90'lı yıllarda ve sonrasında üniversite okuyan, okurken karşıt fikirlerle barışma zorunluluğu hisseden ve bunu 2000'li yıllarda başarmış gençliktir. Okullarda artık, sağcısı, solcusu, cemaatçisi, cemaatçi olmayanı, Türk'ü, kürdü, lazı, çerkezi, alevisi, sunnisi, yani tüm bu saydığım farklı renkler bir arada barışçıl bir şekilde yaşamayı becerdi ve buna inanmış nesil şu an bu ülkenin damarlarında.
Şimdi Başbakanın milleti kışkırtma çabası çok boş bir çaba. Çünkü o da Taksim'e, Kızılay'a bir gitse görecek ki yukarıda saydığım tüm değerler bir arada ve çatışmıyor. 90 sonrası gençliğin ortaya koyduğu bu tablo, tüm olumsuzluklara rağmen mizahi anlayıştan kopmaması, bu ülkeyi seven iyi niyetlilerin de eminim ki vicdanlarına işliyor.
Bir de mitinglerle toplanan halkı kışkırtırken, duyduğu tekbir seslerinden tedirgin olmayan bir liderin de bu ülkeyi ne kadar seviyor olduğunu cidi derecede sorgulamak gerekiyor...
