geçenlerde bir kırtasiyenin camında 3.5 liraya satıldığını gördüğüm ** ömrümüzü tüketen kaset. genelde içinde mario, tank, galaxy, baseball, soccer, tennis, f1 gibi oyunlar olurdu.
kasedi takmasını bilemediğim için iki kere satıcıya giderek, takma eğitimini aldığım kasetlerdi.okkalı azarlar işitmemize rağmen gece yarılarına kadar ördek avlama oyunu oynar, bedava avlanmanın hazzını yaşardık. hey gidimin günleri, on tane pley steyşin versen o günleri geri getiremezsin.
üzerindeki resimlere bakıp bakıp hayaller kurduğumuz sonra binbir yalvarma ile annemize aldırttığımız kasetlerdendi. ama ben bunlara erkenden uyandım ve daha kaliteli tek oyunlu kasetlere yöneldim. hatta goal 3 serisinin voleybol, basketbol, dodgeball, ve karete olarak farklı spor dallarında olanlarının koleksiyonu vardı bir ara. keşke bozmasaymışım koleksiyonu. bugüne kadar oynadığım en zevkli oyunlardı.
mario'yu sevdiren street fighter'ı öğreten snake'i can yoldaşı yapmış abi kasettir. Captain Tsubasa oyunları da vardır bazılarında. hiçbirşey anlamayız japonca yazılardan fakat yinede oynamaya çalışırız Captain Tsubasa'yı.
(bkz: mario vs street fighter vs snake vs Captain Tsubasa)
şerefsizliğin kalıp bulmuş halidir bu kasetler. çocuk aklımız ile kandırılmışlığın ifadesidir. bi maryo, bi tank bitti gitti. al sana 9999999999999999999999999999 oyun.
ilk aldığında çok sevinir insan. Hergün farklı oyun oynamak düşüncesindedir. Fakat gerçekler öyle değildir. Ama mutluluğuna ket vurmaz. Oyunları bitirmek için uğraşırda uğraşır. Güzel çocukluk yıllar. PS'den daha iyiydi. Saftı.