öyle garip bi histir. aslında a$k yapmak deyimi yerine sevgileşmekte denebilir bu duruma. illaki a$k demek doğru olmaz. hayat böyle daha dengede gelir insana, kağıttan bir gemi yapıp onu denize bırakırsınız sanki. biraz batar, suyun üstünde dengesini bulur, yüzer. dalgalar onu sarsabilir ama, bir sörfçü edasıyla dalga kıvrımlarına ayak uydurmak gibi bir histir bu.
canlı bir varlık olarak, asli görevini yerine getirmiş olmanın önü alınmaz iç huzurunu yaşatır. zira, insan da diğer tüm canlılar gibi neslini devam ettirme güdüsü ile formatlanmıştır.
yaşamsal doygunluk bir kez yaşandıgı takdirde daha sonraları, yıllar geçmesine ragmen hiç doyulmuyor...
şimdi sorsanız neye açsın diye, ruhumun doyurulmasına derim. beden mi ??? bunu düşünmek bazı noktalardaki kişiler için en sonraki iş, zaten manen doyurulmadıktan sonra madden olsa ne olacak, önce ruhlar doyurulsun..