Tam arada kalmış ,90 ları ucundan yakalamış eski ve yeni nesil karışımıdır. Teknolojiyle ilk tanışanlardır . her gelen yeni nesil daha bilinçli ama daha sağlıksız olacak gibi.
en şanslı nesildir. geneli 85 doğumludur ve tarihin ve teknolojinin en inişli çıkışlı süper devrimlerine şahit olmuştur hem 98'den önce klasik çocukluğunu yaşamış hemde 98'den sonra teknolojinin tüm nimetlerinden faydalanmış ve faydalanmaktadır biz onlara kısaca şanslı 85'ler deriz. 80 darbesini teğet geçip mutluluk kırıntılarını yakalayabilme ihtimaline nadir olmuşlardır ve bence en şanslı nesildir.
şanslı çocuktur. ben de onlardan biriydim. chuky'i yeni tanımış, bizimkilerin başlangıcına yetişmiş, trt'nin askerler eşliğinden kapanmasını görmüş, susam sokağını dibine kadar izlemiş, inter star'ın açılışına şahit olmuş, eskilere halen özlem duyan yaşını başını almış adam ya da kadınlar kervanına katılmış çocuktur. nitekim 2000'lere doğru geldiğimizde 90'ların o büyüsü uçup gitti. hatta reha muhtar haber sunarken ''2000'e üç kala ülkemizde bunlarda oluyor'' diyordu, e bizde çocuğuz milenyuma girince bir bok olacağını sanıyorduk. ama halen çocuğuz lan, onu farkettim. büyüyesim yok...
uçurmanın gölgesinde misket oynamaktır.
mahalle maçların ter içinde kalmaktır.
saklanbaç, yakalanbaç gibi basit ama zevli oyunları oynamaktır.
anne ve babadan dayak yemektir.
kaleye en son geçerim demektir.
salça ekmek yemektir.
sürekli bakkala gönderilmektir.
bayramı dört gözle beklemektir.
leblebi tozu yemektir.
daha yeni kabuk bağlayan yaraların üstüne düşmektir.
gerçek dostlukların yaşandığı dönemdir.
kışın sobanın yanında yatmaktır.
sobada patates ve kestane pişirmektir.
kısacası gerçek anlamda çocukluğunu yaşamış son devirdir.
kendiminde içinde bulunduğu şanslı nesildir. bu nesil taso oynamıştır,boncuklu tabancayla vurulmuştur, mahalle maçlarında oynamış ve o sokak kültürünü tatmış onun sıcaklığını, samimiyeti bilen nesildir.2000 lerden sonra ki teknolojiyle tanışan genç nesildir.fifa 98 de fareyle oynamış,counter 1.5 i oynamış.internete bağlanırken bağlantı sesini telefonun ahizesinden dinlemiş nesildir.sıdıka,yedi numara,çarli vb. gibi dizileri de izlemiş nesildir.bence bu nesil Türkiye gibidir.nasıl ki Türkiye doğu ve batının bir sentezi ise bu nesilde 90 lardaki samimiyet,mahalle ve komşuluk ilişkileri ile 2000 lerden sonraki teknolojiyle gelen daha içe kapanıklık ve bireyselliğin sentezini yaşamıştır.
cine 5'te çizgi film izlemektir, süper lig'de göztepe'yi izlemek, futbol oynarken hagi, hakan şükür, rapaiç ve revivo'nun ismini zikretmektir. monta gocuk demektir. cep telefonu olan adamı çok zengin sanmaktır, televizyonda deli yürek, yedi numara gibi dizileri izlemektir. başbakan mesut yılmaz ve cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer kelimelerine alışık olmaktır.
Güzeldi be oyle demeyin. Bilgisayar falan yoktu atmayın kıçınızdan. Taso ,gazoz kapağı' ayı winnie, yerden yüksek, dokuz kiremit, istop, evcilik, fakircilik, sıdıka, baba evi, çılgın bediş, yedi numara, evdeki yabancı, vahşi güzel, telefon küleleri, davetiyelerin kapılara sıkıştırılması, eve gelen "eğer bunu şu kadar kisiye göndermesseniz başınıza kötü şeyler gelir" mektupları. Komsu ziyaretleri. Sinek ilacının arkasından koşturmak. Mahalleye gelen nohutçu.
Simdi kimse kalkıp riza baba, benten, tablet, telefon gibi şeylerle büyüyenlerle karşılaştırmasın.