Birisinin, bir dostun kapısını döğdüğü zaman içeriden , Kimsin sözüne ;Benim ; demesi üzerine dostun ; Mademki sen, sensin, kapıyı açmıyorum. Çünkü dostlardan kimseyi tanımıyorum ki o, ben olsun, demesi
Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı. Dostu ;Kapıyı çalan kim?; deyince.
Benim; diye cevap verdi. Dostu ;Git, şimdi zamanı değil. Böyle bir sofra, ham kişinin makamı olamaz.
Hamı, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir, nifaktan ne kurtarabilir? ; dedi .
Adamcağız gitti, tam bir yıl dostunun ayrılığıyla yanıp yakıldı.
3060. Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolaşmaya başladı.
Kapıya varıp ağzından edepten dışarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile edepli edepli halkayı çaldı.
Sevgilisi ;Kim o?; deyince ;Gönlümü alan sevgili sensin; diye cevap verdi.
Sevgili ; Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kişi sığmıyor dedi.
iğneye geçirilecek iplik iki ayrı iplik olursa geçmez. Mademki birsin, bu iğneden geç!
mevlana'dan yüzyıllar sonrada asaf anlatmış bu yolu bize;
kim o, deme boşuna...
benim, ben.
öyle bir ben ki gelen kapına;
baştan başa sen.
peki biz ne kadar sen olabiliyoruz bu hayatta, ne kadar vazgeçebiliyoruz ben olmaktan.
belki de aşk ile ilgili en büyük meselemiz budur, kimbilir.