her nekadar dilimize aşure günü olarak geçsede alsında aşura günüdür. alevilikte özel bir gündür fakat araplar arasında bilinmez, özel bir gün olarak kabul edilmez. muharrem ayının nuncu günü aşura günğ olarak kabul edilir ve bu tarih islam dini için önemli bir gündür aşağıdaki olayların hepsi bu günde gerçekleşmiştir.
Allah yerleri ve gökleri bu günde yaratmıştır,
hz. âdem'in tövbesinin kabûl olması,
hz. nuh'un tufandan kurtulması,
hz. yûnus'un balığın karnından çıkması,
hz. ibrahim'in ateşte yanmaması,
hz. idris'in göğe çıkarılması,
hz. süleyman (a.s.)'a saltanat verilmesi,
hz. yakub'un oğlu hz. yusuf'a kavuşması, hz. yusuf'un kuyudan çıkması,
hz. eyyûb'un hastalıktan kurtulması,
hz. musa'nın kızıldeniz'i geçmesi ve firavun'un helak olması,
hz. isâ'ın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması aşure günü oldu.
hz. musa (a.s.)'nın firavn'ın şerrinden kurtulması
hz. ibrahim (a.s.)'in dünyaya gelmesi ve ateşten kurtulması,
hz. hüseyin (r.a.)'in şehid edilmesi
kıyâmetin kopması da aşûre günü olacaktır.
Bu gün hakkında bir çok hadiste bulunmaktadır (merak ediyorsanız araştırın, her şeyi benden beklemeyin). fakat sunni mezhebinde çokta önemsenmez fakat alevi inancında ise kazan kazan aşureler yapılır, semah dönülür, dualar, sadakalar, hayırlarla geçer. fakat bu gün hadislere bakıldığında islamın kutsal geceleri kadar önemsenmesi gereken bir gündür.
aşura, muharrem ayının 10. günüdür, kelime kökü arapça aşara(10)' dan gelmektedir. yalnız şii' ler için değil, tüm peygamber aşıkları için bir matem günüdür, ki o gün belki de yeryüzünün görebileceği en acı gündür.
ey muhammed(sas) ümmeti sen!;
hz. adem' in tövbesinin kabul olduğu gün için sevin,
hz nuh tufandan çıktı deyip mutlu ol,
hz. yûnus' un balığın karnından çıkması için gül,
hz. ibrahim' in ateşte yanmamasından dolayı bayram eyle,
hz. idris'in göğe çıkarılmasını kutla,
hz. süleyman' a saltanat verilmesini kutla,
hz. yakub' un oğlu hz. yusuf'a kavuşması, hz. yusuf'un kuyudan çıkmasını kutla,
hz. eyyûb' un hastalıktan kurtulmasını kutla,
hz. musa' nın kızıldeniz'i geçmesi ve firavun'un helak olmasını kutla,
hz. isâ' nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılmasını kutla,
hz. musa' nın firavn' ın şerrinden kurtulmasını kutla...
bunlar için sevinip dur. ama unutma ki, yaradan için kıyam, ölüm, bunların hepsinin önüne geçer, ve sen sanmaki sevinip durmak seni cehennem azabından korur, düşün...
aşura demek kazan kazan tatlılar yapıp, dönüp durmak mıdır? ey muhammed(sas) ümmeti, seni hayvanlardan üstün kılan nedir? akıl değil mi? o halde sen o nu kullanmaktan neden bu derece aciz kaldın? emeviler gözlerini türlü hadislerle boyayıp durduğu için mi? unutma yalancı hadisler hz. muhammed(sas)yaşaken bile yazılıp durdu da,
o: benden bir hadis duyduğunuz zaman kuran-ı kerim ile mukayese edin eğer uymuyorsa onu kaldırıp duvara çırpın der. gerçeklere aç kalbini kulağınla veya gözünle değil kalbinle ikrar et.
Peygamberimizin zevcelerinden Ayşe şöyle rivayet etmiştir:
Resulullah'a vahiy gelmekte olduğu bir sırada, Hüseyin ibn-i Ali içeri girdi ve sıçrayarak kendisini Resulullah'ın omuzuna attı. Cebrâil Ey Muhammed, bunu seviyor musun? dedi. Resulullah (s) Nasıl sevmem, o benim çocuğumdur dediğinde, Cebrâil Senden sonra ümmetin onu öldürecektir. dedi. Sonra Cebrâil elini uzatarak beyaz bir toprak getirdi ve Oğlun bu yerde şehid edilecektir. Bu yerin ismi ise Taff (Kerbela) dedi.
Cebrâil gittikten sonra Resulullah, toprak elinde olduğu halde ağlıyordu. Sonra Ey Ayşe, Cebrâil bana oğlum Hüseyin'in Taff denilen yerde şehid edileceğini bildirdi. Benden sonra ümmetim saptırılacaktır; dedi.
Sonra ağlayarak ashabının yanına gitti. Onların arasında Ali, Ebu Bekir, Ömer, Hüzeyfe, Ammar ve Ebuzer de vardı. Onlar aceleyle Resulullah;ın yanına gelerek Ya Resulallah, niçin ağlıyorsunuz?; dediler. Resulullah;Cebrâil bana oğlum Hüseyin'in benden sonra Taff denilen yerde şehid edileceğini haber verdi ve bu toprağı getirerek mezarının orada olacağını bildirdi
ibn-i Saad, Resulullah;ın zevcelerinden olan Ayşe;den şöyle rivayet etmiştir:
Resulullah'ın (s) uyuduğu bir sırada, Hüseyin içeriye girdi ve Resul-i Ekreme (s) doğru yürümek istedi. Ben onu Resulullah'tan (s) uzaklaştırıp, işimin başına döndüm. Hüseyin tekrar iki alem serverinin yanına yaklaşınca, Hz. Muhammed (s) ağlar bir şekilde uyandı. Ben Niçin ağlıyorsunuz, bir şey mi oldu diye sorduğumda, Cebrâil bana Hüseyin'in şehid düşeceği yerin toprağını gösterdi. Allah'ın gazabı onun kanını dökenlere çok şiddetlidir. diye buyurdu. Daha sonra Resulullah (s) elini açtığında (ince kum) toprağı gördüm. Resulullah (s) bana hitaben buyurdu ki;Ey Ayşe, canım elinde olan Allaha andolsun ki, bu olay beni çok üzüyor. Benden sonra Hüseyin'i ümmetimden kimler öldürecek?
bu gün aşura, her yer kerbela...
aşuran mübarek olsun deyip dur, ey mümin kardeşim ama unutma dökülen kanlar öyle kutsaldı ki sen bugün rabbine bu denli yakınsan yaşayan islam sayesindedir, rabbine dön ve huseyniçin göz yaşı dök, bırak aşure pişirmyei, sevinmeyi, bu gün mümine bayram değil matem günüdür, mahşere kadar, göz yaşı dök ki huseyn in mağfiretine yakın ol.
yezid denen zalim firavuna lanetler okuyanların esad firavununun resimleriyle dolaştıkları bir acayip gündür. yezid sayı olarak 100 insan kestiyse esad 300.000 insan katletmiştir.
hz. adem' in tövbesinin kabul oldu
hz. nuh tufandan çıktı
hz. yûnus' un balığın karnından çıkması
hz. ibrahim' in ateşte yanmaması
hz. idris'in göğe çıkarılması
hz. süleyman' a saltanat verilmesi
hz. yakub' un oğlu hz. yusuf'a kavuşması, hz. yusuf'un kuyudan çıkması
hz. eyyûb' un hastalıktan kurtulması
hz. musa' nın kızıldeniz'i geçmesi ve firavun'un helak olması
hz. isâ' nın doğumu ve ölümden kurtulup, diri olarak göğe çıkarılması
hz. musa' nın firavn' ın şerrinden kurtulması
gibi olaylar rivayet edilse de bunlar hicri takvimden önce olmuş olaylardır. muharrem ayı yokken, nasıl bir hesaplamayla bu olayların denk geldiği gün tespit edilmiş düşündürür. aşura sadece muharrem ayının 10. günüdür.
Aşura Günü ( = 10 Muharrem ) ) ORUÇ
Tutul"MA"malıdır... Neden?
imam Sadık (a.s) bu konu hakkında şöyle
buyurmuştur:
"Emevî soyu ve Hüseyin'in (a.s) şehit edilmesinde
onlara yardım eden Şamlılar, 'Hüseyin (a.s) öldürülür, Kufe ordusu Kerbela Savaşı'ndan sağ
salim döner ve hilafet Emevî soyunda baki kalırsa o
günü bayram ilan edecek, şenliklerle kutlayacak ve
"şükrünü yerine getirmek için oruç tutacağız!'
şeklinde adakta bulunmuşlardı. Bu yüzden o gün
bugündür Aşura gününde oruç tutmak Ebu Süfyan soyu arasında bir gelenek hâline geldi. insanlar da
onlara uyarak bugünde oruç tutmaya başladılar.
(Bugünü kutlu bir gün sanarak) ailelerini ve
yakınlarını kutluyorlar."
çünkü tarihte birçok hikmet bu zamana denk gelmiştir. misal;
yunus peygamberin balığın ağzından kurtulması, musa peygamberin allah'ın izniyle kızıl denizi yararak firavunun zulmünden kurtulması, adem peygamberin duasının kabul olması, yusuf peygamberin kuyudun kurtulması gibi birçok önemli hikmet bu güne denk gelmiştir.
hatta öyle ki efendimiz zamanında aşura günü oruç zorunlu gibi bir şeydi. o zaman ramazan orucu farz kılınmamış bu sebepten peygamber efendimizde bu oruca çok önem verirdi.
yalnız muharrem orucunu sadece o gün değil de bir gün öncesini veya bir gün sonrasını veyahut ikisini birden tutmak icap eder. sebebi de şudur sevgili dostlar.
yahudilerde aşura günü oruç tutarlar. fakat sadece o günü oruç tutarlar. çünkü o gün firavunun zulmünden kurtulmuşlardır. bu şekilde bir uygulama olduğunu gören alemlerin efendisi peygamber efendimiz ümmete muharremden bir gün öncesini veya bir gün sonrasını veyahut ikisini birden şeklinde tutmayı öğütlemiştir.
yani bugüne uyarlayacak olursak pazar, pazartesi; pazar, pazartesi, salı veya pazartesi, salı şeklinde tutulacak.
Muharrem ayı ve Âşura günü orucu
ibni Abbas Radiyallâhu Anhümâ rivayet ediyor:
Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem Medineye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi.
Bu ne orucudur? diye sordu.
Yahudiler, Bugün Allahın Musayı düşmanlarından kurtardığı, Firavunu boğdurduğu gündür. Hz. Musa Aleyhisselâm şükür olarak bugün oruç tutmuştur dediler.
Bunun üzerine Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem da, Biz, Musanın sünnetini ihyâya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti. (Ebû Dâvud, Savm: 64)
Bu hususta Hazret-i Âişe Validemiz diyor ki:
Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem de buna uygun hareket ediyordu.
Medineye hicret edince bu orucu devam ettirdi ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı.
Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı. (Buhari, Savm: 69)
Bu hususta başka bir rivayet de şöyledir:
Kays ibni Sad ibni Ubâde Radiyallâhu Anhümâ anlatıyor:
Biz Âşura günü oruç tutuyor ve sadakasını ödüyorduk. Ramazan orucunun farz oluşu ve zekat emri inince artık onunla emredilmedik, ondan yasaklanmadık da, biz onu yapıyorduk.
(Nesai, Zekat: 35)
Âşura orucunun fazileti hakkında da şu meâlde hadisler zikredilmektedir.
Bir zat Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Veselleme geldi ve sordu:
Ramazandan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?
Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allahın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir buyurdu.
(Tirmizî, Savm: 40)
Yine Tirmizîde geçen bir hadiste Peygamberimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem şöyle buyurmuşlardır:
Âşura gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum. (Tirmizî, Savm: 47)
Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allahın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur (ibni Mâce, Sıyam: 43) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade ediyor.
Bu hadisin açıklamasında imam-ı Gazalî, Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamından da ümit edilir demektedir.
Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharremin dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir.