afedersiniz ama o kadar b.oktan ve o kadar s.ikik bir durumdur ki, o kişi hoşunuza gitmediği sürece, o kişinin beyin yapısı, dünya görüşü ve dış görünüşü size çekici gelmediği sürece g.ötünüzü yırtsanız dahi olmayacak durum. olmayan.
nerden mi biliyorum? bu durumun maktülü bendim hep. kimi sevdiysem, sevmeye çalıştıysam, aşık olduysam kime, önceden sevilmişti. kime acele ettiysem geç kaldığımı anlamam ikli saniyelik iş oldu.
herkes paylaşılmıiştı, ben birisine duygularımı açmazdan önce. herkes, aşk hayatına dair 10'ar yıllık planını yapmıştı. g.öt gibi kaldım ortada.
ellerimi ceplerime sokup ıslığımla şarkı söylemeye başladım ben de. looser edebiyatı yapmıyorum ama lan harbiden öyle oldu be. hay a.mına koyayım bu dünyanın.
kovalayıp yakalayınca kıymet biliyoruz heralde. doğrudan bize gelip her şey güllük olunca olmuyo. yürümüyo, terk edip acı çektirmesi de cabası. üzüntü kaynağı.
olmazsa olmazdır hayatta.üzücüdür her iki taraf içinde.bazen tamam dersin sanırım hoşlanmaya başladım ya da dersin ki hiçbiri olmayacak ondan başka ednemeliyim.ama belirli bir süre sonra bu ilginin sadece karşı tarafın aşkına sevgisine saygı yüzünden oluştuğunu anlarsın.velhasıl üzücüdür be sözlük.kimse yaşamasın yaşatmasın...
defalarca denemenin son derece gereksiz olduğu durumdur. bir kez denemek yeterlidir. ya olur ya olmaz. sonrası yalan. başkasını sevmeye çalışmak * , başkalarının da sizin için aynısını hissettiğini hatırlatır ve içi acır insanın.
hayatın en bilindik gerçeklerinden biridir. size aşık olan kişi sürekli mesaj atar durur belki de çok güzel/yakışıklı da olabilir. ama doğanın kanunu mu desem enteresan hayat bilgileri mi desem öyle bir şey işte.
aşık olduğunuz kişinin sizi sevememesi durumundan cok daha kötüdür.Özellikle çok değer verdiğiniz biri ise ne yapıp edip onu mutlu etmek istersiniz , üzüldüğünü görmek canınızı yakar ona elinizden geldiğince karşılık verirsiniz fakat ne yazık ki o aşk denen duyguyu ona karşı ateşleyemezsiniz kendinizi zorlamakta fayda var bunu denemekte yarar var yalnız o bunu bilmeden o ümitlenmeden yapmalısınız bunu fakat ne yaparsanız yapın ona karşı hisleriniz alevlenmiyorsa ona acı çektirmemek için bir birlikteliğe başlamamak gerek çünkü ona verebileceğiniz şey sadece acıdır ve sonunda çok iyi bir dosttu kaybedersiniz. O yüzden ki aşık olup sürünmek her zamam için size çok temiz duygularla bağlanan şu dünyada ki en güzel şey olan sevgiyi size karşı besleyen insanı üzmekten çok daha kolaydır.
vuku bulduğu kişide bir dönem yüksek dozda vicdan azabına sebebiyet verebilecek durumdur. bu gibi durumlarda karşıdakinin duygularını incitmeyeyim derken kendi duygularınızın umarsız çırpınışlarına kulak veremezsiniz.
x: ben seni çok seviyorum, hep seni düşünüyorum, sensiz yapamayacağım galiba, sana beslediğim duygular çok fazla, sana % 100 aşığım...
y: iyi de ben sana % 0 aşığım ne olacak şimdi
x: olsun ben o oranı arttıracam söz
y: 100.0=0 eder canım hadi güle güle
yani siz hoşlandığınıza ne kadar duygu, ne kadar sevgi beslerseniz besleyin, karşıdaki insanın size karşı tavrı sıfırsa, matematikteki yutan eleman gibi sizi yutar... (bkz: karasevda)
genelde kadınların kimi zaman da erkeklerin başına gelen bir şey zannedersem. çok kişiden hoşlanmış olsam da çoğunu hayal dünyamın yüksek tepelerinde tutmaya devam ettim. o kadar bencil ve kötü bir insanım ki defalarca reddedilmiş olsam da üzüntüm, belki de zoraki üzüntüm pek az sürdü. demek ki ben aslında kendimden başka kimseye değer vermiyormuşum ki onların beni sevmemesi beni üzmemiş. akıllar dağıtılsa yine kendi aklımı beğenirmişim. sonra bir gün başka birşey oluverdi. sevmediğim, sevemediğim bir insan bana aşık oldu. bende neyi sevmişti ? ben, önceki kadınlarda neyi sevmişsem muhtemelen onu. bir ''o'' yaratıyoruz. o'nun içine iyi ve güzele dair ne varsa yerleştiriyoruz. o, beni sevmiyordu. bende olmasını ümit ettiği veya bende olduğunu sandığı şeye aşıktı. insanın içinde erdemden kaynaklanan iyiye ve güzele kendini feda etme, onda fena bulma arzusu var. bu bir bahçe olur, çiçek olur, kadın veya erkek olur. mefkureci bir muallim için yanmış bir binayı sıfırdan alıp hurdalıkların içinden bir eğitim yuvası yaratmak olur. biz, sevmeye ve sevilmeye muhtacız. her ne kadar erkekleri aşık etmek zor olmasa da her zaman da bizi sevenlere karşı aynı şeyleri hissedemiyoruz. bir gönül uzaklığı, bir ruh soğukluğu, ruhlar aleminde tanışıklığımız olmamış, onda sükun bulamama hali. zor bir şey elbette. ama dürüst olmak, gerçeği nobranlığa dökmeden karşındakine hissetmek, hatta yeteri kadar becerikliysen, o insanı sevginin kendisine aşık olduğuna ikna etmek en iyisi.
ismail yk'nın çıkış şarkısındaki efsanevi sözü akla getirir " Beni beğeneni ben beğenmem, benim beğendiğim ise beni beğenmez "
Aşık olan kişiyi "kendimizi bildiğimiz için " yetersiz buluruz.
Yani bize aşık olan kişi gözümüzde basitleşir. Onu peşimizde koşturmaktan garip bir haz alırız.
Ve aslında aşığımızın gözünde tanrılaşmayı kaybetmek istemeyiz.
En çirkin ve sevimsiz birinin aşkı dahi kişiyi mutlu hissettirir -direk farketmese bile bilinçaltında-
insanın basit bir canlı olduğu gerçeğinden uzaklaşmaya ihtiyacı vardır..