behlül bihter'i götürür, sanki o boynuzlanmışcasına kahorlur. böyle de hislidir.
behlül-bihter sevişmesini kameraya çeker. böyle de sanatçı ruhludur.
koskoca gemiyi, ziyagil yalısının önüne çektirip, ay ışığında gözyaşı döker. böyle de romantiktir.
nihal'in dandik hediyesiyle sevişir neredeyse. böyle de gizli abazandır.
ama ona hasta olan katya'ya bir kere vermez. bu kadar da aşkına sadıktır beşir.
azıcık yakışıklı olsaymış, ezilen karaktere yakınlık duyma merakımız yüzünden, hayranların tapacağı karakter o olurmuş. ayrıca sinsi sinsi her köşeden çıkıp her konuşmayı duyması da beni kahkahalara boğmuyor değil. (bkz: ekmediğin yerde bitmek)
Türk dizi tarihindeki en salak karakter. Yani sen kalk evin nemrut, şımarık, marazlı, histerik kızına aşık ol, o kız evin uçarı, serseri, hovarda ve bir o kadar yakışıklı yeğenine aşık olsun sonra sen o adeta yunan tanrısı formundaki adamı rakip gör, daha sonra o yakışıklının evin genç ve güzel hanımıyla olan yasak aşkına tanık ol bunu içine dert et, sağda solda paparazzicilik oynamaya kalk, bunu açığa çıkaramayınca kedere boğul kendini gemilere at oralarda kötü olan cigerlerin daha kötü olsun tekrar eve dön ve mal gibi öl.
insanı verem eden karekterdir.kaç bölümdür bir işi beceremedi.herseferinde adnan'a herşeyi söyliyecek imajı veriyorlar ama hiç bir b.k yaptıkları da yok.insanlarla bu kadar da dalga geçilmez ki.