Sanal bebek, taso, misket, sek sek, annelerin balkondan uzun uzun ismimizi seslenmesi, komşu çocuklarla saatlerce dışarıda oynamak, seçenek çok olmadığı için arkadaşlarla kıyafet konusunda hep pişti olmak, azcık bide haylazsan mahallede seni tanımayan da yoktur. Arkadaşının babası farklı bir oyuncak bulup getirmiştir heycanla sana gösterdiğinde sanki uzay mekiği görmüş gibi tepki vermek. Annemizin babamızın hala genç olduğu zamanlar. Ah çocukluk sana geri dönmenin bir yolu yok mu?
Sokaklara çıktığımızda çocuk göremiyoruz artık. Hepsi teknoloji bağımlısı. mahalle maçları yapardık, akşam ezanı kavramı vardı ezanı geçirdiğimizde muhtemelen anne terliği yerdik. Sokaklarda oyun oynamaktan başka bir amacımız yoktu. Şuan baktığımızda sokakta bir tane oynayan çocuk yok, hepsi yalnız büyüyor. Sanal arkadaşlıklarla mutlu olabiliyorlar, sanal oyun oynayarak sabah akşam bilgisayar karşısında büyümeyi bekliyorlar. Yazık.
şimdi hiçbir çocuğun bilmediği oyunları oynamaktır.
gazoz kapaklarını mermer taşlarıyla ezip düzleştirdikten sonra taso gibi oynardık.
en çok bulunan içeceklerin kapakları değersizdi, en dikkat çeken schweppes'in kapaklarıydı.
bir de çivi oyunu vardı. eğer iki kişiyse nemli toprağa v harfi çizilir ve yere çivi saplatarak v'yi dönmeye çalışırdık.
deniz kabukları vardı bir de. deniz kabuklarını topladıktan sonra biri deniz kabuğunu yere koyar, diğer kişi deniz kabuğunun sırtını o yerdeki deniz kabuğuna dayar ve eliyle kırmaya çalışırdı.
Leğende yikanmak
...
kocaman bir legen vardı bizim .küçükten büyüğe banyo yaptirirdi annem. Her gidenin kıyafetini çıkartıp legene koyardı ve elbiselerini üstüne oturdur yikardi basimizi. En son giden tahta otuururmus gibi olurdu kiyafetlerin üst üste birikmesiyle.
En güzel pop şarkıları dinleyebildiğimiz, sokakta güneş batana kadar oynayabildiğimiz (parkta çocuklara taciz eden adamlar olmadan), anneler çağırmadan eve girmediğimiz bir dönemdir.
Komşuluğun tadına vardığımız, apartmana biri taşındığında biraz da meraktan da olsa hemen çay çörek yapılıp hoşgeldin deyip yabancı kalmamasını sağladığımız, insanin insana saygılı davrandığı, en güzel anılarımızın olduğu dönemdir.
80 lerdeki sokak oyunlarından 2000 lerdeki bilgisayar çagına atari ile geçen bir geçiş dönemine sahip çocuklardır. tasolardan marioya çember çevirmekten saklambaca kadar bunun gibi birçok şeye şahit olmuş belki de en güzel çocukluk yıllarında anlamıını bile bilmediği siyasi devrim niteliğindeki olayları duymuş nesildir. şahsıma munhasırdır. özeldir. saygılar...
Sene 90 yada 91 siyah beyaz bir televizyonumuz vardı hafta içi izler hafta sonuda tamirciye yollardık evde sıkılmasın diye.
Sonra cartel vardı 90'ların ortasında adamlar o dönem müziği bırakıp siyasete girse iktidat olurdu. Herkesin cartel yazılı bi giysisi mutlaka vardı ben hariç. :(