Liseye başlamadan, lisede inşallah, üniversiteye başlamadan, üniversite de inşallah diye diye ümitle beklediğim olay. Aşık olmak mı yoksa güvenle sırtımı mı dayamak istiyorum tam bende bilmiyorum. Ama olsun be.
Sana koşuyorum bir vapurun içinden
Ölmemek, delirmemek için...
Yaşamak; bütün adetlerden uzak
Yaşamak...
Hayır değil, değil sıcak:
Dudaklarının hatırası;
Değil saçlarının kokusu
Hiçbiri değil.
Dünyada büyük fırtınanın koptuğu böyle günlerde
Ben onsuz edemem.
Eli elimin içinde olmalı,
Gözlerine bakmalıyım,
Sesini işitmeliyim.
Beraber yemek yemeliyiz.
Ara sıra gülmeliyiz.
Yapamam, onsuz edemem.
Bana su, bana ekmek, bana zehir;
Bana tad, bana uyku
Gibi gelen çirkin kızım,
Sensiz edemem!
Zaman zaman her insanın başına gelebilecek durumdur. Yalnız bi insansanız aşık olcağınız kişiyi bekler, onun olmayışının acısını bile çekersiniz. Bu pek de kötü bi durum değildir.
Asıl kötü olan uzun bir ilişkiniz olduğu halde aşık olmayı istemenizdir. Yıllar süren bi ilişkiniz vardır, doyasıya sevmiş alışmışsınızdır. Ama aşk? O artık sahayı terk etmiştir. Sonra bi gün gelir, insansınız ya, aşk olsun istersiniz. Şansınız varsa size yıllarını veren insana yeniden aşık olursunuz, çabalarsınız bunun için. Ama yoksa o mutlu güzel ilişkinin ölümü için gün sayarsınız artık. En dayanılamayacak anda ise ölüm fermanını verirsiniz.
Aşk kavramı inanmadığım bir durum.
Bunu dile getirdiğimde de başıma gelmediğinden anlayamayacağım cevabını alıyorum.
O yüzden bir olayım da görelim neymiş bu şey.