lisedeyken bir kıza sırılsıklam aşıktım. tabi platonik, ne yapayım bir türlü olmuyordu. sırf onu bir kez daha görebilmek için birsaat yağmur altında beklemiştim. tek taraflı bir fedakarlıktı ama olsun yine de çok güzeldi.
değişmektir."seni sen olduğun için seviyorum" diyen insanın, seni belli kalıplara sokmasına izin vermektir.*lakin bu fedakarlık mıdır salaklık mı?tartışılır.
Çaydan nefret ederim. Çocukken kahvaltıda dahi içmezdim. Hala öyleyim. Çaydan kastım siyah çay. Yeşil çayı da mecburiyetten içiyorum zaten. Konu neydi? Hatırladım.
Tam da kendimden beklediğim şekilde üniversite birinci sınıfta birine aşık oldum. Daha da yok. Unutamıyorum. Tam birinden hoşlanır oluyorum ya sevgilisi oluyor ya benle olmuyor. Eninde sonunda kendimi onun son görülme saatine bakarken buluyorum. Ya konu neydi?
Bu şahsiyet çayı çok sever. Ben de sırf bu seviyor diye o zaman günde iki bardak içiyordum. Her gün ama. Arada denk gelirsek onla içiyordum. O zamanlar ders falan çalışırdık birlikte. O zaman da içiyordum. Tiksine tiksine ama. Velhasıl kelam pek de keko bir şekilde söyleyeceğin ama ne o beni sevdi ne de ben çayı. Daha da nefret ettim. Çaydan yani. Nasıl içiyorsunuz anlamış değilim. Şimdi kimse kalkıp bana sevgiden dem vurmasın. iyi geceler.
karakterinin değişmesi.düşünsene istemediğin biri olduğunu.ama bunu düşünmezsin çünkü düşündükçe ilişkiden koparsın.en iyisi önüne bak, devam et, bekleme yapma modu.
