- bir başkası ile evlenecek ve hayatı boyunca o kız içinde ukte kalacaktır.
- kız bir başkasıyla evlenecek ve sürekli "acaba mutlu mudur?" diye kendi kendine sorup duracaktır..
- uykusunda konuşan bir tip ise kısa sürede kendisini ele verecektir.
yok aşkını itiraf ederse muhtemelen;
- kızın da ona boş olmadığını anlayacak, dünyanın en mutlu insanı olacaktır.
- kızın ona karşı bir şey hissetmediğini anlayacak, en fazla 1 ay sonra onu unutacaktır.
neden itiraf edemediğini kendisininde bilmediği hatta kızında kendisine karşı bir şeyler hissettiğini zannettiği halde aşkını gizleyen erkektir. olur da kabul etmezse daha sonra yüzüne nasıl bakarım diye korkan erkektir. Aslan burcu olabilir. *
muhtemelen çekingen, sıkılgan ya da utangaç bir erkek tipidir. açılamama problemi olup, aşık olduğu kızla göz göze geldiğinde hemen başka yere bakmaya çalışmakta ise kendini çoktan ele vermiş demektir. içlenmekte ve sıkıntısını içine atma konusunda ondan daha ileri gidilebilecek bir seviye yoktur. aşkı gizleme konusunda ısrarcı olmaya devam ettiği takdirde derdini anlata bileceği sıkı bir dosta acil ihtiyacı vardır.
zaten kolay değildir bunu itiraf etmek, bir de üzerine karşısındakini kaybetme korkusu girerse işte o zaman imkansız hale gelir. erkekler kaybetmeyi göze alamadıkları için çekingen ve ürkektirler, aşık oldukları zaman.
aşk kelimesini kullanmayı sevmedim hiçbir zaman. hep sevgi ve hissetmek açısından baktım bu duruma. gel gelelim asıl konuya. kendine güvensizlik mi denir, karşılığında alacağı cevaptan korkmak mı denir ya da onunla arkadaş olarak kalmak varken, sırf duygularını açığa vurdu diye o arkadaşlığı da kaybetme korkusu mudur bilmem ama eminim ki bütün bunların yani çekincelerin hepsinin asıl nedeni, gerçekten başka hiçbir insana hissetmediği kadar içten, saf ve olması gerektiği gibi duygular hissetmesinden dolayıdır. ona söylemesi gereken sözleri -ki bunlar bence bir insana söylenebilecek en güzel sözler olarak dökülür ağızdan- kendi kendine söyler ya da onun hayalini kurarak konuşur kendince... halbuki tek isteği bir hayatı paylaşmak denir ya hani, işte onu gerçekleştirmektir. en doğal haliyle ve güzelliğiyle...
geçmişte yaşadıklarını bilen birine aşıktır. hadi söyle bakalım, öyle olmuyor bu işler. bazen zordur söylemek, aşık olmak
kadar kolay değildir. birbirinin geçmişini çok iyi bilen insanlar söyleyemezler aşklarını. hele bir de eski aşklarından dertleşmişlerse. aşık olduğu insanın unutamadığı biri varsa nasıl söylesin ki.
bir de; insan, kaybetmeyi göze alamadığı insanla sevgili olmazmış.
belki de olmayacak birşey olmasındandır.. öyle içten içe seviyordur. sabahları uyanınca aklına geliyordur. hoşuna gidiyordur bu durum. biraz da olsa sırıtıyordur. çok uzak bir şehirde kalmıştır, belki kafasından sürekli geçirdiği kadın.
allah kahretsin seni winamp!!
hayatında yaptığı en büyük hatalardan biridir. ilerde 'keşke söyleseydim' demek gizli aşk acısı çekmekten çok daha acıdır.
sen söyle yavrum karşılık bulmasan da olur. 'söyleyemedim olmadı' demek yerine 'söyledim olmadı' demek daha az acı verir. elinden geleni yapmış olacaksındır.* aynı kuramım kadınlar için de geçerli tabiki.
günde 100 tane aşk ilanı senaryosu hazırlar hiçbirini uygulayamaz... kızla karşılaşınca eli ayağı tutuşur ağzı kurur.
ve.... bir cesur erkeğin gelip kızı götürmesini izler. acı ama gerçek budur....
belkide platonik olarak mutludur. milyonlarca sosyolojik, pisikolojik hesaplar arasında kafayı sıyırır. oysa mevzunun düşünecek yanı yoktur. bazen de o kadar düşüncenin hayalin aşkın deli divane olmanın karşılığı basit bir hayır yada evet olması ve büyünün bozulmasından korkar.
olması yada olmaması ayın doğallıkta olan bir sonucun bu kadar karmaşık garip iç gıcıklayıcı hir hava yaratması ilginçtir.
dünyanın en basit insanını sırlarla dolu derin gizemli saklı bir kutu gibi görmek bazen de.. büyü bozulur söylersen .''hepsi aynı lan bunların''
lafına kadar gider