4 şubat 2011 de vizyona giren, ömer faruk sorak ın yönettiği film.
--spoiler--
çıktığı gün hasbelkader capitol de bilet bulup gitmiştik. akıcı, eğlenceli ilerliyordu. belçim erdoğan ın ya da yılmaz erdoğan ın seçimiyle olsa gerek, bu şirin aşık çiftin seviştiğini göremedik, sadece anladık. onun dışında, jeux d'enfants filminden esinlenmişler diye bok atmak istemem; gelgelelim kutu bence de ordaki kutunun benzeri. ve süpriz final yapmak için güzelim belçin erdoğan ı öldürmek de nasıl bir senaryo anlayışıdır anlamadım. ömer faruk sorak ın huyu bu. sınav filminde de son dakika süprizi yapmıştı, anne ölmüş, çocuklar fena g.te gelmişti. her şeye rağmen müzikleriyle, mehmet günsur- belçim erdoğan ikilisinin güzelliğiyle izlenmiştir. sonunda da sinir bozukluğuyla hüngür hüngür ağlanmıştır.(sevgilinizden ayrıldıktan sonra izlemeyin, ağlatıyo)
--spoiler--
çok iyi bir film olmuş tabi ki bu kadar tesadüf fazla diyebiliriz fakat kurguda hata olmaması tesadüfleri güzel bağlamaları hoş olmuş. mehmet günsür ve altan erkekliye ise söyleyecek lafım yok.
bu kadar tesadüf benim başıma gelsin kendimi sorgularım arkadaş o ne öyle doğarken ben seni kurtardım ölürken sen beni mantalitesini tesadüflerle birleştirelim ruhani birşey yaratalım istemişler. gerçeklik açısından sıfır olsada izlenip ağlanabilir. mehmet günsur her zamanki gibi çok başarılı.
izlediğim aşk filmlerinin neredeyse en iyilerindendir. yok bu kadar tesadüf bir arada olur mu, yok efendim gerçekçi değilmiş, zartmış zurtmuş. ya allah aşkına filmi hangi zihniyetle izliyor bazı arkadaşlar? açık yakalama hevesinize sıçıyım. elbette kusursuz değil.
kasımda aşk başkadır filmi için ölüp bitenler, alacakaranlığın hastası olanlar bu filmi - ay hiç gerçekçi diiil, çok tırt bi kere, o kadar tesadüf mü olurmuş - diye eleştirmesinler. yabancılar yaparken çok harika, müthiş. biz yaptığımızda olalalala! bokum gibi olmuş. diiğ mi?
gülerek izlediğim filmdir zira o kadar tesadüf oldu ki sevişme sahnesinde adamın birinin çıkıp "hayır siz kardeşsiniz, sevişemezsiniz" demesine bile bekledim.
benim gibi taş yürekli bir realisti bile ağlatmış filmidr, hele sevgiliden ayrıldıktan sonra izlenmiş ve bünye iyice harap edilmiştir, hani insanı sikertip* atan şarkılar var ya ha bu yapım onların film versiyonu işte. belçim bilgin erdoğan'ı zaten severdim ama bu filmde hayranı oldum, mehmet günsür abim sen ne yaptın ya? üstatlara saygı bir de eklemeden geçemem. ama mutlak izlenmeli. ankara sanat tiyatrosu'ndan bahsedilmiş olması da etkileyici idi. ankara'da içinde sevgili olunca güzel olabilir mi ne dersiniz?
basit bir senaryosu olan klasik bir aşk filmi. erkek kadın herkes izlemeli yorumunu yapmalı. aslında güzel film insanı izlerken sıkmıyor. tesadüflere inanırım ama bu kadar fazlasına değil..
bu hafta başında önce incir reçelini izledim.ağlayamadım onda ama duyguyu çokca hissettim.ardından kaybedenler kulübü geldi tüm konuşmalarını attım hafızaya şuan hayatın anlamını ve erol egemen'i arıyorum.bugünde aşk tesadüfleri sever.şubattan beri izlemiycem diyodum.izledim ve içimi oydu saolsun.ben böle film izlemedim.mehmet günsür o nasıl bir gülüş nasıl bir oyunculuktur.belçim bilgin çok yapmacık geldi ama o sevgilisyle arabada kavga etti sahnede iyi bu dedim.harika bi film.harika oyunculuk.
ve ankara denizle özgürün ankarayı gezdiği sahnelerde de ağladım.sevgilim ne kadar güzeldi.tunalısı,gazisi,atakulesi,opera yolu harikaydı.
film vizyondayken inatla gitmediğim giden arkadaşlarıma da "bırakın şöyle filmleri artık ya amaaaan" diye laf attığım ve sonradan beni pişman eden film. bi de ağlayanlara laf ediyordum klasik bi dram buna mı ağlıyon diye.
ama az önce tükürdüğümü yaladım mı? yaladım. hem de sümüklü bi biçimde. altan erkekli nin sahnelerine bile ağladım lan, adam muazzam bi oyuncu. mehmet günsur, asıl senin gibiler nerde? neden bizim bi özgürümüz yok? neyse sonuç olarak klasik olabilir, cesaretin var mı aşka filmini andıran yerler de olabilir. ama ağladım mı salya sümük, ağladım. gerisi yalan ulan!
afedersin sözlük ama, gece gece insanın amına koyar. Her insan yaşadıklarından bir şeyler bulduğu filmleri sever doğal olarak. Filmdeki bir sahnede "onunla" ilk gittiğiniz mekanda oturduğunuz masada oturup konuşuyorlarsa, işte derim ki o zaman aşk gerçekten tesadüfleri seviyor.
yalnış bir sözdür,çünkü evren siz kör kütük aşık olasınız diye tüm planları önceden yapmış,ortamı hazırlamıştır,öyleki onu gördüğünüzde artık eros un okuna dahi ihtiyacınız olmayacaktır.
bide mehmet günsura rağmen, insana kendisini bir türlü sevdiremeyen filmdir efendim.
tesadüfler güzelse sever , tesadürler güzel değilse aşk onuda sevmez. aşk aslında güzel olan tesadüfler hariç hiçbir şeyi sevmez. mutluluk, bağlılık, masumiyet aşkla birarada barınamaz bir gün,mutlaka. aşk güzel olan tesadüfleri sever, sevdiğinizi iki masa ötede birinin gözlerine bakarken gördüğünüz tesadüfe lanet edersiniz mesela.
