 112.
  23. beethoven'ın 9. senfonisinin cuk oturduğu, müthiş bir kitaptan uyarlanmış *, çoğu argo kelimelerden oluşan, fakat şiddeti hükümeti herşeyi iç içe geçirerek anlatabilmiş, eleştirebilmiş harika film.* *
    0 ...
  24. 113.
  25. zamanında bu film daha yeni yeni sinemalarda gösterilmeye başlamış ancak, filmi sonuna kadar izleyemeyip kaçan, film esnasında baygınlık geçiren * * ya da sinir krizi geçiren insanların sayısındaki ciddi artıştan ötürü film stanley kubrick in kişisel kararı ve isteği dogrultusunda * sinemalarda * * * gösterimden kaldırılmıştı. evet film kült bir film, efsanevi bir film, evet bir başyapıt,evet hayranım bu filme, aynı zamanda anthony burgess tarafından yazılmış kitabına da. ancak şu bir gerçek ki günümüz gençleri * * , yeni nesil, bu filmi izlediğinde filmin sanatsal boyutunu da göz önüne almazsa eğer * , kesinlikle can sıkıcı bulacaktır * *. çünkü bundan otuz küsür yıl önce şiddet, kan revan, cinayetler, gasp, uyuşturucu kullanımı, işkenceler, seri katiller, ruh hastaları tarafından gerçekleştirilen diğer bir çok psikopat davranış bu kadar gözler önüne serilmiyor, yazılı ve görsel basın, sinema endüstrisi ve sokaklar, bunu bu kadar yogun ele almıyor; yaşamıyordu yaşatmıyordu. hiçbir şey bu kadar gözler önünde değildi. bu yüzden o günün insanları için bu film, evet sinir krizi geçirilebilecek; fenalaşılabilecek; rahatsız edebilecek sıradışı bir filmdi. ki o dönemdeki insanların gözünden izlendiği zaman hala da öyle bence. ancak artık herşeyi, iyiyi de kötüyü de okadar doğal karşılar hale geldik ki ve de okadar tepkisiz bir ülke ve dünyadayız ki bugün, alex in filmde sergilediği şiddet ve iğrençliklerin milyon kat beterini gerçekleştiren bir insana (bkz: cem garipoğlu) gençlerimiz facebook ve benzeri sitelerde destek grupları oluşturur oldu. internet, medya, sinema, tiyatro vs. derken her yerde o kadar çok şiddet teması ve bu tema üzerine kurulu bir takım ögeler görmeye ve duymaya başladık ki,acıdır ki sıradan birşey oldu artık bizim için bu durum . herşeye rağmen sonsuz saygı duyulması gereken bir senaryosu olan oyunculuk açısından da fena olmayan bir başyapıttır. herkes tarafından izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
    6 ...
  26. 113.
  27. ingiliz yazar anthony burgess'ın, aziz üstel tarafından büyük bir başarıyla türkçeleştirilen başyapıtı olan olağanüstü roman... modern toplumda yalnızlığa ve suça itilen gençlerin yaşadıkları ve çevrelerine yaşattıkları trajediyi, suç olgusunun sosyal temellerini, devletin suç olgusu ve suçlu karşısında aldığı tavrı son derece sürükleyici, çarpıcı, kara mizah dolu bir üslupla anlatır, tartışır... kubrick tarafından gerçekleştirilen sinema uyarlaması son derece başarılıdır.
    0 ...
  28. 114.
  29. kitabını okumadım ama filmden anladığım kadarıyla en başta moderniteye giydiren stanley kubrick filmidir. "sikinin dikine gitmek" diye bir söz var, çoğumuz duymuşuzdur. işte filmdeki alex'in yaptığı şey tamamen budur. çünkü filmdeki birçok sahnede görüyoruz ki etraftaki insanların beyinleriyle alex'in siki* arasında bir uyuşmazlık var ve bu yüzden çocuk serseri oluyor. fakat bu noktada bizim stan çıkıp diyor ki bu adam böyle elinde fallik sopayla gezen, otorite ve iktidar düşkünü bir serseriyse, bütünün parçası olmayan, modernitenin karşı çıktığı insan tipiyse neden beethoven dinliyor? bunun iki amacı olabilir: birincisi, beethoven'ın senfonileriyle hitler dönemi almanyası arasında bir bağlantı kurarak güzel olduğu kabul edilen şeyin de aslında alex'ten farkı olmadığını iddia etmek (riefenstahl'ın triumph of the will filminden görüntüler akarken arka planda dalga geçercesine bir ode to joy çalması bunu akla getiriyor) veya insan ne kadar kötü olursa olsun, yeterince özgür bırakılırsa mutlaka güzel olanı bir noktadan yakalayacağı da söylenmek isteniyor olabilir. sonuçta adamın başına asıl dert açan şiddete karşı şartlanması değil 9. senfoniye karşı şartlanması oluyor...

    ayrıca rusça'daki horoşo'dan alınan "horrorshow" kelimesi de müthişmiş...

    edit: eksileyen arkadaşa da selam ederim... nesini beğenmediyse söylesin tekrardan düşünebiliriz. tabii nazi değilse*
    2 ...
  30. 115.
  31. stanley kubrick'in muhteşem filmi. filmden çıkartılan sonuç ise, ahlaki değerlerin birbirine karıştığı bir toplumda yıkanmış bir beynin topluma kazandırılması kesinlikle ve kesinlikle düşünülemez. bu kavramı çok güzel anlatmış ve toplumsal değerlerin karışıklığını çok güzel ortaya koymuş. yönetmenin eline sağlık.

    5. nesil yazar adıyla da kulağa hoş gelir. *
    1 ...
  32. 115.
  33. eski ama çok izlenilesi bir film. davranış değişikliği konusu ilgi alanı olanların göz ucu filmi.
    0 ...
  34. 116.
  35. içinde bir çok rusça kelime geçen film. Devoçka, malçik, moloko, bog, vs. gibi. (bkz: nadsat)
    0 ...
  36. 117.
  37. müzikleri baştan sona harika, kurgusu haylice sağlam, çekimleri on numara her şeyiyle bir şaheser olan film.
    stanley kubrick'in izlediğim en güzel filmi.
    saydığım bu güzellikler içinde özellikle müzik seçimi, -müziğin çekilen sahneyle olan uyumu vs.- çok ayrı bir güzellik katmıştır filme.

    ve başrol oyuncusunun* inanılmaz derecedeki oyunculuğu büyülemiştir.
    1 ...
  38. 118.
  39. burgess tarafından yazılıp stancey kubrick tarafından sinemaya aktarılan sıradışı film. özellikle arka fonda yer alan paganini ve beethoven eserleri filme ayrı bir hava katıyor.konuşmalar da filmin sıradışılığına olağanüstü katkıda bulunuyor.
    0 ...
  40. 119.
  41. kitabının filminden daha güzel olmasından mütevellit önce filminin izlenmesini tavsiye ettiğim eser.
    1 ...
  42. 120.
  43. alex' in odası mükemmeldir. çok sevdiği ludwig' in kocaman bir tablosu duvarında, çok sevdiği yılanı yatağının ayak ucunda, takma kirpik aynada, çalınan saatler çekmecede ..
    2 ...
  44. 121.
  45. algımı bir daha sorgulamama neden olmuş film. ya bende bir enteresanlık var ya da bu film hakkaten bi şeye benzemiyor.
    evet; karakterler, müzikler, olaylar, mekanlar etkileyici ve akılda kalıcı ama.. bir şey var, rahatsız edici bir şey. sürekli bir ne olduğunu tanımlayamadığım beklenti. ve sonuç??

    filmi tanımlamak için 'saçma' kelimesinden çok aklıma gelen 'rahatsız edici' oldu. filmi izlemeden önce hakkında okuduğum yorumlardan sonra bu yorumları yazarken bile tereddütteyim. acaba hakkaten bende mi algı problemi var ve olayı tam anlayamadım; yoksa hakkaten sadece 'suç & saldırganlık & ceza & cinsellik' üzerine yapılmış ortalama bir film mi? ayrıca merak etmeden duramıyorum acaba filmin yönetmeni stanley kubrick olmasaydı da hiç tanınmayan biri olsaydı bu film bu kadar beğenilir; kültler arasına girer miydi?
    0 ...
  46. 122.
  47. film her insanın şiddete eğilimi olabileceğini anlatır, hem de ne anlatır?! ilk yarıda alex'in yaptıklarına saydırırken ikinci yarı alex'e yapılanlara üzülürsünüz. alex'in şiddet uyguladığı insanların alex'e şiddet uygularken ki sıfatları aşırı derecede korkutucu ve etkileyicidir. bu da kubrick'in başarısıdır.
    0 ...
  48. 123.
  49. şiddetin -hele hele yapay yollarla- ortadan kaldırılmasının yanlış olduğunu savunan kubrick filmi. sırf bu açıdan bakacak olursak dexter'ın içindeki kötülüğü keşfeden harry morgan'ın dexter'ın içindeki bu kötülüğü yok etmeye çalışmak yerine o kötülüğü doğru bir amaca yönlendirmesi sebebiyle dexter ile arasında bir ilişki kurabiliriz.

    filmin yan etkisi ise: mp3'ünde uzun süredir duran ve ayda yılda bir dinlediğin hoş, yumuşak bir şarkı olan singin in the rain'i her gün dinlediğin ve intikam dolu bir sesle bağıra bağıra söylediğin bir şarkı haline getirir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük