salaklığının aşka karşı direnmesinden geldiğini düşünmediğim kadındır. direndiği aşk sonrası gelen mutsuzluktur. keşke herşey aşkın vadettiği gibi mutlulukla dolsa ama keşkelerle kurulan her cümle gibi malesef gerçekleşmiyor, geriye uzun süre kapanmayacak yaralar kalıyor. aşktan korkuyormuş, kadınmış, salak denmiş kime ne? sadece benliğinde son kalan umudu koruyor, kırılmasın diye hayal bile kurmayan bir kadınsan bunu anlayabilirsin sadece.
aşktan değil aslında acıdan korkmaktadır.
salak değildir elbette ama korkaktır.
sorumluluk almak istemeyendir.
aşk için bedel ödemekten kaçınandır.
oysa, asıl aşkların bedel ödenen aşklar olduğunu bilmeyendir.
sadece kadınlar için değil erkekler için de geçerlidir.
aşktan korkar çünkü zamanında korkutmuşlardır, salaktır çünkü zamanında inanmıştır. duygusuzdur çünkü duygularını gizlemeyi öğrenmiştir. samimiyetsizdir çünkü kapılıp gitmenin yanlış olduğunu farketmiştir. ikiyüzlüdür çünkü nabza göre şerbet vermesi gerektiğini bilir. acımasızdır çünkü intikam alma niyetindedir.
aşkı bir kez yaşayan kimse tekrar yaşamamak için aşktan korkar, yani bir hatayı ikinci kez yaptığında aptal olacaktır.
peki, hata yapmak istemediği için "salak " mı denilecektir kendisine?
yalnızlığın tadını çıkaran bir kadından daha güçlüsü yoktur, hele ülkenin metropolünde bunu başarabiliyorsa!
hep bu erkeklerin suçu. bu ayı cinsi kadınlara acı çektiriyor, bundan mütevellit sevgili kadınlarımız aşktan korkuyor. boyunuz posunuz devrilsin erkek milleti.
attila ilhan bir şey demişti:
sokaklarında mohikanlar gibi ateşler yaptık
sana taptık olan unuttun mu sana taptık.
salakligi, her sakali -afedersin-taşşağı olani erkek sanmasindan dolayidir, doğrudur. cani bundan yanmistir, korkatir, dogrudur. bunu anlayamayacak ya da anlayip da caba sarfedemeyecek erkek de onu her sekilde "salak" ilan ederek, isin icinden siyrilir. Şimdi; Kim salak, kim korkak?
birincisi insan bilmediği şeyden korkar. aşk da eğer onu keşfetmeye çalışmazsan bilinmez olarak kalır, aşktan korkar olursun. ikincisi bu kadın, şu güzide ata sözümüzden bi haberdir: tecavüz kaçınılmazsa, zevk almaya bakacaksın. çünkü aşk kaçılabilecek birşey değildir, zaten de kaçılamasın diye rabbim aşkı mantıksız yaratmış*. mesela benim en sevdiğim acılarım aşk acısı olanlar, onları böyle sevip okşayıp kadifelere sarıp saklıyorum. neden, çünkü öldürmeyen acı güçlendirir de ondan.
sonuç olarak bu kadın salak olmasa da cesaretsiz kadındır, acı denen şeye hayatında yer vermek istemeyen kadındır, korkularını seven kadındır. belki de zayıf kalmak isteyen kadındır.
aşktan değil aşkın acısından korkan kadındır. kimse durup dururken "sevicem heyecanlanıcam mutlu olucam" diye üzülmez, korkmaz. daha önce korkmadan aşık olup da aşkın her halini kabullenip de üzülmüştür. kendini bile bile ateşe atmak istemeyen kadın da salak değildir. temkinlidir olsa olsa.
önce başlığı düzeltelim. "aşktan korkan salak kadın" değil, sadece " aşktan korkan kadın". çünkü salak değil korkak kadındır. bu da yaşadığı şeylerle alakalıdır.