atarini kolları çalışmadığı süre zarfında sürekli aynı müziği dinlemenin yanında çin işkencesi de neymiş diyebilmeyi öğreten kaset.
yazın pek aranmazdı yokluğu. zaten çekilmezdi de saatlerce oyun başında kalmak güneş bizi çağırırken.
ama kış günleriyle bütünleşmişti.
sözlük yaşlanıyor muyum noluyor lan? ne bu hasssasiyet. normal bi kasetti işte.
uçan mario, kanatlı mario, emekleyen mario, kırmızı mario, su altı mariosu, 28 canlı mario, tersten başlayan mario olarak içinde envayi çeşit mario bulunduran saykodelik kasettir. ömrümü çocukluğumu yemiş , ilk küfürle tanışmama vesile olmuştur.
ilk aldığımda 2.5 milyona 9999999 oyun olur lan ne kadar şanslıyım ahaha oyna oyna bitmez gibisinden laflar söylemiştim ama eve gidince hazin sonla karşılaştım.
ne kasetti be! ilk taktığın andan itibaren içinde en fazla on farklı oyun olduğu anlaşılsada daha başka oyunlar görmek isteyen çocuk iç güdüsü ile "tamam burda bi sürü mario var ama hepsi farklıdır bunların aynı değil ki" gibi cümleler sarfettirmiştir kardeşimle bana.
ama cidden mario'nun bazıları değişikti* bi tanesinde zıplamıyordu uçuyordu resmen baya zevkliydi onu bi gün kaybettik 21. sıradaki mario muydu yoksa 100000. sıradaki mi bilmiyoruz ama o günden sonra hiç oynayamadık onu.*
babam alıp eve getirdiğinde merakla atariye koyup çalışmadığını görünce kudurmuştum. Bozuk kasetin kapağına bakarak çocuk aklımla babam iade edip yenisini alıncaya kadar yaklaşık 1 ay bekledim. O üzerindeki kapağa bakarak 1 ay gece gündüz içindeki oyunlarla ilgili hayal kurmuştum. Resmen zekam gelişti ulan. Çocukluğuma dair yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biriydi. Hala zaman zaman rüyalarımda bolca 9 rakamı ve M.Bison' un arkasında artistik poz vermiş Ryu ve Ken görürüm.