95'E DOĞRU
“Bir devr-i şeâmet, yine çiğnendi yeminler;
Çiğnendi, yazık, milletin ümmid-i bülendi!
Kanun diye topraklara sürtündü cebinler;
Kanun diye, kanun diye kanun tepelendi...
Beyhûde figanlar yine, beyhûde eninler.
Eyvah! Otuz üç yıl o zehir giryeleriyle,
Hüsranları, buhranları, ehvali, melâli,
A’mal-ü devâhisi ve sulh-ü seferiyle
Bir sel gibi akmış, mütevekkil, mütehali.
Yazsın bunu tarih-i iber hatt-ı zeriyle!
Ey bir dem-i rüya gibi geçmiş kara günler,
Bir lahza edin seyr-i cahîminizi tekrar,
Dönsün bize o derin nazra-i muğber.
Heyhat! Otuz üç yıl, otuz üç yıl bütün ekdâr
Heyhat! Ne bir ders, ne bir fikr-i mukarrer
Silmez fakat elvâhını tarih-i muannit,
Doksan beşi aç! Gölgesi bir tac-ı harîsin
Saklar mütelâşi, mütereddit, mütemerrit
Evca-ı şebengizini bir yevm-i habîsin.
Hala o vesavis, o desâyis, o mefâsit.
Hala o şebin zeyl-i temadisi bu ezlam,
Hala o cehâlet, o tecâhül ve o techil,
Hala vatan hissesi bir tude-i alam,
Hala düşünen başlara hep latme-i tenkil,
Hala sırıtan dişlere hep lokma-i in’am!
Hala tarafiyyet, hasebiyyet, nesebiyyet,
Hala: ‘bu senindir, bu benim! ’ kısmeti câri,
Hala gazap altında hakikatle hamiyyet.
Hep dünkü terennüm, sayıdan, saygıdan âri;
Son nağmesi yalnız: yaşasın sevgili millet!
Millet yaşamaz, hakka tahassürle solurken
Sussun diye vicdanına yumruklar inerse;
Millet yaşamaz, meclisi müstahkar olurken
iğfal ile tehdit ile titrer ve sinerse;
Millet yaşamaz maşer-i millet boğulurken!
Kanun diyoruz; nerde o mescûd-i muhayyel?
Düşman diyoruz nerde bu? Hariçte mi, biz mi?
Hürriyetimiz var, diyoruz, şanlı, mübeccel,
Düşman bize kanun mu? Ya hürriyetimiz mi?
Bir hamlede biz bunları, kahrettik en evvel.
Bir hamle-i mahnum-i tagallüple değiştik
Hürriyeti şahsiyyete, kanunu gurura,
Heyhat! Otuz üç yıl geri düştük ve mühlik
Yoldan şu nedametli ve gafletli mürura
Bişüphe o humma-yi cünun oldu muharrik.
Ey millete bir sille olan darbe-i münker,
Ey hürmeti kanunu tepen sadme-i bidad,
Milliyeti, kanunu mukaddes tanıyan her
Vicdan seni lanetle, mezelletle eder yâd...
Düşsün sana meyyal-i tahakküm eğilen ser
Kopsun seni -bir hak diye- alkışlıyan eller…
18 Ocak 1912' de 2. meclis ittihat ve terakki tarafından kapatılıp adeta bir darbe yapılınca hemen ertesi günü tevfik fikret tarafından yazılan şiir. "Doksan Beşe Doğru" şiirinde geçen 95, hicri 1295'tir (miladi 1878). şiirde tarihin tekerrür ettiğinden, o günlere dönüldüğünden yakınılır.
(bu şiirdeki kişi ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür, gerçek hayatla ilgisi yoktur.)