aşk

entry15861 galeri789 video56
    15851.
  1. 15852.
  2. adı var sadece kıymeti yok .
    0 ...
  3. 15853.
  4. 15854.
  5. Biliyorsun bazen bizi düşünüyorum, ara sıra
    Ama tekrar aşka düşmek istemiyorum,
    Seni unutmak istemezdim
    Ama seninle bu ya hep ya hiç

    Suyun dibindesin, bizi boğuyorsun
    Aşkım yeterli değilmiş gibi sorguluyorsun
    Ama bilmenden nefret ediyorum, bilmenden, bilmenden
    Elimi kolumu bağladığını
    Şuan bundan pişmansın ama bu senin hatan
    Fikrimi değiştireceğimi sana düşündürten ne?
    Ve bilmekten nefret ediyorsun, bilmekten, bilmekten
    herşeyi Batırdığını bilmekten

    bir gün beni tekrar seveceksin
    Bir gün beni gerçekten seveceksin
    Bir gün benim hissettiğimi hissederek uyanacaksın
    Bebeğim, kapımı çalacaksın
    Bir gün beni tekrar seveceksin
    Sonuna kadar beni kucaklayacaksın
    Bir gün denemem için yalvaracaksın
    Bir gün senin sevgilin olmaktan öte olduğumu anlayacaksın
    Senin sevgilin olmaktan öteyim, senin arkadaşınım

    Biliyorum ki kalbindeyim, belki de bir yandan
    Başka bir adam bana yazar, ona asla cevap vermem
    Hayat döner gelir ve dünya yuvarlaktır
    Ve ben giderim, seni Londra'da yeniden öperim
    Ya da orada değilse Marbella'da
    Kumların üzerinde, yıldızlara bakıyorum
    Biliyorum ki dalgalar benim izimi silmedi
    Ama beni takmayışın beni yere seren şey
    Güneş, kumsal ve kumlara, oraya gidelim
    Bebeğim, sessiz kalma
    Biliyorum ki benimle çarpışmak istiyorsun
    Yine beni depresyona sokuyorsun
    Odamda sigara içiyorum,
    Ama biliyorum ki

    beni bir gün tekrar seveceksin...
    1 ...
  6. 15855.
  7. eğer aşk bir bardak suysa ve o bardaktan su içmek de sevişmekse toplum içinde bardaktan su içmemeniz icap eder.
    1 ...
  8. 15856.
  9. hayat bazen bir anlık karşılaşmalarla değişir. benim hikayem de tam olarak böyle başladı. şu an 20 yaşındayım ama anlatacağım olaylar lise yıllarıma, beni bambaşka biri yapan o döneme ait.

    sınıfta yeni bir okula naklim çıktı. küçük bir ilçede yaşadığım için, buradaki herkes birbirini tanıyordu. benim içinse her şey yeniydi. okula alışmaya çalışırken muhammed adında biriyle arkadaş oldum. hâlâ da dostluğumuz devam eder. o zamanlar muhammed'le her teneffüs bahçeye çıkar, goygoy yapar, milletle dalga geçerdik. tipik lise muhabbetleri işte…
    bir gün, tam da böyle bir teneffüste, gözüm bir kıza takıldı. 1.60 boylarında, sarışın… o zamanlar farkında değildim ama inanılmaz güzel bir kızdı. yanında sevgilisi vardı ve her gördüğümde içimde anlamlandıramadığım bir his oluşuyordu. kıskançlık mı, sinir mi bilmiyorum ama ona karşı bir şeyler hissediyordum. her teneffüs onu gördükçe kendimi onu eleştirirken buluyordum: "bu nasıl bir kız ya?" ama asıl anlamadığım şey, neden sürekli ona dikkat ettiğimdi.

    ben d şubesindeydim, o ise a şubesinde. aramızda herhangi bir etkileşim bile yoktu. ama hayat, bazen hiç beklemediğin sürprizler yapar.

    o sıralar hayatımda büyük bir değişim yaşıyordum. 9. sınıfa kadar asosyal, gözlüklü, yazılımla ilgilenen bir tiptim. bir kere hoşlandığım biri olmuştu ama hüsranla sonuçlanmıştı. 10. sınıfın ikinci dönemine girerken spora başladım ve özgüvenim inanılmaz derecede arttı. artık her ortama daha rahat girip çıkabiliyordum. ve tam da bu dönemde sınıflar değişti.

    ben artık a şubesindeydim.

    o günü hiç unutmuyorum. cuma günü sonuçlar açıklandı ve sınıfa adım attım. keşke o kapıdan hiç girmeseydim diyorum bazen, çünkü içeriye adım attığım an hayatım değişti.

    sınıfta tanıştığım ilk insanlardan biri ela oldu. ama bu tanışma, sıradan bir merhaba ile başlamadı. aksine, inanılmaz bir zıtlaşmayla, tartışmalarla… sürekli atışıyorduk. birbirimize su fırlatıyor, şakalar yapıyor, resmen okulun altını üstüne getiriyorduk. öyle ki, bir keresinde onun çantasını klozete bile sokmuştum! o da bana karşı boş durmuyordu, her fırsatta uğraşıyordu.

    ama farkında olmadan bir oyunun içindeydik. bir gün yine tartışırken ona pat diye "sen benden hoşlanıyorsun!" dedim. o da hemen karşılık verdi: "ne hoşlanacağım senden! asıl sen benden hoşlanıyorsun!"

    bu defa bunun kavgasını etmeye başladık. ama içten içe ikimiz de bir şeylerin değiştiğini hissediyorduk.

    günler geçti, biz hâlâ birbirimizle uğraşıyorduk ama bu uğraşlar artık farklı bir anlam taşıyordu. sonra bir gün okulda deneme sınavı yapıldı. ela, sonuçlarından dolayı üzülmüş, sınıfta ağlıyordu. onu o halde görünce içim burkuldu. onca kavga, şaka, atışma… bunların hiçbiri önemli değildi o an.

    herkesin önünde yanına gittim. bluzumun ucunu elime getirip gözyaşlarını sildim. "sen aptal bir kız değilsin, düzelteceksin. bu dünyanın sonu değil." dedim.

    ela'nın arkadaşlarının o an aralarında fısıldaşarak beni övdüklerini fark ettim. o bakışları hissettim. ama en önemlisi, ela’nın gözlerindeki ifadeydi. o anı düşündüğümde hâlâ kalbim hızlanır.

    birkaç gün sonra, okul bir sinema gezisi düzenledi. film avatar 2 idi.

    geziden bir gün önce, ela beklenmedik bir teklifte bulundu:

    "gel, bizimkilerle takıl. anlaşırsınız zaten, beraber vakit geçiririz."

    bu sözleri duyduğumda içimde bir şeylerin kıpırdadığını hissettim. artık ela'ya gerçekten farklı bir gözle bakıyordum. eskiden sadece inatlaşmalar vardı, ama şimdi her an onunla olmayı istiyordum.

    gezi günü sabah uyandım, okula gittik ve servislere bindik. ama moralim bozuldu, çünkü ben ikinci servisteydim, ela ise birincideydi. yol boyunca aklım ondaydı. avm’ye vardığımızda önce arkadaşlarımla yemek yedim, çünkü onlara söz vermiştim. ama sabırsızlanıyordum, hemen ela’nın yanına geçtim.

    sohbet ettik, güldük, şakalaştık derken sinema salonuna girdik. yanına oturdum. ışıklar kapandı, loş ışıklar açıldı. içimde bir cesaret yükseldi. kalbim deli gibi atıyordu.

    ela'ya döndüm, gözlerinin içine baktım ve hiç düşünmeden söyledim:

    "ben senden hoşlanıyorum. benimle çıkar mısın?"

    elini tuttum.

    ela bir an şaşırdı. beklemiyordu. sonra tuttuğum elini diğer eliyle kapattı, bana baktı ve hafifçe gülümsedi:

    "süründürsem mi, yoksa hemen kabul mü etsem?"

    güldü… ve kabul etti.

    o an, herşeye değerdi gerçekten herşeyime değerdi

    (aşırı yazarlık bir tecrübem yok geçen olayların tamamı birebir bana şahsıma aittir noktalama işaretleri anlam bozuklukları var bazı yerlerde onların kusuruna bakmayın chatgpt ile düzeltebildim burda 4 yıllık bir hikaye yatıyor etkileşim alırsa düzenleyip düzenletyip eklerim çünkü hayatımı alt üst eden hikayeyi birilerine anlatmak içimi dökmek istiyorum artık dipnot=hikayede geçen isimler değiştirilmiştir gerçek bir karşılığı yoktur)
    0 ...
  10. 15857.
  11. şimdi size bir hikaye anlatacağım,

    Bir gün zeus bir ziyafet verir, uyumsuzluk tanrısı olan eriş bu ziyafete çağırılmadığı için çok sinirlenir ve havaya ''en güzel olan için'' diyerek bir elma fırlatır. eriş işte.. o sırada Hera, Athena ve Afrodit bu elma için hak idda ederler. Zeus'tan aralarında en güzelin kim olduğunu seçmesini isterler fakat zeus bu olaya karışmak istemez ve paris adında bir ölümlünün değerlendirmeyi yapacağını duyurur. tanrıçalar durur mu hepsi parise vaatlerini yağdırır: Hera avrupanın ve asyanın kralı yapacağını söyler, athena savaşta kullanabileceği bilgeliği ve yetenekleri yani gücü vaat eder, afrodit ise tek bir şey vaat eder dünyanın en güzel kadınının aşkını..o zamanlar bu yunan kralı'nın karısı troyalı helendir. Paris, Afrodit'in önerisini kabul eder ve onu tanrıların en güzeli ilan eder. ne iki kıtanın hakimiyeti ne de güç, Helen'in aşkına kazanamaz.. Aynı zamanda bu olay heleni geri almak için yapılan truva savaşını başlatmıştır.
    1 ...
  12. 15858.
  13. 15859.
  14. Hiç olmadım olmayı çok isterim zamanı geldi artık.
    0 ...
  15. 15860.
  16. Emek beceri bilgi duyarlılık ve heyecan bekler bizlerden.

    Bir isyandır o kanka.

    Aşk bahçesi siktiriboktan bir diyar değildir ...
    0 ...
  17. 15861.
  18. aşk bir bok beklemez be erektov, beklemediğin anda gelir, ağzına sıçar, ardına bakmadan uzaklaşır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük