ne için ağlamak? kim için ağlamaktır. nasıl aşık olmaktır? sorularını tekrar düşündürendir.
aşık olmayı kim tanımlayabilir ki. birisine aşık oldun ve sözüm ona bu başlıkta ki gibide ağladın, olmadı, sevilmedin. çok sevdin.
yenisini denemeye karar verdin, olmadı.
yenisi,
yeni....
böyle mi? gider hep. hep aşık mı olunur?
saçma.
zor seversin, zor güvenirsin, insanları kendi hayatına çok zor dahil edersin ama bir yerde bir boşluk mu bulur ne yaparsa artık girer hayatına. anlatırsın, çok anlatırsın. ailenden uzakta bir şehirdesindir. kurmaya çalışıp da tökezlediğin arkadaşlıkları, aileni, en yakın arkadaşlarına bile anlatmaktan imtina ettiğin şeyleri, zevklerini, hoşlandığın şeyleri, üzüntülerini ona anlatırsın. gülersin, güldürürsün, seversin, değer verirsin...
msn vardı, bildin mi. işte msn'de herkesi engellemişken bir tek onunla konuşmak için çevrimiçi olduğun zamanları yaşarsın. kendini hiçkimseye bu kadar yakın hissetmemişsindir. birşeye mi canı sıkkın, sen de üzülürsün onun için. elinden birşey gelmediğine yanarsın. sonra mezun olur gider, başka bir ülkede, başka bir şehirde yaşamaya başlar. gene devam edersiniz konuşmaya, ama zaman geçtikçe paylaştıklarınız azalır en sonunda hiç konuşmamaya başlamışsınızdır. 2 sene geçer. sonra bir gün facebook'da gözün takılır öyle. ne zamandır konuşmadığına hayıflanırsın. ama onun aynı şeyleri hissetmediğini öğrenmişsindir artık. arkadaş listende ekli olan ama hiç konuşmadığın 300 kişiden biri olması zoruna gider. silersin o yüzden, ne anlamı kaldı ki diye.
aşık olmak sonunda hiçbirşey yapamayacağını bile bile gitmektir kendinden evet ağlamaktır aşık olmak ama gözyaşlarını yüreğine akıtmaktır! sonu olan bir rüyaya sonuna kadar yatmaktır aşık olmak!