içi dışı ateş dolmaktır.
sabahlara kadar boğazda düğümlenen o şeyi bir türlü dışarı çıkaramamaktır.
iki direk arasında ip üstünde yürürken ortada durup, bir aşağı bir karşıya bir de geriye bakmaktır.
aşık olmak, onu kaybedince "okyanusun ortasında küçücük bir kara parçası" olarak kalakalmaktır.
terkedilmenin arefesindeki ahval. pesimistliğimden değil de; her depresyon bir sürura, her sürur bir depresyona gebedir, ondan. demek istiyorum ki, şen sıpalar zıp zıp zıplarken, birden tökezleyip düşebilirler. kısa fabl tadındaki bu entrymi kişilik gelişimimdeki katkıları yadsınamayacak olan x'e y'ye ve oh yeah!
aynaya baktığında kendini her zamankinden güzel, şarkı söylediğinde sesini her zamankinden güzel, dünyadan aldığın her türlü lezzeti-duyguyu her zamankinden güzel bulmaktır. şayet gerçek bir aşksa, insanı çocuksu duygularının saflığına götürür; eğer sonrasında biterse farkedilir ki, büyümek hiç bu kadar acı verici olmamıştır.
o kadar guzel bir duygudur ki bu hemen kapiliverir insan. esiri olur. onceleri cok tatli gelir. seker gibi, bal gibi.. kendine alistirir.. mutlu eder cok.. mutlulugu verdikce verir..
ya sonrasin da peki ???..
birden degisir hersey.. nasilsa esiri olmussun duygunun kacmakta zorlanirsin.. zamanla baslar yavas yavas verdigi bu mutlulugun karsiligini almaya.. git gide uzulursun tekrar basa donmek istersin .. ama nafiledir ..
kisacasi, basarabildigin kadar uzak durulmasi gereken bi duygu..
asık olunan kisinin yüregindeki eve girebilme ihtimalini dusunerek yasamaktır cogunlukla. sanslıysanız once misafir odasında agırlanırsınız efendim pastalar corekler, bahanesi muhabbet olan kahveler icersiniz. ve her sohbet bitiminde sevdicek, kalkar ve kapısı puslu, bir kapıdan kendi odasına girer, kalpise arkasından kosacakmıs gibi olurken...
yine boyle bir gün otururken, sevgili elinizden tutar sizi de goturur gittigi yere ve hosgeldin der kalbime..
aptala bağlanmaktır. uykusuz gecelerin başlangıcı, mesafe olarak uzak olan sevgilinin özlenmesidir. sezen aksu parçaları ile gözlerin sulanmasıdır. vicdansız hatta çevrece merhametsiz bilinen bedenin pamuk gibi olmasıdır. daha dün gözlerine baktığın sevgilinin tekrar gözlerine bakacağın anı beklemektir. ölü gibi gezmek ve sesini duyduğunuzda içinizin çekilmesidir. lanet olasıcadır.
Genellikle baharın gelmesiyle birlikte bünyede yaşanan bir hafifleme, şarhoşluk duygusu.Ardından aradığınız aşka ulaşılabilinmişse yaşanılacak en mutlu anlar.Hele ki aşk karşılıklıysa değmeyin keyfinize.Ozaman dünya gözünüze güzel gelmeye başlar, şehrin kalabalığı , her sabah yaşadığınız trafik gözünüze batmaz olur.Aşka aşık olmak bizim kaderimizse bırakın kadere karşı gelmeyin yaşayın yaşabildiğiniz kadar.