karşı cinse beslenen aşkın doğuracağı sonuçlardan sadece ikisidir, lakin çoğu bünyede bu iki sonuçtan birini görmek mümkündür.
iki sonucu analiz etmek gerekirse:
-aşık olmak insanı olgunlaştırır, çünkü kişinin hayata bakışı değişir, nesneler ve olaylar kişinin gözünde çok çok farklı anlamlar kazanmaya başlar. bu da kişilik üzerinde derin etkiler bırakır.
ikincisi;
-aşık olmak insanı aptallaştırır, çünkü aşık olan bünye kendini kaybeder, kör olur. beyne bi' kanca atılmış gibi akıl başka birşey düşünemez olur. aşık kişi başkalarının söylediklerini duyamaz, anlayamaz veya olaylar üzerinde mantık yürütemez.
Eğer aşk acısı ile pişerseniz olgunlaşırsınız. Hayatınız değişmeye başlar daha doğru kararlar daha farklı açılardan bakışlar falan.
Ama aşk salaklaştırmayı da yapar. aşık olduğunuz durumlarda sevgilinize hoş görünmek için türlü davranışlarda bulunursunuz bir de aşk sarhoşu olursanız vay halinize.
Aşk;
Aşıkken salaklaştırır. Onu gördüğünde, onu düşündüğünde ne yapacağını bilemezsin. Avanak gibi davranırsın ama bunun farkında olamazsın.
Aşk bititkten sonra, aşk acısı denen nalet seni pişirir, yakar yani olgunlaştırır.
Neticede aşk ne menem bişeydir ki hem salaklaştırır hem olgunlaştırır.
salaklaştırdığı oranda olgunlaştırır. nerede aşkın olmadığından, aşkın saçmalık olduğundan falan dem vuran biri var ise biliniz ki, aşklarında o derece salakça kendini koymuştur ortaya.
aşk salaklaştırır. gözün hiç bişeyi görmez. tozpembe hayallerde yaşarsın. tam bir çocuk gibisindir aşıkken. acısıysa olgunlaştırır. her şey bittiğinde yaptıklarının, hayallerinin ne kadar saçma, ne kadar yalan olduğunu, dünyanın bu şekilde dönmediğini anlarsın. bidahaki sefere aşık olmadan 2 kere düşünürsün. * tecrübe dediğin şey yediğin ve attığın kazıkların toplamıdır nihayetinde. bu şekilde olgunlaşır bütün insanlar.
Eğer acı çektirirse olgunlaşır,
ama mutlu ederse salaklaşırsınız..
Bazen acı çektiğiniz halde mutlu gözüküp salakça şeyler yazmak veya yapmak gibi etkiler de vardır.
ilk önce yaşanılmamışlıkların, arzuların, isteklerin heyecanı belirir yüreklerde. O'nun her gizli kutusunu açtıkça ilgi denen kavramda çözünmeye başlar, sığlıklarında gezinmek daha sonraki işin olur. Ortalama süre içerisinde doyum noktasına ulaşılır. Pişmanlıklarını sorgulamaya başlar taraflar. Gerisi çorap söküğü misali. Acı, keder, hüsran, bilinmezlik... Sürekli kendini sorgulama çabası, yeni pişmanlıklar, keşkeler, özgüven kıyımı, hayata boş gözlerle bakmak ya da sana o gözlerle bakılamayacak olması birdaha. Evet pişmanım, evet ben bir salağım, evet halihazırdaki olgunluğumu da kaybetmek üzereyim, evet başkasını bilemem ama aşk beni mutant ninja türünün en değersiz parçası formuna sokmak konusunda ısrarcı.