iyiydi, güzeldi 90'lar da, 90'larda çocuk olmak da. her şeyden önce yapılacak çok şey vardı, çocuktuk, her şey eğlenmek, oyun oynamak için bahaneydi. gel gelelim, haddinden fazla eğlenilen bazı belgelenmiş zamanlar var ki, insanın sağlam kafayla bunları açıklamaya çalışması zor.
megapiksel kelimesinin ancak uzaya yollanan bir füze adı olabileceği dönemlerden bahsediyorum, fotoğraf makinelerinin her çekilen fotoğraftan sonra tır tır başa sarıldığı dönemlerden... ama yine de varmış işte fotoğraf denen bir olgu. hem de fotoshopsuz, rötuşsuz, a gözüm burda kapalı çıkmış hadi silelimsiz...
çocuk dediğin şey 7 yaşından 15-16 yaşına kadar tipten tipe giren, sesiyle olsun, yüzündeki sivilceleriyle olsun, ben bilirimci tavrıyla olsun uyuz uyuz ortada dolaşan bir canlıdır. kaldı ki sen bunu allaha emanet bir fotoğraf makinesiyle çekersen hepten canavarlaşır.
geçen gün dolabımda koca içi fotoğraflarla dolu kocaman bir torba buldum. bir bakayım dedim, nostalji olsun. vallahi komik. kapkalın kazaklar giyilmiş, yüksek belli pantolonların içine sokulmuş, paçalar dar iniyor ve kısa, aradan dantelli abuk subuk bir çorap görünüyor. düşün, zamanında uçankuş olsa beni bırak haftanın, yılın rüküşü seçer. bir de o halimle evde doğum günü partisi yapmışım, arkadaşlarımı çağırmışım... başka bir fotoğrafta da rap yapıyorum ispanyol paça siyah taytımsı pantolonumla. bir diğerinde de kolu kürklü bir kazak giymişim. ah anne ah, maymun etmişsin beni.
90'lar güzeldi ama zordu, çocuklar için bile zordu... ama yine de şimdi 2000'lerde kepaze olmaktansa, 90'larda çocuk olmak vardı...