herkesin bir şekilde sosyolojik psikolojik bir yorumda bulunduğu dizi. ee efendim biz de lisede az buçuk sosyoloji psikoloji okumuş öseseye hazırlanırken bunlara çalışmış insanız bu durumda bize de bu tarzda bir yorum yazmak farz oldu. şimdi ilk olarak bu diziyi izleyenler iki farklı şekilde düşünüyor. bir grup vay efendim biz öyle süsü püsü gösterişi yalıları yatları katları sevmeyiz derken diğer grupta biz bunlara ulaşamadığımız için en azından dizilerde görelim severiz şatafatı diyor. ben bu ikinci grubu destekliyorum. yaşayamasakta o yatların katların mürebbiyelerin piyanoların evde her iş için bir hizmetçinin olduğu bir d,nyanın hayalini kurmak bile yeter bize. ayrıca toplum olarak severiz biz gösterişi. neredeyse tuvalet açılışında gündüz gözüyle havai fişekleri ardı ardına patlatan da biziz. hiç parası olmasada kızının çeyizine kesme kristal vazo, şekerlik koyan da biziz. türk filmlerindeki piyano dersi alan veletlere özenip çocuğuna piyano dersi aldıran anneler bizim annelerimiz. velhasılı kelam bu dizi bizim özendiğimiz şeyleri göstermesi ayrıca içinde ortadoğu'nun yeni ilahı bizim ise baştacımız kıvanç tatlıtuğ'u barındırması yanında ayrıca güzeller güzeli bir adet beren saat'in olması ve annelerimizden duyduğumuz kadarıyla behlül bihter ikilisinin trt iÇiN ÇEKiLEN VERSiYONUNDA TOPLUM OLARAK EN MERAK ETTiĞiMiZ SAHNELERiN BULUNMASI NEDENiYLE BiZLERi PERŞEMBE GÜNÜ EKRAN KARŞISINDA OTURTACAKTIR.
psikolojide bildiğim iki kompleksten birinin kılıfına uydurularak ve yasal olarak yaşandığı dizi. halit ziya uşaklıgil'in vardır bir bildiği.
elektra kompleksi, babişkoyu annecikten kıskanan kızın derdi. amma yutkunup göd üstü oturmaktan, anneyi kıskanmaktan ve ileride en azından babasına benzeyen bi hıyar bulmaktan ve zamanla anneyle uzlaşmaktan başka çaresi olmayan bir dert.
bu dizide anne ve kızın, kıza (cici)baba olmaktan kılpayı kurtulan yan komşu için kedi gibi hırlaşmaları, öz babasını doğuştan, mecburen! anasına kaptıran kızın yasal intikamı gibi geldi. bir de ya isimleri zamana; ya da zamanı isimlere uyduraydınız beyav.
hazal kaya'nın kaç yaşında bir kızı canlandırdığı bilinmiyor, ama saçlarına o tip tokalar takacak, ayşecik elbiseleri giyecek kadar da miniminnacık olmadığı aşikar olan dizi. kıyafetlerden kim sorumluysa, şu kıza adam gibi bir şeyler alsın.
selim ilerinin cok guzel bir yorum getirdigi dizi.
Günümüzün kentsoylu dünyası aşkları bir iki günde tüketirken, Bihter'in Behlûl'e cinnetli tutkusu, rahat hayat koşullarındaki seyirciye inandırıcı gelebilir mi, Aşk-ı Memnu on dokuzuncu yüzyılın sonundan bugüne, şimdiki zamanımıza apar topar çağ atlatılırsa? Halit Refiğ, Aşk-ı Memnu'yu hem ev içi dünyası açısından irdeliyordu, hem de, dıştaki, toplumsal-siyasal dünya açısından. Halid Ziya'nın -anılarında belirtmiştir- Abdülhamid sansürü sebebiyle yazmaktan uzak durduğu siyasal ortam, Halit Refiğ dizisinin, yola çıktığı esere sadakatsizlik etmediği bir yeniliğiydi. Çatırdayan bir imparatorluk! Yeni zaman dizilerini gerçekleştirenleri öyle sanıyorum ki pek ilgilendirmiyor, çağ, dönem, toplumsal koşullar.
Romanin gectigi donemi esas alan 1975 tarihli TRT yapimi ile yarisabilecegi tek kulvar, Behlul karakterini canlandiran aktor secimidir diyebilecegim 2008 Kanal D yapimi dizi. Bu anlamda Salih Guney ve Kivanc Tatlitug donemlerinin en yakisikli oyuncularindan *... Bihter karakterini canlandiran Mujder Ar ve Beren Saat arasinda ki benzerlik ise ikisininde ana karakterler arasinda en az yetenege yada tecrubeye sahip kisiler/oyuncular olmasi...Ancak Mujde Ar'in ilk projesidir ve daha sonrasinda oyunculugu guzelliginin cok otesine gecmistir. Beren Saat icinse bunu soylemek pek bir zor yine de kendisi icin Tomris Giritlioglu'ndan umut kesilmez diyebiliriz...
"nihal" karakterinin; babası, behlül ve beşir'le alaklı olan bütün kadınlardan nefret ettiği dizi. bihter, peyker, cemile, behlül'ün manken kız arkadaşı. (şimdilik liste bu kadar)
kendisi, tipik bir şımarıklığın dibine vurmuş, herkesin hayatında başrol oynamak isteyen, hep bana hep bana diyen, bencil ve zengin kız profili çizmektedir.
her ne kadar seyirciye çoğunlukla antipatik gelse de, bu akşam firdevs hanıma ve biraz da peyker'e verdiği ayarlarla gözümüze girmiştir;
firdevs'le kızı, bihter'ler tatildeyken güya yalnız kalan çocukları kontrol etmek bahanesiyle ikide bir konağa damlamaktadırlar:
firdevs: sizi bir yoklayalım dedik çocuklar.
nihal: lütfen bizi artık merak etmeyin firdevs hanım, biz böyle gayet mutluyuz.
(meali: sıktın artık)
firdevs: -mosmor-
...
firdevs: aaa, yarın doğumgünün mü nihal?
nihal: aile arasında bir doğum günü kutlıcaz! (meali: sen gelmiyorsun, boşuna sevinme!)
firdevs: -mosmor- bari bihter'leri bekleseydiniz.
nihal: ben hep gününde kutlarım doğumgünümü. (meali: kıçıma bile saymam!)
firdevs: -mosmor-
...
behlül'e dönerek, bu esnada peyker'i yandan süzerek;
- behlül, sen de kız arkadaşını getir yarın. senin misafirin benim misafirimdir.
meali: behlül'ün manken sevgilisi var. hem de çok mutlu. çatla da patla peyker.
insana, en azından bana [ki ben insansam siz nesiniz] kıyaslamanın ne kadar kötü bir şey olduğunu bir kez daha göstermiştir bu dizi. bireysel değerlendirildiğinde ses tonuyla olsun, oyunculuğuyla olsun her yerinden karizma fışkıran selçuk yöntem'i kıvanç tatlıtuğ'la karşılaştırığımızda beşiktaşımızın 100. yılındaki ahmet yıldırım hüznünü görüyorum kendisinde. yazık lan.
firdevs hanımın hastanade, ölümden dönmüş bir vaziyette yatarken boyunluğunun üstüne çiçekli böcekli bir fular bağladığını gördüğümüz dizi. kokoş olur da insan, bu kadar mı olur yahu. hastanede, morluk, kırık, çıkık içinde yatarken, kadın boyunluğunun nasıl daha şık görünebileceğini mi düşünüyor yani.
Kitap olarak; özelikle yazıldığı tarih için fecii entrikalarla doludur. O zaman insanına göre fazla abartılıdır hatta. Şöyle ki; günümüzde çekilen dizisinde -üstelik aradan seneler geçmiş ve müthiş bir yozlaşma gerçekleşmişken- bize anımsattığı tek şey Dallas dizisidir. yani hala abartılı gelebiliyor. Düşünün ki roman 1900 de yazılmış.
zenginlerin görmemiş olduğu dizi. bülent adlı fırlama çocuğun basketbol maçı için ankara'ya gidildiği bölümde görülmüş olan sahneler yarmıştır. sahne gelişir. otele gelinir odalara bakılır ve inanılmaz tepkiler
+ vaooov uaaaaa aaa ee süper mükemmel
- yok adnan bey siz burda kalın
* yok beşir orası senin odan
ağzında altın kaşıkla doğmuş olanlar onlar için sıradan sayılabilecek bir otel odasını gördüğünde kopuyor, ya sabır.
dizide cereyan eden son gelişmeler, konulu bir porno filmin senaryosuna esin kaynağı olabilecek şekilde karşımıza geliyor, şöyle ki:
1- dizinin esas oğlanı behlül adlı genç(nam-ı diğer horoz behlül), öz amcasının (adnan) genç eşine (bihter) asılmakta ve karşılık da görmekte,
2- aynı behlül, yengesinin kızkardeşi peyker ve annesi firdevs hanıma da göz koymuş durumda, firdevs hanım bu durumdan hoşnut olduğunu belirtmekte ve sık sık "ay ne şeker oğlan, yirim yirim" demekte (mature janrı)
3- behlül'ün amcasının kızı(nihal) behlül'ü arzulamakta,
4- annelerinin ölümünden sonra çocukları büyüten deniz hanım adnan bey'e talip,
5- evin işlerine bakan beşir, firdevs hanım'ın hizmetçisi alman bomba katya ile işleri ilerletmekte,
6- evin mutfağına bakan genç kız (cemile) beşir ile aşna fişna peşinde,
görüldüğü üzere dizi neredeyse tüm erotik fantazileri içeriyor, yönetmen koltuğuna rocco siffredi'nin geçmesi durumunda dizinin şifreli bir kanala geçip +18 yaftası yemesi kaçınılmaz.
dizi hali çok eğlenceli olan yapıt. yalnız behlül ne zaman bihtere atlayacak çok merak ediyorum. bir de dizi günümüze uyarlanmış olduğu için isimler çok demode kaçıyor.
uyarı : aşağıdaki entry fena halde çelik jant ve spoiler içermektedir !
ileriki bölümlerde kitaba göre nihalin çarşafla çekilmesi gereken bir sahnesi var. bihterin çarşafını giyiyor hanfendi onu bihter falan sanıyorlar falan filan da, beni asıl düşündüren nihal dizide çarşaf giyemeyeceğine göre behlül küçük hanımı nasıl bihter sanacak çok merak ediyorum. akşamdan beri düşünüyorum, uykularım kaçtı harbiden.