fahriye evcen ve burak özçivit hayranlarını çekmek amacıyla çekilmiş, bildiğin reklam kokan hareketler adı altında incelenebilecek, şarkı sözünden alıntı bir film.
şimdi gelelim uyarıya. lan aklı olan gitmez arkadaş. aklını ve allahını seven gidip de izlemez.
sırada eleştiri var. yaaa arkadaş türk filmi çekiyoruz diye kandırmışlar sizi anladım, siz de çekelim hadi deyip başlamışsınız bir işe de, hiç sormadınız bu nepçim senaryo arkadaş diye! yaaa emeklerinize yazık yemin ediyorum. tamam burak özçivit'i büyük ekranda izlemek çok farklı bir heyecandı hani sahnede görünmesi halinde içimizi çektik falan ama cidden kötüydü be kardeşim.
fahriye yine şarkı söylemiş, totomun kenarı yaa. güzelliğinin dışında her şeyi boktandı filmde. memeleri de güzeldi ayrıca.
burak özçivit de harmandalı oynamış. o da totomun kenarı bir ay falan eğitim almış anlaşılan belki 3-5 gün.
bu kadar eleştirecektin neden gittin ablacığım derseniz; lan vallahi ben gitmek istemedim bu filmin reklam amaçlı çekildiğini ben fragmanında zaten anlamıştım ama es kaza saatlerimiz sadece bu filme uygun diye girdik 'nahlet'olsun arkadaş.
filmin ilk yarısında 'ikinci yarıda ele avuca gelir bir şey çıkmazsa hıııaaaa allah belanızıııı versiiin diyerek kapıdan koşturarak çıkacağım diye arkadaşlarıma uyarıda bulundum. çıktım da nitekim. ilk yarının 5 dakika öncesinde filmden çıkmayı düşünürken bu filme girmemizi ısrarla isteyen arkadaşa ayıp olmasın diye çıkmadım.
lan klişenin de gururu vardır klasik türk filmi ne bekliyorsun diyebilirsin de neresinden tutsam elimde kaldı lan film. mantık hatalarını ayıklarken başım döndü.
hangi erkek karısının surat ifadesi bozulunca anlamaz? hangi türk erkeği karısının cebindeki notu kendinin yazmadığını farkettiğinde ortalığı birbirine katmaz? lan sorarım sana hangi türk erkeği karısını sorgulamaz? kadın gitmek istiyor ulan bir ilgilen dingil bir sor karıya 'oğlum senin götün başın oynuyor niye lan gitmek için kendini yırtıyorsun' diye sor. yollarını kestin engelledin öptün ayaküstü aşk yaptın gittin kaptan nikahı kıydın tamam güzel de elalemin adamını ne diye evine davet ediyorsun eşine sormadan etmeden ulan kıl.
yaaa hepsini geçtim o intihar sahnesi neydi a.q!
film kopukluklar, boşluklar, soru işaretleriyle ve mantık hatalarıyla dolu bir filmdi. hani türk filmi tadı falan da yoktu amına koyayım hiç kendinizi kandırmayın.
fragmanı izleyince 30 bölümlük ihtiraslı, aşklı, meşkli kanal d dizisi olabilecekken 2 saate indirilmiş gibi duran film. burak özçivit yine iyi davranmış, sağ olsun...
iş güç sahibi 6 yakın arkadaş sinemaya gider. bilet alacakları zaman aralarında bulunan çalıkuşu hayranı, hepsini ikna eder ve bu film seçilir.
sinema salonunda bir gariplik sezerler. salonda kendileri dışında 10 liseli çift, 1 tane de kendi yaşlarında çift vardır.
malesef o 6 kişiden biri benim.
romantik duygusal film değil bir kere tam ağlamalık bir sahne bile hata üstüne hatayla kahkahalarla güldürüyor.
oyuncular kaliteli ama oyunculuk kaliteli değil.
yavuz bingöl de yavuz bingöl değil ayrıca.. ezeldeki ramiz dayı oldurmaya çalışıp olduramamışlar.
komik ya bildiğin komedi filmi. ya da bana öyle geldi.
ha eğendim mi "evet". çünkü absürt şeylere bayılır dalgamızı geçeriz. en eğlenilmeyecek durumlarda bile eğlenebiliriz.
özellikle komik bulduğumuz yerler;
filmde zaman kavramı yok. başrol alide süper güçler var her an her yere yetişebiliyor. otobüse, intihar eden kızcağıza, psikopat eski sevgili mi arkadaşı mı eski belalısımı anlayamadığım adamın teknesine...
daha ilk sahnede deli, kızı korkuttuktan sonra kızı hiç tanımayan ali "daha ilk günden kızı korkuttun" diyor. nerden biliyorsun belki daha önce geldi hiç görmedin ya da turist kalmayacak burada günübirlik geldi.
ali parasını alamamış zavallı otel sahibine parasını ödeyecek diye beklerken bir yumruk atıp adamı yere seriyor. biz bu adam bela olacak başlarına diye düşüneduralım adamın rolü oracıkta bitiyor. kayboluyor.
bir küçük eylül meselesindeki gökyüzüne bakma sahnesini evirip çevirip kamışlı sinemaya çevirmişler. filmin başında bu sinema sahnesini cidden amacına uygun buldum. güldük.
çiçekli pembe terlikleri kız beğendi mi beğenmedi mi anlamadım valla içime dert oldu. otobüste çıkarıp baktığı an gülmekten öldüm. hiç kullanmadıysa beğenmemiştir ama o zaman çantasında ne işi var. kıyamadı giymeye heralde.
kötü adam da elmayı ısırdı falan ayrıca güldük o sahneye.
kız neden ülkemizde polis diye bir şeyin olduğunu unutmuş? adam çıkıp gelmiş suçun günahın yok öldürmediğini anladın gidip polise söylesene bu adam babamı öldürdü diye.
filmin sonunda davut güloğlunun denizden çıktığı bir klip vardı ya ha işte o klibin aynısını burak özçivit çekmiş gibi hissedince kıkırdamaya başladım. oğlunun başını okşayınca azcık durgunlaştım tam duygusallaşacakken kamera kocaman ayak izlerine zoom yapınca haykırarak güldük.
ama yine de biz memnun kaldık valla, güldük eğlendik sağolun. uzun zamandır bu kadar gülmemiştik hatta.
Beş yıldır sürdürdüğüm ilişkimde sevgilimle sık sık sinemaya gideriz fakat bu filme kadar hiç aşk filmine gitmemiştik. haydi bu ilk olsun deyip girdik. Filmin daha önce ne fragmanını izledim ne de yorumlarını okumuştum e sonuçta iki güzel-yakışıklı ünlü oyuncu başroldeydi ve illaki güzel birşeyler çıkacaktı değil mi ? Ama ne yazıkki vasata bile ulaşmayan bir yapıt vardı karşımızda. Oyunculuk çok yapmacık, kurgu desen var mıydı ?, senaryo klişe ve oldukça komik. Filmin en duygusal sahnesinde bile gülmekten kendimi alamamıştım. Fahriye Evcen'in aşırıya kaçan yapmacıklığı, Burak Özçivit'in Kenan imirzalıoğlu vari oyunculuğu güzel değil itici duruyordu. Hele Burak'ın denizden çıkan adam sahnesi yok mu komedinin nirvanasıydı.
Sonuç olarak: aşk filmi konulu ama komedi filmi arayanlar varsa gidebilir. ben ise beş yılda ilk kez gittiğim aşk fiminde duygulanmayı beklerken oldukça gülmüş, eğlenmiştim.
Dipnot: Hakkında hiç bir fikriniz olmadan bir filme gitmeyin.
Aşk, bir başka varlığa karşı duyulan derin sevgi. Sevgi kuramının kurucusu Psikanalist Erich Fromm, sevgiyi, insanlığın sorunlarına bir yanıt olarak, kişideki aktif ve yaratıcı gücün kaynağı bir enerji olarak ve bu söz konusu yaratıcılıkla sevmeyi de bir sanat olarak tanımlar. Bir sanat olması bakımından da uygulamada olgunluk gerektirir.
Olaylar kesmiyor izleyeni ama burak ozcivitin ilk senaryo deneyimi olduğu icin doğal karşılanabilir. Filmde hoş olan şey ise filmin çekildiği bölgenin mükemmel olması. insanın içi ferahliyor oralari izlerken.
Gece gece sardım amk şarkısına. Aşık da değilim ki. insan kendini ikiyüzlü hissediyor aşk şarkısında hüzünlenince.
O değil de bu solcu şarkıları cidden kaliteli.
