harbiden kan kardeşi olmak, arkadaşlarına güven duymaktı, ağaçlara çıkıp dut, elma toplamaktı, mahalle maçlarında mahallenin itibarı için ter dökmek, atılan her golden sonra golü bebeto gibi kutlamaktı, kames almak için para biriktirmekti, mahallenin kızına yan bakana yakın ilgi göstermek, mahallenin en güzel kızına saf temiz duygular beslemekti, yakar top, körebe, yerden yüksek, kuka oynamak, kışın çobanbey yokuşundan kızakla kaymaktı, üç beş arkadaş bir evde toplanıp, korku içerisinde kiki'yi çağırmaktı, çete kurmaktı, tuf tuf, cilli oynamaktı, futbolcu kartları biriktirmek, ütmek, üttüğünüzde sevinmekti, abd 94'de roberto baggio'un kaçırdığı penaltıyı hayretler içerisinde seyretmekti, carteel bir numara en büyük demekti, tutti frutti seyredip heyecanlanmaktı, hürriyet gazetesi'nde hüdaverdi ve güngörmüşler karikatürlerini takip etmekti, van basten, rijkaard ve gullit'li zamanının efsane takımı milan'ı seyretmekti, arife günleri kapı kapı dolaşıp şeker toplamak ve o şekerlerin hepsini o gün içerisinde bitirip hasta olmaktı, bayramlık kıyafet alıp, bayramda giymeye kıyamamaktı, köpekli bahçeyi gerçekten köpekli sanmaktı, bizimkiler dizisiyle okul stresine girip, süper baba dizisiyle avukat olmaya karar vermekti, fenerbahçe maçını gündüz seyretmek, umulmadık bir mağlubiyetten sonra gözyaşı dökmekti, 'hayat ağacı'nda ki sam'e aşık olmaktı, yılbaşı geceleri tombala oynamaktı, açık hava sinemasında 'uçurtmayı vurmasınlar'ı seyretmekti, sobanın üzerindeki kestane kebapları maşayla ters çevirmekti, show tv'de her gün kemal sunal filmleri izlemekti, barış manço'yu çok sevmek, vefatından sonra onu dinlemeye başlayanlara sinir olmaktı, yazın aileyle birlikte kamplara gitmekti, saç uzatmak, kulak deldirmek, iki kuruşluk gitar çalmayla sahilde hatun avına çıkmaktı, kenan doğulu'nun roma'yı yaktığı zamanlardı, ben sende tutuklu kalmıştım, sevdiğine mektup yazıp kağıda parfüm sıkmaktı, elma dersem çık armut dersem çıkmamaydı, okul servisinde ödev yapmaktı, home computer'la başlayıp, sega mega drive'a geçip daha sonra da playstation'la parmaklara felç geçirtmekti, okul pikniklerinde ip atlamak, doğruluk cesaret oynamaktı, okul çıkışlarında badem almak, okulun önündeki büfede bonfrit yemekti, çeşmeden kana kana su içmekti, çocukluğumdu, ağlamak güzeldi.
lastik ayakkabının üstüne * taytlı etek * giymek ve lastik atlamaktır. abone dinleyip, macarena yapmaktır. "all that she wants" eşliğinde rap yapma girişiminde bulunmaktır, black or white'tır. levi's in nasıl okunduğunu tartışmak, dry içmektir. şeker kız candy izlemek, hugo kasedi dinlemektir. ablanın bilgisayarında gizlice mario oynamaktır.
sabahleyin kahvaltı ederken he-man izlemek.
lambada elbisesi giymek.
susam sokağı.
şeker kız candy yi hiç kaçırmadan izlemek
pazar günleri pikniğe gitmek.
lastik iple üçgen oynamak
1 haftada 1 kere banyo yapmak *
pazar akşamları bizimkiler dizisini izlemek.
fiş dosyası
alf izlemek
yalan rüzgarı,cesur ve güzel dizilerini anneyle birlikte oturup izlemek
önlüğün cebine beyaz ütülenmiş mendil koymak
pazar günü sendromları
uçlu kalemle yeni yeni tanışmak
teknolojik aletlerden uzak olmak.
yoyo dergisi okumak * *
ozel kanallara gecis donemini yasamaktir,pop sacmaliginin patladigi donemde aklini kaciracak gibi olmaktir hele ki nihat doganin yıllardir dillerden dusmeyen klasigi o donemde cikmistir :* kırdıııınnn kalbimiiiiiii ve ardindan müzik dehasina hayran oldugum ama bi turlu kimin akil ettigini bulamadigim o mucizevi yaraticiligin eseri olan cam kırığı sesi : cosssssss *
(bkz: sailormoon) ve (bkz: lady lynn) izlemek
gazoz ve gofret ikilisi
taso biriktirmek
şişme top alıp gün boyunca sokakta koşup eğlenmek
acıkmak
akşam anne tarafından yapılmış mis gibi yemekleri yemek için eve çağırılmak.
herhangi bir yuvarlak nesneyi (hatta yuvarlak olmasına gerek de yok, her türlü nesneyi) eline alıp "vınn vınn" diye sesler çıkararak arabacılık oynamaktır.
her pazar sabahı barıs manco ile adam olacak cocukları , susam sokağını izlemek .
ziyaratçilerin dörtte üçünü kapalı gözlerle izlemek ,
aboneyim abone diye bagırıp dansını ezbere bilmek ,
yüksekliği ayak bileğinden baslayıp boynuna kadar çıkana kadar ip atmaktır .
turbo, şıpsevdi, minti, dandy, cicoz sakızlarını çiğnemiş olmak; elvan gazoz içmek; kutu kolayı yırtılan kapakla açmak; büyük şişede kola alırken çıkan pet şişelere şaşırmış olmak; g.te yapışırcasına beach pantolon giymek hatta gece gündüz çıkarmadan pijama etmek; halley'den önce vals'i yiyebilmek, meybuz denen tatsız buzu içindeki renkli sıvıyla tüketmek.