hayatını; aşkıyla doğru orantılı yürütmeye çalışan insandır. aşkının gidişine göre hayatını yönlendiren, ilişkisel anlamdaki iniş çıkışlara göre bir hayat süren, yanlış yapan insandır.
sahiplenilme duygusu muhtemelen çocukluğundan beri eksik olan kişidir. * şöyle ki o yaşa kadar ailevi problemleri olan insanların her zaman karşı cinse ihtiyaç duyduğu yargısı beyinlerinin sol lobunda yer alır. *bu istek çoğu zaman hatalara yol açar. yanlış seçimler ve yanlış insanlar... aşk değil önce insanın kendisi merkez olmalıdır. **
fi tarihinde okuduğum lüzumsuz bir köşe yazısından lüzumsuzca aklımda kalan bilgiye göre, kadınların çoğudur. erkekler hayatı işim, ailem, sevgilim, arkadaşlarım, dostlarım, hobilerim, okulum gibi sınıflara ayırarak algılarken kadınlar işim ve sevgilim, ailem ve sevgilim, ben ve sevgilim, arkadaşlarım ve sevgilim, dostlarım ve sevgilim, hobilerim ve sevgilim, okulum ve sevgilim gibi sınıflara ayırarak algılarlar.
kendisine yazik eder. bir kisiden fazlasini alakadar eden duygular hayatin merkezine konulunca, uzulmemek imkansizdir cunku. elbet bir gun pisman olunur.