türkçesinin ingilzcesiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir çevirinin daha yapılmasına sebep olan filmdir * vizyona girdiği yıl oscar ödüllerini silip süpürmüştür, gerçek bir hikayeye dayanır, matematikçiler için ayrı bir anlam tazıdığı düşünülmektedir *
ayrıca filmi izlememiş olanlara "sinema takipçisi" gözüyle bakmadığım filmdir, bu filmi izlemeyen ben sinemayı takip ediyorum demesindir :)
Bir dahinin önüne çıkan şizofreni hastalığını sevdiği kadının yardımı ve kendi zekası ile nasıl aştığını anlatan mükemmel ötesi film. Verdiği mesaj çok iyidir.En çok etkilediği sahnelerinden biri ise oturduğu masaya koyulan sıra sıra kalemleri bakarken yüzündeki şaşkınlık, mutluluk ve daha bir sürü karmaşık hislerin aynı anda aldığı ifadeyi görmektir. Sonunda nobel alırken yaptığı konuşma ile gönülleri fethetmiştir.
Oda arkadaşının göründüğü ilk sahnede arkadaşımın "bu adam yok aslında hayali arkadaşı. şizofren bu herif" diyerek bütüm filmi bana zehir ettiği filmdir. Tapılası, arşivlenesi, nesilden nesile aktarılası bir filmdir.
bir matematikcinin klişe yıkan evlenme teklifi ile beni benden almaya yeter filmdir.
e= j.nash k= kız arkadaşı
e -ilişkimizin uzun süreli olabileceğini düşünüyor musun? çünkü bir tür kanıta ihtiyacım var, onaylanabilir sabit verilere.
k -aa.. özür dilerim bana bir dakika izin verebilir misin? romantik hayallerimi yeniden tanımlayabilmem için... bir kanıt.. onaylanabilir veriler.. tamam,evren ne kadar büyük?
e -sonsuz.
k -nerden biliyorsun?
e -çünkü bütün veriler bunu gösteriyor.
k -ama henüz kanıtlanmadı.
e -hayır.
k -gözünle görmedin.
e -hayır.
k -nasıl emin olabiliyorsun?
e -bilmem.. sadece inanıyorum.
k -hmm.. sanırım aşkta aynen böyle... (kısa süreli sessizlik)sanırım şimdi bilmek istediğin kısım evlenmek isteyip istemediğim.?
matematik finalinden yaklaşık dört gün önce izlenildiğinde fena gaza getiren filmdir. ben de bi ara soruları cama yazıp çözmek istedim ama o filmde anne terliği yoktu unutmuşum.
filmde birçok can alıcı yer olmasına rağmen benim en favori sahnelerimden birisi tabi ki barda oturup kızları keserlerken adam smith ' in karizmasını çizen o meşhur oyun teorisi ve ikincisi ise üniversiteye gittiğinde bütün arkadaşları derslere girerken john forbes nash jr ' nin ders kitaplarını atarak bu kitapları içi dolu safsatalara benzetmesi ve özgün bir şeyler bulmak için günlerce avare avare dolaşması.
ayrıca bu film için john nash çok olumlu yorumlarda bulunmuş, sadece ufak tefek eksiklerin olduğunu söylemiştir. bu film birçok lise ve üniversitelerde özellikle matematik bölümlerinde öğrencilere defalarca kez izletilmektedir. russell crowe ise filmin bu kadar tutmasında ve bu kadar etki yapmasında çok katkısı olmuştur. fight club ile birlikte en çok izlediğim filmdir ayrıca.
Bir şizofrenin hayatının anlatıldığı mükemmel bir film.Fakat filmin orjinal ismiyle Türkçe'ye çevrilmiş halinin arasında biraz farklılık var.Zaten çeviriler genellikle orjinalin büyüsünü bozar.
bu yaşıma gelip içeriğine dair hiç bi bilgi edinmemiş olmamın ilginçliği bi yana, sonunda oturup tadını çıkara çıkara izledim ve şaşırdım falan böyle sonuna. tüm dünyanın bildiğini yıllar sonra öğrenmek heyecanlanmak falan acayip hissettirdi...
john nash'in şizofrenliğini az sevişmesine bağladım, filmden aşkın seksin gücü mesajını aldım. doğru mu aldım bilemedim. ama oldu öle bişeyler...
-'' büyümüyor o küçük kız hiç büyümüyor.''
insanın içini sızlatan film. düşünsene yıllardır arkadaşım bildiğin biriyle bigün konuşmama kararı alıyosun peki neden sırf senden başkası onu göremiyo diye. acı bee.
2001 yapımı bol ödüllü bir filmdir yönetmen ron howard dır.muhteşem bir şizofreni filmidir. başrolünde russel crowe, edd harris gibi oyuncular oynamaktdır. filmin konusu bir başarılı matematik hocasının daha üniversite yıllarındaki yalnızlığına ortak olan bir hayali arkdaş ve o arkdaşın ufak kuzeni ile başlar. adam hayatı boyunca bu arkdaşı ve kuzeni ile yaşamaktadır. fakat bunu yalnıza kendisi görür. olaylar her zaman iyi gitmemektedir. hayali yaşantısı onu neredeyse çocuğunun ölümüne kadar sürükler. en sonunda çok ünlü ve başarılı bir profesör olur hayali arkadaşları hala yanındadır fakat adam artık onlarla yaşamayı öğrenmiştir.
azmin zaferi konusunda güzel bir ders veren filmdir...