Bu diziden çıkarılan ana fikir citkirildim sürekli bayılan hassas görünen surekli onemsenen nihal gibilere aslında hiçbişey olmuyor olan bihter gibi dayanıklı gözükmeye calisan ama hep içine atan "ona bişey olmaz" denilen kadınlara oluyor.
Herşeyi içine atan güçlü görünmeye çalışan kadınlar nihal gibilerden daha hassasdir.nihal gibiler ise sadece ilgi çekmek için hassas kız taklidi yapıyor ve basariyolar da.
Behlül kaçar.. Bihter ölür.. 1000 kez izleseniz de Behlül kaçıyor, Bihter intihar etmeyi seçiyor.. Bu hayatta bazı insanlara düşen görev her defasında tekrar tekrar kaçmak sanırım, bazıları da cesaretin kolunda yürümeyi yük görmüyor
kendisine. Belki de hayat bu iki grup arasındaki çekişmeden geriye kalanlardır. Korkaklar ve cesurlar!
Peki hangi taraf kazanıyor dersiniz? Bu dizide olduğu gibi cesurlar mı kaybediyor? Ya da bu dizide cesurlar gerçekten kaybetti mi?
Kim bilir...
bugün final bölümünün yayınlanmasıyla beni koskoca bi bosluga düsüren dizi. ben bundan sonra ne yapacam diye kara kara düsünüyorum. gideyim de kendime baska bir boş is bulayım.
Herkes nihal in zarar gormesinden korkarken olan bihtere oldu. Nihale hiçbişey olmadı.
ilk bölümlerde bihter ne yaparsa yapsın nihale yaranamadi ona oda yaptı alışverişe çıktı sırlarını sakladı arkadaş gibi olmaya çalıştı ama nihal tarafindan hep dislandi o da evde dislandigi için behlul ile arkadaşlık etti bu arkadaşlık aşka dönüştü.
Şimdi genç bir hatunsunuz evleniyorsunuz evdeki tek konu aman nihal duymasın aman nihal uzulmesin aman nihal zarar gormesin taş olsa çatlar mk.
kendine gel bihter biz zenginiz repliği ile aklımda yer etmiş dizidir. veyahut oğlum o senin yengen yengen de ayrı bir akılda kalan repliktir.
neyse sakinim.
iyi oyuncu geçinen tiplerin repliklerini müsamere çocuğu gibi sıralarının gelmesini beklerken içlerinden sayıp duraksayarak söylediği ağır aksak dizi.
hemen hemen hiçbir şey olmuyor. kıvanç tatlıtuğ dayaklık, beren saat güzel olamayacak kadar kısa, banyolar bir yalıya yakışmayacak kadar estetikten uzak.
biri bu dizinin nesini sevdiğini anlatsın.
Boktan dizi. Bir bölüm izlemeye çalıştım ve bir insan böyle bir abukluğu niye izler ki diye kendime sordum.
Dipnot:sanat eserleri bir toplumun ortak bilincinin ürünleridir. Birkaç yüzyıldır biz leşiz. Hayallerimiz bile leş.
Dipnot2:bir tanıdığım o dizide oynadı. Zavallı kızcağıza canım senin ben beynini skeyim diyemedim.
Sadece behlül-bihter sahnelerini büyülenmiş gibi, kendime işkence ederek izliyorum. Kendimi Hem Bihter'in cesaretinde hem Behlül'ün korkaklığında görüyorum;Bihter'in gözükpekliğiyle gururlanırken Behlül'ün ikiyüzlülüğünü iliklerime kadar tekrar yaşıyorum, Adnan beye hem acıyor hem ondan nefret ediyorum, bir Bihter olup öl artık diye haykırıyorum bir Behlül olup işe yaramazlığımdan, ihanetimden tiksiniyorum...
halit ziya uşaklıgil'in nefis eseri. dizisi de kitabına saygısızlık edilmeden, aslına mümkün mertebe bağlı kalınarak çekilmiştir. kitap güzel, diziye uyarlama güzel, yapım başarılı, oyuncular başarılı, müzikler kostümler mekanlar şahane, konu sıra dışı, biraz hüzün, biraz aşk, biraz tutku, biraz intikam, biraz nefret, biraz masumiyet, biraz günah, biraz sevgi... her şeyden var. insanımız tekrarlarını bile soluksuz izler, her sahnesini her repliğini avucunun içi gibi biliyordur. ortamlarda bilmiyormuş gibi yapar kendince gömer. bu bakımdan da sahtekar turnusoludur.
Dizi güzel fakat 21. yüzyılda çevrilmiş olmasının atmosfer bakımından çok zararı var. O cep telefonları, o ihtişam. o debdebe, o lüks arabalar içerisinde behlül ile bihter arasındaki aşk sulanıp gitmiş. Arka plandaki bu lüks, aşkın tutkusunu köreltiyor, bilinçaltınızda bu iki zavallı ruh arasındaki acı, eletronik biiplerle blörplerle sulanıp gidiyor.
Romanındaki elle tutulur hüzün dizide yok. Hem bihter hem behlül hem adnan bey, ailenin her bir ferdinin iç tahlilleri olağanüstü, Dizi bunları zaten aksettiremiyor. Mesela Adnan aldatılan buna rağmen aşk tuzağından kendini kurtaramayan bir zavallı olarak değil, iş dünyasında bön bön çalışıp boynuzlanan ahmak bir koca gibi geliyor. Çektiği acıların onda biri yok dizide.
Ya romanını okuyun ya Müjde ar'lı ilk çevrimini izleyin.
izlemeye izledim evet ama bence sıradan bir diziydi. bu diziyi bu kadar efsane yapan neyse o beni etkilemedi işte. evet ilk başta heyecanlı gidiyordu ama sonra behlül ile bihterin fingirdeşmesinden başka bişey izlemez olduk. ha yakalandılar ha yakalanacaklar falan başka bir heyacan kalmamıştı ki zaten bıraktım aynı gün atv de parmaklıklar ardında dizisini izlemeye başladım. o daha heyecanlı ve daha bol karakterli bir diziydi, konu boldu. ama eğer evde o gün misafir varsa kaçarı yok ille bihteri aç bihteri aç, misafire bişey de denmiyor izledik mecbur yani.
Bugun behlul un bihter e neden benimle bu kadar ilgileniyorsun neden surekli peşimden koşuyorsun niye evlenmemi istemiyorsun dediği bolumun yayınlandığı dizi.
Cok heyecanli adnan bey ogrenince ne yapacak acaba?