aşık olmak

entry3532 galeri72
    102.
  1. bir insanın yaşadığı duygusal karmaşa. kafanız karışır adeta bir gönül adamı gibi hissedersiniz kendinizi. sanal şekerde diyebiliriz bu duyguya.
    1 ...
  2. 101.
  3. dünyanın en muhteşem, en yaşanması gereken duygusu...
    2 ...
  4. 100.
  5. kendinizi tanıyamamanız ama bu durumdan da acaip mutlu olmanız..
    2 ...
  6. 99.
  7. 98.
  8. hayatın anlamını perdelerin arkasına gizleyip, ölümün herkesi bekleyen durağında aşkın ta kendisini beklemek; elden ayaktan kesilen, içinden yazmanın gelmediği dünya ile ilişkinizi kestiğiniz anda hayatla tek bağlantı noktanızın, sevginizin, aşkınızın olması..

    böyle bir durumda, her türlü ilişkileriniz tıkanma noktasına gelir, hayatınızı beraber geçirdiğiniz insanlara bile kelime etmekten aciz olmanız bir yana, gülümsemeyi son kullanma tarihi geçmiş , kurtlu baklagillerin olduğu raflara atıverirsiniz..
    kalbinizin beyninizden ayrı dünyalarda çalıması sağlayan duygunun aşk mı, önlenemez sevgi mi olduğunu da kestiremezsiniz.. hayatınız gecenin belirli saatlerinden sonra akmaya başlar. geceleri, ayaklarınızın sorgusuz sualsiz, amaçsız, bilinçsiz götürdüğü yerlere takriben 25-30 cm.lik adımlarla ayak basarsınız, bilmem kaç gün önce cemaline aşık olduğunuz kızın ayak bastığı yerleri bilmeden; kestiremeden..
    yürürken hiçbir hissiyat kaplamaz içinizi. kanser gibi beyninizi kemiren düşünceler çaresizliğin kılavuzluğunda, sadece sevdiğiniz kızın beyninizdeki küçük masum gülümsemeleri ya da suretiyle yol gösterir size. belki de böyle bir olaydır aşık olmak..

    attığınız başlığın anlamı bile sizin anlamsızlığınıza çare olamıyor, göbek adınızın oldum olası lanetlenmiş biçimde 'platonik' olarak kesildiği yeryüzünde hiçbir ışık yüzünüze parıldamıyorsa, hayat sizi eninde sonunda pası üzerinde, ince kesilmiş sakal artıkları bulunan dandirik bakkal jiletine, ya da iyi olasınız diye yuvarladığınız bir kutu hapa doğru yönlendirir. aşık olmak, belki de anlamı ve de tarifi imkansız bir biçimde teselli olarak yolu, bu küçük ama günahı sonsuz yoldaşlardan geçer..

    suratınızı yerden kaldırmadan, anlamsızca bilmediğiniz yerlere, bilmediğiniz asfaltlara ayaklarınızı bastıkça, hayatın berbatlığı, iğrençliği, insanların çirkefliği, gençlerin ya da daha yeni tüyü bitmiş delikanlıların sorumsuz aşk oyunları, gözünüzün önünden içerisinde bütün paradoksları bulunduran bir queen klibi gibi geçer gözlerinizin önünden. her ne kadar aşık olmak yer geldi mi, hayatın tüm bağlantılarının kopması olup da, buna mukabil freddie mercury the show must go on dese de, acınızın tavan yaptığı saatlerde, beyninizin tarifsiz aşkınızdan dolayı salakları oynadığı gecenin karanlığında karanlık bir silüet gibi sokak lambaları sizi takip eder. belki de aşık olmak olayının vermiş olduğu yılgınlık ile aşık olunan kişinin takip etmesinin isteği sizi böyle durumlara sevk eder..

    belirli olmayan gününüzü uykusuz, susuz, lokmasız, kifayetsiz, insan sıfatından yoksun, lütufsuz, suratsız geçirdiğiniz yaşantınız, evinizin içinde muhtelif bir bakırköy*'ün, ya da gugukkuşu*'nun fırlama koğuşlarından farksızdır..
    buna rağmen, bütün gün sabırla iftar vaktini bekleyen kişi, her nasıl bir yudum suya, bir kuru ekmeğe, ya da bir kaşık çorbaya dahi muhtaçsa; yazın insanı deli eden, insan kafasında çiğ yumurtayı pişirecek kıvamdaki sıcağın altında filizlenmeye çalışan tohum nasıl bir damla yağmura muhtaçsa, sizin karşılıksız sevginiz de, hayatın sizi boğduğu, üzerinize size hesap sormadan yürüdüğü dönemde, aşık olduğunuz kıza o kadar da muhtaçtır.. işte böyle bir olaydır aşık olmak; içerisinde paradokslar barındıran, edi ile büdüyü, iyi ile kötüyü, remus ile romulus gibidir, birbirine ihtiyacı olan; ya da ötekisi olmadan yarım olabilen...
    her ne kadar yeri ve zamanı geldiğinde, cebinde beş kuruş parası olmayan, tipsiz, sıfatsız, 'insan ruhunun inceliğinden bihaber olan gönlünüz', her ne zaman sevdiğiniz kızla konuşmayı bırakın, göz göze gelmeye dahi bir gram gücünüzün olmadığını bilse de, konuşmaya geldiniz mi, cümlelerin sonu gelir. ağzınız alnınıza kaçarken, kolunuzla bacaklarınız yer değiştirir, evrim geçirirsiniz. suratınız domatesin en açık halinden en koyu haline doğru yol alır....


    birkaç aylık kendinizi hırpalamanız sonucunda, biyerlerinizi parçalamaya gümrük izni vermediyse; halsizliğiniz, bulantılarınız, içine kapanıklığınız ve de bir iki kelime dahi edememenizin meyvesini, ''gribim'' diye gittiğiniz doktordan muhtelif bilmemne kanseri olarak kendinizi paklamak suretiyle bu haberi öğrenerekten ayrılırsınız...

    efenim sonuç itibariyle her başa dert olabilen, ama kimi zaman ölümle kimi zaman da amansız, tarifi acı ve de sonu yine ölümle bitebilen hastalıklara gebe bir olaydır bu aşık olmak... hele bir de, aşık olan kişi, öyle böyle değil, gerçekten de içine kapanık bir insansa, telekom denen belanın vermiş olduğu hizmetsizlikten kaynaklanıp hala internete bağlanmayı bekleyen bilgisayar gibi, tek taraflı düşüncelerinizle öteki tarafı ziyaret ediverirsiniz...
    6 ...
  9. 97.
  10. insanın elinde olmayan bir durumdur.
    aşk bize sormaz ve gelir girer kalbimize.

    bize sadece onu yaşamak kalır geriye,
    acısıyla sevinciyle.
    4 ...
  11. 96.
  12. kendine saplantı, öznel varlığın anlam kazandığı yegane oluştur.
    4 ...
  13. 95.
  14. 94.
  15. sonsuzluğa öngörüdür.
    5 ...
  16. 93.
  17. dinginlik arayacak kadar olgunlasmamıs ruhun besin ihtiyacı. belki de ruhun olgunlasma yontemlerinden biri. aklını ve midesini doyuran insanın kalan son boslugu doldurma girisimi.
    3 ...
  18. 96.
  19. 95.
  20. alışverişe çıkmaktır bazen. üstelik iki cinsin de seveceği bir alışveriş. mutsuzluklarını, açlıklarını, uykusuzluklarını, hatta tüm yokluklarını bırakır aşıklar birbirlerinin kollarına... sonra rüzgar dağıtır elindekileri aşıklara. payına düşeni alır herkes ve gönlündekini verir bedel olarak.
    4 ...
  21. 94.
  22. kişi uzaklardaysa* hergün onun hayalini kurma, ona dokunma isteği sebebidir, belki de sadece bir hayaldir. gerçek şu ki bir ilişkiye eğlenirim geçer niyetiyle yaklaşırsanız, bilin ki sonuçta aşık olmak gibi gelip geçici ama en yüce, en insani duyguyla karşılaşırsınız. bu yüzden iki kere, üç kere düşünüp elde kalan mutluluğunuzun aşık olmanın verdiği acıyı karşılayıp karşılamayacağını tartmanız gerekmektedir.
    4 ...
  23. 93.
  24. onu her gördüğünde, ilk günkü gibi sevmektir ve insanları derin düşüncelere sokan durumdur.
    3 ...
  25. 92.
  26. 91.
  27. Aşık olmak.. Hayatın uçurumundaki sade kararsızlığın ve içini kaplayan boşluğun sona erdiği bir andır..
    3 ...
  28. 90.
  29. aşık olmak çocukluğa vedahi ilkelliğe geri dönmektir. ilkel insanlar için temel ihtiyaçları neyse ve ne derece değerliyse aşık olduğumuz kişi de bizim için öyledir. yanında saatlerce aç kalabiliriz, onunla biraz daha konuşabilmek için soğuk balkona çıkabiliriz, sadece sesiyle bile ısınabiliriz. rakiplerimize düşman olabiliriz.
    (bkz: (#1298119))
    2 ...
  30. 89.
  31. ' bok yemenin arapçası ' deyişimizin cuk oturduğu eylemdir. yani aşık olmak, bok yemenin arapçasıdır.
    5 ...
  32. 88.
  33. 87.
  34. mide bulantısı, kalp çarpıntısı, iştahsızlık, uykusuzluk gibi şeylerden mutlu olma durumu.
    4 ...
  35. 86.
  36. dünyanın en güzel duygusudur...bencilliktir ama her insanın buna ihtiyacı vardır.keske bencilik sadece aşkta olsa....
    3 ...
  37. 85.
  38. 84.
  39. gece uyumadan önce ne düşündüysen yine onu onu düşünerek uyanmak.
    8 ...
  40. 83.
  41. 82.
  42. olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu...
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük