80'lerin başlarına ait kuşak bilir ki; tek kanallı tv, mahalle oyunları, atarici gibi elemanlarla sembolleşen küçük ve anlamlı bir büyüme sürecimiz vardı. (bkz: bizimkiler dizisi başlamadan banyo yapmak)
sonra 88 liyim, 91 liyim hatta 95'liyim (oha 95 li mi?) diyen insanlarla tanışınca şaşırır olduk; "nasıl lan bu ne, çabuk yaşlandık" diye. deve gibi boylar, 14 yaşında başlayan sırt ve göğüs dekolteleri, 17 yaşında joint üfleyenler, ikili ilişkilerin sevişmeye odaklanması...
artık barlardan tanıştığımız kadınlara kimlik sormamız gerekmeye başlamıştı. bu jenerasyon cep telefonunun, internetin olmadığı bir hayat düşünemiyor; o yüzden de 6-7 yıllık bir fark bile arada bir uçurum algısı oluşturuyor.
siyah-beyaz ve geceleri istiklal marşı ile kapanan bir tv ile büyüyen nesil ile arasındaki bu farka alıştık alışmasına...ama şimdi "neee msn/facebook yok muydu, ee neyle iletişim kuruyordunuz?" diyen bir nesil geliyor diye korkuyorum...
ilk cinsel deneyimini msn üzerinden "şu an üstünde ne var" gibi bir soruyla başlayan bir yazışmada yaşayan bir nesil düşünüyorum... ek olarak justin bieber gibi bi sorunumuz da var...
Süper Baba'yı fülüt ile çalmaya çalışmaktır,Lc Waikiki çocukken en sevdiğiniz markadır,Capri-Sun ile önce hüplet sonra gümlet yapmışsınızdır,Elm sokağı en büyük kabusunuzdur,ateride ördek avlamışsınızdır,sanal bebeğiniz olmuştur,Sulugöz ü düşününce bile hala ağzınız sulanır,kokulu silgilerle büyümüşsünüzdür (bkz: arı maya),paten ile en az bir kere düşmüşsünüzdür ve çocukluktan kalma izlerinizi hala taşıyorsunuzdur,susam sokağı çocukluğunuzun çizgifilm i,yakartopta en sevdiğiniz oyundur,o değilse de Dansa davettir.
öyle ki ilk liselere giriş sınavı sistemi bizde değişti.
ilk öss değişimine ilk girişte üniversite kazanamayan arkadaşlarımız denk geldi.
dahası ilk 4 yıllık lise sistemi ilk bize vurdu.
3. kez ygs ye girenler kopya skandalı ile mağdur olabilir.
güneyli olanlardan yaklaşık 350 tanesi hatay mustafa kemal üniversitesi yetenek sınavlarında yolsuzluğa uğradı ve sınav tekrarı ile yaklaşık 250 tanesinin cebinden ekstra 200 tl boşa gitti.
hukuk çatısı altında reşit sıfatını kazanmış veya kısa bir zaman sonra kazanacak olan jenerasyondur. bu kişiler ehliyet alabilir, kendi isteği ile kocaya kaçabilir, iddaa oynayabilir, türlü çekilişlerde büyük ikramiye almaya hak kazanabilir, tekel ürünlerini satın alabilir, yeni yasa tasarısı kabul edilene kadar barlara ve gece kulüplerine girebilir, +18 filmleri izleyebilir vs vs'dir. kısacası biz ne isek onlar da odur. fakat bizim bu hakları kazandığımızdaki davranışlarımız, hayat tarzlarımız, bu nesil ile ciddi farklılıklar gösteriyor. babamla konu ile ilgili konuştum da, o da aynı şeyleri bizim jenerasyon için düşünüyor. bu bir kısır döngü sanırım. 1950 jenerasyonu 1970'i, 1970 jenerasyonu 1980'i, 1980 jenerasyonu 1990'ı beğenmiyor. fakat 1990 ile 2000 jenerasyonu arasında geçmişteki gibi bir çatışma olacağını zannetmiyorum. embesil yetişme engellenemediği için bundan sonra bu hep böyle olacak. gelişen teknoloji etken değil artık. 70 jenerasyonunun çocukları bunlar. yarın 90'lılar hatta 2000'liler anne-baba olacak. düşünmesi bile ürkütücü.
iki farklı kültürü de görmüş, bence güzel jenerasyondur. kaset çalarları da gördük, mp3le de tanıştık. atariyle de oynadık, bilgisayarlarla da. destandan halk edebiaytına geçiş eserleri gibi nesiliz, daha ne?
Sanıyorum ki misket-bilyalı-sporcu kartı-gazoz kapağı ve kasetli ateriyi oynayan son nesildik.(80 modeller için söylüyorum). Öyle ki ilk cep telefonumu ortasonda almışlardı dersaneden geç çıktığımda merak etmesinler diye.Şimdi bakıyorumda 12 14 yaş çocuklarda iphonelarmış samsung galaxy-slermiş yok 3g 4g...Sanırım adam gibi sokak kültürünü bayram kültürünü yaşatan ve yaşayan son nesildik.Sokaklar boş.Asla çamurun tadını ve sevgiliyle ilk mektuplaşmanın tadını alamayacaklardır.
bir kısmının sokaklarda zibidilik yaptığı jenerasyondur. bol şalvarımsı bir kot, çakma converse ve garip şekilli saçları ile "geleceğimizsiniz siz bizim" sözünün tabiri caizse a.. koyan nesildir.