kız olsun, erkek olsun aşık olunan kişinin ismini; sağda solda, yolda belde, bir bank tabelasında, bir bar taburesinde, kareli bulmacada görünce ya da duyunca içten gelen cız sesidir.
Bazen de saat on ikide, bir ecnebi ülkede; can kulesindeki heybetli çirkin adam gibi yalnızken, tam da on kere donnn donnn donn diye vururken son ikisinin dennn dnn diye çıkması gibi..
Bazen de mor ışığa doğru uçan bir sineğin mefkureye varınca, hani vietnam'da esir con rambo'casına karyola demirinden elektriğe verilmesi, hani 1000'lik ampullerin elektrik yetmezliğine düştüğü andaki sesi gibi..
Bazen de bir parçanın kor ateşe düştüğü anda, hani sen diri ben diri, hani bir avcıya vurulmuşsundur; yaşamaktan yorulduğun anda, kum tepelerine, seraplar içinde, çatlak toprağa düşen bir yağmur gibi..
bir dev kayadan bir dev kaya koparken çıkardığı gürültü gibi, iki yıldızın çarpışıp yuttuğu galakside unutulmuşların heyyula gibi teni sarmasıdır. elini değdirmeden el değmemiş sevdiğine, zindana düşmüş kahramanın iç çekişidir.
yeni tanıştığınız, hali hazırda tanıyor olduğunuz insanlarla, ya da sadece sokaktan geçen üç insandan ikisiyle bile aynı isimde olması kadar kötü değildir.
bazen de bir hiçlik içinde büyütürken sevdayı, bir çember halinde dolaşıp kendini seven platonik aşığın, yağmurlu bir günde, ardıç dallarının altında anlatırken aşkını sevdiğine; yanakları kıpkırmızı, gözlerinde bulutlar görünen, savaşta kartal, barışta güvercin bir kürt kızının "seni abi olarak görüyorum" derken kor yüreğe damlayan iri damlalı nisan yağmurunun sesi gibi..