beyhudedir, zira olacağı var ise önünde hiç bir engelin, hele ki başta sizin duramayacağı bir bilinçsizlik süreci söz konusudur. Hem, eninde sonunda geçecek, bitecek bir durum için çok da korkmanın alemi yoktur.
Aşktan korkmuyorum aslında. Aşka üşeniyorum. Tekrar tanışma faslı, yeni birinin hobilerini öğrenmek, sevdiği yemeği sevdiği çiçeği hoşlanıp hoşlanmadığı hareketleri öğrenmek, sabahlara kadar uyanık kalmak, çok ağlamak çok gülmek, buluşma için hazırlanmak, buluşma için strese girmek. Bilmiyorum daha yaşım birçoğunuzdan küçük fakat yaşayabileceğim çoğu şeyi yaşadım aşk konusunda. Artık sıradan geliyor.
Ya aşık olmaktan korkmuyorum aslında sadece platonik bağlanmayı seviyorum, uzaktan uzağa olsun ama hiç konuşmayalım buluşmayalım ben sadece seveyim istiyorum.. karşılıklı olunca soğuyorum ya da tam olarak aşk nedir onu bilmiyorum herhalde..
korkulacak bir şey yok, güzel bir duygu. ama karşılıklı ama karşılıksız. ve şu an aynı şehirde olmayı dilediğim, çok da güzel aşık olunacak biri var benim için... ama değiliz maalesef.
9 yaşımda başladı, 14 senedir de geçmedi, korkmak için imkanım bile olmadı yani, ama hiç aşık olmamış olsam ve bu kadar kötü olacağını bilsem de yine de aşık olmak isterdim.
Aşk insana amaç verir, aşık olduğun insanla berabersen onunla gelecek hayali kurarsın, onunla beraber olamıyorsan onun yerine koyabileceğin birini ya da bir şeyleri ararsın, ya da sadece onunla beraber olmaya çalışırsın.
Aşk destanlarda, masallarda da böyle anlatılır, aşık olan kişi, aşık olduğu insana ulaşabilmek için ya da ona ulaşamadığı için olağanüstü işleri gerçekleştirir, (çöllere düşmek, dağı delmek, ülke fethetmek...) bunun için ihtiyacı olan azmi aşktan alır, sonunda aşık olduğu insana ulaşır ya da ulaşamaz, önemli olan katedilen yol, gelinen yerdir.