HDP'li yağız delikanlıların sevgi ve ilgi gösterdiği çirkin lgbt'li hemcinslerime ya da kızlara "Aşağıya bak. Korkma tam sana göre. Bu çirkinliğin, cehaletinle birleşince benim gibi PKK'lı akrabaları olan erkeklere muhtaç kalırsın Türk. Aşağıya bak indirdim pantolonumu dediğinde." beyni HDP'li propagandaları ile uyuşmuş solcu Türk kızlarının ya da lgbt'li Türk hemcinslerimin "Aşağıya bakmayacağız, gözlerimizi bağla, zaten beynimiz bağlanmış size." demesi ile ortaya çıkmış olan bir slogandır.
Biliyorsunuz, Ocak ayının 6'sından bu yana Boğaziçi Üniversitesi rektöre karşı yapılan eylemlerle gündemde.
Benim en garip karşıladığım olay ise, ABD'yi bile dize getiren küreselcilerin ülkenin karışması için ellerini ovuşturduğu bu eylemleri, Gülay Barbarosoğlu gibi sosyalist-liberal çizgide olan kürtçü, pkk'yı terör örgütü olarak görmeyen birini örnek göstererek "onun döneminde böyle şeyler yaşanmıyordu ya o gelsin." diyerek savunan sözde Atatürkçüler.
Siz şaka mısınız beyler bayanlar?
Aklınız yerinde mi?
Sizin o çok sevdiğiniz, Boğaziçi üniversitesine tekrar geri dönmesini istediğiniz eski rektör Gülay Barbarosoğlu, devletimizi katliam yapmakla suçlayan "barış için akademisyenler" bildirisine imza atmış biriydi bilmiyor musunuz?
buna karşı tepki koyan, eylem yapan tek bir kişi bile olmamıştı o dönemlerde oysa ki.
Tam aksine herkes alkışlamıştı bu çok sevdiğiniz eski rektörü.
Hani siz şimdi bu Melih'e "ingilizcesi kötü, intihal yapmış." falan filan zırvalıyorsunuz ya...
Geçin bunları yani.
Aynı CV'ye sahip HDP'li bir rektör atansa bunların hiçbirinin yaşanmayacağını gayet iyi biliyorsunuz aslında ama işinize gelmiyor.
Sizlerin asıl sorması gereken soru ''bu hdp'li yağız erkeklerin sevgisine maruz kalmış kızlar ve lgbt'li gençler neden pkk bildirisine imza atan, Abdullah Öcalan'a özgürlük bildirisine imza atan rektörler varken de bu insanları protesto etmediler?" olmalıydı ama sormadınız bile.
"kürtçü bir rektör atanmış olsa bunlar yaşanır mıydı?" diye sormalıydınız kendinize ama hiç kimsenin böyle bir soru sorduğunu düşünmüyorum.
Ülkemiz topraklarını paramparça bölmek isteyen küreselci gücün kontrolündeki pkk ve dhkp-c'nin tam da istediği gibi hareket edenlerin yaptığı bu eylemi desteklemek tam olarak cehaletten kaynaklanan bir olay yani.
Bak hatırlatmışken, şunları da size öğrenmemde fayda var.
Barış Süreci denilen saçmalıkta "Abdullah Öcalan'a özgürlük" bildirisini imzalayan, Ergenekon-balyoz tertibini alkışlayan rektörler vardı ve bu rektörler diğer dönemlerde cumhurbaşkanı olmuş biri tarafından oy birliğiyle birinci seçilmeseler bile atanmışlardı.
O esnada azınlıkta olan tüm akademisyenler zil takıp dansöz gibi oynuyordu sevinçten ve çok memnundu balyoz tertibinden.
E hani o zamanda kayyum yok muydu?
Akademisyenlerin oy birliğini almadan eski cumhurbaşkanlarından birinin atadığı rektör olduğunda ve devletimizi katliam yapmakla suçladığında sorun olmuyor da şimdi mi oluyor?
Şimdi ne oldu da bu kadar yaygara koparıyorsunuz?
Ergenekon-balyoz tertibini alkışlayan bazı "Abdullah Öcalan'a özgürlük" bildirisine imza atan çığırtkan sol-liberal akademisyenler, şimdi ne yüzle karşınıza geçip haktan, demokrasiden bahsedebiliyor?
Ergenekon ve balyoz tertibi esnasında neredeydi bu insanlar ve şimdi neredeler diye hiç sorgulamayı düşündünüz mü?
Hiç bunları sormayı düşündünüz mü?
Ben söyleyeyim mi nerede olduklarını?
Hepsi çok memnundu.
Memnun ne kelime, hatta Atatürkçü askerler Balyoz tertibiyle içeri atıldığında sevinçlerini twitter'da bile göstermişlerdi.
Hepsi de bugün isim isim biliniyor.
Geçmişlerindeki o kirli kokuşmuş lekeyi de eski tweetlerini silerek kapatmaya ve Atatürkçü görünmeye çalışarak kapatmaya çalışıyorlar ama her biri belli aslında bugün Atatürkçü rolü yapıyor olsalar bile.
Yani kıssadan hisse belki siz bunama hastalığından mustarip olduğunuz için çabuk unutuyor da olabilirsiniz bu olayları, fakat ben Atatürkçü olduğum için hiç unutmadım.
Kimler tarafından ve ne şekilde yönlendirildiği de belli bu olayların.
Düşündükçe sinir bozuyorlar bu yaygarayı koparanlar.
Bu sinirin nedeni bir nebze halkımızın gerçekleri görememesine de bağlı.
"Yetmez ama evet!" diyen liberaller, khk ile görevinden alınmayan geçmişin balyoz tertibinin şakşakçısı atatürk düşmanı kaç akademisyen varsa, bugünlerde yaşanılanlardan gerçekten çok memnun olmuştur.
Bunu el birliğiyle başardığınız için birbirinize madalya takabilirsiniz.
Mükemmelsiniz gerçekten.
Hdpkk'nın algı operasyonlarıyla, manipülasyonlarıyla PKK'nın istediği yolda yürümekte olan sözde Atatürkçü sizleri ise hala anlamış değilim.
Siz gerçekten balyoz tertibinden eski rektörlerin ve akademisyenlerin nasıl mutlu olduğunu hatırlamıyor musunuz arkadaşlar?
Habur'da askerlerimiz şehit edilirken "Türkler Kürtlere katliam yapmak için Kürdistan topraklarına girdi." diyen akademisyenler şimdi ne için yaygara koparıyor anlamıyor musunuz?
Bu kadar mı kendi tarihinizden, daha doğrusu yakın tarihinizden ve benliğinizden uzak insanlarsınız siz?
Ha bu arada sen ne mezunusun diyeceksinizdir ona da bir açıklık getireyim madem.
Ben cebeci mezunuyum.
Barış süreci denilen saçmalıkta bir Türk olarak zor şartlar altında mezun oldum.
Belki vatan ve millet sevgim olmasaydı ya da çirkin bir kız ya da gay olduğum için bana ilgi-sevgi gösteren ilk kürtçü erkeğin üstüne atlamış olsaydım hiç umursamazdım ama orada çok kötü şeyler yaşadı tüm vatansever öğrenciler.
Sürekli olay çıkardı barış sürecinde gereksiz yere ve poliste hiçbir şey yapmazdı.
Resmen içeriden istila edilmişti üniversitemiz.
Genelde yabancı dil, tarih, sözel basit bölümlerin insanlarıydı bunlar ama bizleri çok fena eziyorlardı.
Her yaptıkları eylemlerde attıkları terör örgütü sloganlarından sonra ''bunlar bizden değil, biz masumuz.'' gibi şeyler söylerlerdi ki bunların hiçbiri de doğru değildi.
Kantinde PKK militanlarının fotoları asılırdı, her yerde Hdp afişi görürdünüz.
Dhkp-c'liler dersi basıp adam döverdi, kimse müdahale edemez, korkudan sinmiş halde derslerine devam ederdi.
Kandil gibi bir yerdi barış sürecinde.
Akademisyenlerde bu terör sempatizanlarını mağdur görür, mazlum olduklarına inanır ve onlara sempati ile bakardı en garibi.
Çünkü onların yanında süt dökmüş kediye dönerlerdi, onların gerçek yüzünü, Türklere duydukları o nefreti ve kini bilmezlerdi.
Bu terör sempatizanlarına karşı gelseniz Fırat Çakıroğlu gibi şehit olurdunuz emin olun.
Çünkü ülkücülerin arasına sızmış solcu sazcı tipler vardı ve fişleniyordunuz...
Her PKK, Dhkp-c sloganlarının atıldığı eylemde ''Bunlar dışarıdan geldi.'' diyen tipler, Hdp'lilerin akrabası ya da kankasıydı.
Buradaki kirli oyunun adını doğru koymak gerek yani.
Türk üniversiteleri Kürtçüler tarafından esir alınmıştır ve en büyük desteği eli sazlı, çakma Atatürkçü, CHP'ye gözü kapalı oy basan solculardan almaktadırlar.
Ama siz yine de bildiğiniz gibi devam edin.
Belki bir gün bu eylemleri yapan hiçbir şeyden habersiz masum z kuşağı kızlarınızı-çocuklarınızı yönlendiren hdp'li arkadaşları dağdaki terörist akrabaları da dağdan inince onlara gerçek yüzlerini gösterir, tecavüz etmeye kalkar da o zaman bir şeylerin farkına varabilirsiniz.
Ama siz ne mezunusunuz ve ya barış süreci denilen saçmalıkta üniversite okuyor muydunuz bilmiyorum ama Türkiye o bildiğiniz eski Türkiye değil.
Nüfus deli gibi artıyor ama Türk nüfusu artmıyor.
içeriden kuşatılıyoruz her anlamda ve bu gibi olaylar bunun yankısı oluyor işte.
Bu olayları ideolojiler üstü olarak değerlendiren, teröristler de karıştı diyenler görsün neler oluyor. Hiçbir suçu olmayan, doğal hakları olan protestoyu gerçekleştiren bütün öğrenciler gözaltına alınıyor. Boğaziçi üniversitesine binlerce polis girdi, hiçbir suçu olmayan öğrencileri gözaltına alacak ve sizler susuyorsunuz. Göreceksiniz ki sustuğunuz için sırq size de gelecek.
Aşağı bakmayacağız derken tam olarak ne kastediliyor.
Başımız dik olacakmı , onurumuzla önümüze bakıyoruz arkaya bakmiyoruz mu , geriye bakmiyoruz mu . Bunlardan biri olmalı. Gizliden gizliye bir cinsel mesaj da veriliyor gibi. Biz herkese herturlu adama açığız gibi.
Adam olan zaten hep ileriye bakar. Bir de bu her durum ve şart için de geçerlidir. Insan yanyana yuruduklerine dikkat etmeli , oturup kalktığı,,sohbet ettiği, bir dava uğruna yanında gezenlere dikkat etmeli. Çünkü zamanla onlara dönüşebilir, farkında olmaz ama ona benzer.
atanan sözde rektör, onu atayan kişi ya da kurumlar, orantısız güç uygulayanlar ve daha nicesi aşağıya bakmalıdır. emeği ile oraya yerleşen öğrenciler değil.
aşağı bakmayacağız!
akp iktidarı istiyor ki kimse sesini çıkarmasın, olan bitenlere sessiz kalsın, gençler hep aşağı baksın kafasını kaldırmasın, ama gençlere sizin siyasetini sökmüyor. gençler baş kaldırıyor.
edit: arbutus unedo, çok güzel bir noktaya değinmiş. evet gençler, sakın aşağı bakmayın, ama yukarı bakarken de aranıza hdp'lilerin, pkk'lıların, dhkpc'lilerin sızmasını, sizdenmiş gibi görünüp haklı davanızı haksız göstermelerine müsade etmeyin. bu sefer uyanık olun.