uçmayan kuşu hatırlıyo musun ? aa bi kurabiye canavarı vardı ... hayatta hatırlamaya değer bir entellektüel derinlik olmaması ve buna acınacak ikameler yaratma sendromu. yerine göre selvi boylum al yazmalım , yerine göre 90larda çocuk olma sendromuna da dönüşebilir....
--spoiler--
bu dönem herkes için lay lay lom bir çocukluk dönemi olmayabilir. o sıralarda ohal zımbırtısı olan doğu taraflarında bir çocukluk geçirmek; akşamki çatışmalardan sonra sabah dışarı çıkıp mermi kovanı aramak, operasyondan dönen askeri araçların arkasından koşup şeker falan istemek iyi taraflarıdır. sabah uykunun en güzel perdesinde iken sert asker botlarının kapıya vurma sesleri ile uyanmak, botlarla içeri giren askerlerin arkasından korkuyla bakmak da kötü taraflarıdır
şu an veletlerin peh buda ne diye kenara ittiği ateri oyunlarını gün boyu oynamaktır
9,999,999 oyunlu ateri kaseti almaktır
taso biriktirmek hem oynamak hem takas etmek için mahalle mahalle gezmektir
akşam ezanından önce evde ol diye kulağının çekilmesidir
pokemon izlemek hatta hastası olmak kaldırıldığında küfretmektir
son sokak maçlarını yapmaktır
barış manço ve kemal sunal ölünce üzülmek hala öldüğü günleri hatırlamaktır
facebook gibi saçmalıkların ve oraya takılınca sosyal olduğunu sananların olmadığı sokaklarda gününü gün etmektir
güzel çocukluktur tam teknoloji ve sokak hayatı arasında geçmiştir bizden sonra teknojoji gelişmiş veletler dışarı çıkmaz olmuştur.
(bkz: pringles) alabilmek için harçlığını biriktirmektir. aynı zamanda gazetelerin verdiği (bkz: lego)'ları almaktır. son olarak da (bkz: sega) oyun konsolunda fifa94 oynamaktır.
mükemmel bir çocukluktur..hayatımın en güzel yıllarıdır.pokemon,power rangers,tsu basa,şirinler gibi çizgidizilerin izlendiği pokemon tasoları toplamak için sürekli cips alındığı,sokaklarda küçük arkadaşlarla oyunlar oynayarak mahallede akşamlamak,arkadaşlarla bisiklet turu yapmak,mahallede bir alan sahip olmak bu alanda genellikle futbol , misket(enek=bilye) oynamak , kış olunca kartopu oynamak o alanda ...sıcak havada oynanan futboldan sonra kana kana çeşmeden su içmek..kendi bahçenizde tavuk,köpek beslemek ve boncuklu tabanca oynamak....daha anlatamadığım bir sürü şey o günler geçti artık hoş bir anı olarak belki şuan gözlerim yaşanıyor evet ama söylenecek tek bir şey var..
elveda çocukluğum...
elveda küçük arkadaşlarım sizler benim gözümde hep erik çalan saz arkadaşlarım olarak kalacaksınız...