belki geçen her sene bir öncekini arattığından, belki günümüzde yapılan işlerde o yarı amatör ruh bulunamadığından, belki gün geçtikçe tüketime doymayan canavarlar oluşumuzdan, belki de doksanlı yıllarda çocuk olmanın, saf olmanın burun sızlatan masumluğundan ötürü o günleri hatırlayıp hayran olan insanlar.
90'lar deyince gözleri dolan, çocukluğu 90'larda geçmiş insandır.
- oya-bora ikilisinin "ara beni" şarkısının klibindeki figürleri taklit etmiş amatör bir ruhla klip çekmiş,
-sezen aksu, sertap erener, levent yüksel, umay umay şarkılarıyla aşkı anlamaya çalışmış, duygulanmış,
-yonca evcimik gibi giyinmiş, annesine saçlarını öyle yapması için bant aldırmış, "aboneyimm aboneee" diye dansetmiş,
-emrah-seren serengil ikilisinin aşk filmlerini izlemiş, ağlamış,
-cartel dinlemiş, rapçi gibi giyinmiş, abisiyle çok iyi rap yaptığını zanneden,
-ideal erkeğin ediz hun, kartal tibet, tarık akan gibi olduğuna inanmış,
-hülya koçyiğit, filiz akın, türkan şoray, gülşen bubikoğlu filmlerini yutmuş,
-evlerindeki stres bileziğinin ne halta yaradığını anlamak için üstün çaba sarfetmiş,
-"aşk her şeyi affeder mi?"yi bağırarak söylemiş,
-toprağı ıslatıp çanak çömlek yapıp oynamış,
-mahalle maçı yapmış,
-karda, kıçının altına poşet koyup yokuştan kayarken kahkahalar atmış,
-saçını "bendeniz" modeli kestirmiş,
-hakan peker'e, mustafa sandal'a aşık olmuş,
-işediği yatağının sabaha kadar kuruması ve annesinin görüp ona kızmaması için dua etmiş,
-harıl harıl yanan ve bazen tütüp evi dumana boğan sobalı evde büyümüş,
-sobanın üstünde kestanelerin pişmesini deli gibi beklemiş,
-kapı kenarlarına tırmanmış,
-ip atlamış,
-annesinden gizli gizli meybuz yiyip suçüstü yakalanmış insandır.
bu entryi yazdıktan sonra 90'ları neden bu kadar sevdiğini bir kez daha farketmiş manyaktır. *
(bkz: sözlükte 90 lı yılların bokunun çıkması)
bosna hersek'teki çocuklar da çok mutluydu 90'larda, bindirecem hepinizi zaman makinasına, gönderecem 1994'ün saraybosna'sına, yeter anasını satayım... ne meraklıymışınız...
teknolojinin yeni yeni hayatımıza girmesiyle aslında hayatımızın ne kadar renkli olduğunu ve teknoloji sayesinde bu renkleri bir bir nasıl da kaybettiğimizi geçte olsa anlamış insandır.
bir şeye ulaşma çabasının, onu avucunun içinde tutmaktan daha keyifli olduğunu bilen insandır. bu durum 80'ler için de geçerlidir, sürekli birşeylere sahip olma arzusu ve o şeyi uzaktan izleyip iç geçirme durumu vardır. hele türkiye'de yaşayan insanlar için gittikçe renklenen televizyon sayesinde elde edilemeyen herşey daha tatlı gelmeye başlamıştır...
2000'lere geldiğimizde ise herşey elimizin altındadır. o ateşli arzunun yeri bomboş kalmıştır!
90'lar denildiğinde aklına sadece okan bayulgen adlı şahsın yaptığı program ve türk pop müziği gelen çoluk çocuğun anlayamayacağı insandır. kendilerine kıt vizyonları ve oyuncaklarıyla başarılar dileriz...
o yıllarda çocuk olanlardır ve daha çok çocukluğa duyulan bir özlemdir. zira o yıllarda da - nerde o eski .... şeklinde devam eden cümleler kuruluyordu illa ki.
benim de içinde bulunduğum topluluktur. şarkıları, teknolojinin ozmadığı yapısıyla yaşanılası bir dönemdir.
her ne kadar çocukluğumun geçtiği yıllar olsada gençliğimin de o yıllara tekabül etmesini hep istemişimdir. velhasıl güzel yıllarmış diye duyduk keşke o dönem yaşasaymışız.