yasanılan askın yasattıgı badirelerin bunyede bıraktıgı etkilerinin farkedilip kahredildigi o andır. demek istedigim; askı yasarken insanın gozu pek bir sey gormuyor. bu yuzden hayatımızdan kayıp gidenleri pek farketmiyoruz. cunku butun duyularımız "o"na calısıyor. iste bu gidenlerin farkedilip "yazık" diye anıldıgı an insan soruyor:
aslında yasadıgım, ask sandıgım sadece hoslanmak mıydı, yoksa ask mı sandıgımdan farklı?
aileler için kızlarının başka bir mezhepten biriyle evlenmek istediğini öğrendikleri andır. o an onlar için önceden dokunmadıkları aşkınız anlamını yitirir ve mantıkları (!) konuşur.
dünya'ya meyvelerinizide yani çocuklarınızı bıraktıktan sonra 25 - 35 yıl arası olasılık zamanı geçtikden sonra seni seviyorum kelimesinin peynirli sandviç yaparmısın demek gibi bişi olduğu andır.