olmamış iki hayvan gibiydik...
o gece,
salınan bir kabuğun kalbinde
karanlığı duyduk,
bizden ötede
ve geride...
ay kendini dünyadan esirgemekle,
aşkı veriyordu bize. ben anladım
ve dedim ki sevgilime,
seninim. göğün karanlık bir köşesinde
küçük bir yıldız olmak arzusundayım
ve bu istek,
ikimizi öldürmeye yeter...
tüm hazların , arsız hormonların , sevişmelerin , sevmelerin * hepsinin ama hepsinin en nadir süzgeçlerden geçirildikten sonra elde kalan saflıktır. içinde hafif haz vardır , küçük fakat tutkulu öpücükler... elini elinizde hissedebilmektir aşk , dudağı dudağınıza değdiğinde içinizden bir şeylerin kopması , boğazınızda heycanın birikip kalması , küçük çapta bir sarsılıştır aşk... yaşanılması gereken yegane duygu , en saygı gerektirenlerinden...
sevmek sadece kafan iyiyken ilk aşkını düşündüğün gibi acaba başka bir insanı sevebilirmisin, bunu görmek ve istemenin tümüdür. aşk ise bunları isterken karşına çıkan insanla yaşadığın şeylerin geneli ve de bütünüdür bence.
Herşey önce çok güzel başlıyordu...
Sen, gözünde siyah bir bant, beni dansa kaldırıyordun...
Ben seni portekizli bir korsan sanıyordum...
Sonra ortaya çıkıyordu eski bir rus soylusu olduğun...
Odadan yavaş yavaş herkes, soylu soysuz herkes çıkıyordu...
...ikimiz bir de kediler kalıyordu... hava alamıyorduk...
Kapıları mühürlüyorlardı... eskil bir aşk öyküsünün içinde
Kalıyorduk...*