arkadaşlarla birleşip arsada ateş yakmak evden aşırılan patatesleri közlemek, ekmek ayvası, erik ve dut'a dalmak
kapıcılar tarafından kovalanmak
sokak köpekleriyle gezmek, millete hava atmak *
sigara paketleri toplayıp bunlarla sigara kağıdı oynamak *
ağzı açık cartel dinlemek ve cartel tshirtü almak için anneye yalvarmak
haftasonları sabahın köründe guruldayan bir mideyle kalkıp, aç karnına çokella tarzı şeyler yerken çizgi film seyretmek.** pazar akşamları mis gibi banyo yapmak, sonrasında bizimkileri seyretmek.* "nerde o eski bayramlar" lafının manasının yeni yeni anlaşılması.
şimdiki çocuklar gibi evde tıkılıp bilgisayar başında çürümeyen, sabahtan dışarı çıkıp çeşitli spor organizasyonlarına katılan(eğer futbolsa top olmadığı zamanlarda teneke kutuda olabilir),türlü türlü oyunlarda boy gösteren. evde kaldığında ise o sıcacık commodor64 ortamında oyun oynayan çocuk tipi.
annesinin pazardan aldığı 23 numaralı michael jordan forması ile okul bahçesinden sımaçcılık oynamaya çalışan smaç basıcam diye orasını burasını kanatan, annesinden azar işiten çocuk.
yok senin boyun ne kadar pota ne kadar senin neyine smaç basmak ? keşke çocukluğun verdiği inat ve istek şu anda bünyede mevcut olsa imkansızı isteyebilse.
leblebi tozlarını pek çok kez boğulma tehlikesi geçirmiş olmasına rağmen tüketmeye çalışmak, annenin her akşam izlediği Yalan Rüzgarı denen pembe dizinden nefret etmek, küçük paketler halinde satılan çokellalardan yemek (özellikle yanında verilen beyaz kaşığa benzeyen plastikle tüketmek), arkadaşlara cips ısmarlamak, grup vitamin dinlemek, ayşegül okumak, evde köpek besleyebilme özgürlüğüne sahip olmak, dansa davet oynamak. Kızlar için: hava atacağı zaman saç savurtmak, keloğlana aşık olmak.
vhs kasetlerde film izlemek, Batman filmlerinde jim carrey ve nicole kidman'in performanslarını görebilmek, murat murathanoğlu' nun sunduğu basket maçlarını izleyebilmek, zorunlu eğitimin 5 yıldan 8 yıla çıktığını görmek, anadolu lisesi sinavina girmek.*
eğer 90lı yılların başında doğu sınırında bulunduysanız; körfez savaşı nedeniyle yapılan hava saldırılarını duyduğunuzda korkmanız, turgut özal ın tutumu nedeniyle her an sıçrayabilir ya da yanlışlıkla bomba düşebilir endişesi, evinizde gaz maskesi bulunması, ihtiyaç halinde nasıl kullanılacağını öğrenmeniz, zehirli gaz sızmasın diye evlerin naylonla kaplanması, annelerin sığınaklar için erzak hazırlaması, sığınaklara nasıl ulaşacağınızı bilmeniz, korkudan anne-babaya sarılmanız, ölecekseniz de birlikte ölmeyi istemenizdir.
-ediylee büdü izlemek
-tasoları ters çevirmeye çalışmak
-aboneyim aboneee diyerek garip hareketler yapmak
-grup vitamin dinlemek
-sadece pazar günleri yıkanmak
-her bayramda kıyafetin yanında bir de oyuncak almak:)
-carteeeeeeeel bir numara en büyüüüük cehennemden çıkan çılgın tüüüürk cümlesini bıkmadan usanmadan tekrarlamak
-tipitip çiğnemek
-yazları evleri dolaşan dönme dolapçıya 500.000 vererek evin önünde dönüp durmak
-topitoplardan çıkan dövmeleri ele kola yapıştırmak
-sakızlardan çıkan resimleri ütüyle tişörtlere basmak
-beeen sizin babanızım ben ne dersem o olur demek
-kurabiye canavarı gibi kurabiye yemeye çalışmak ama becerememek
-o zamanlar ing. bilmediğimizden go go power rangers yerine doktorr power rangerss demek
-dört kafadarlar okumak (şimdi harry potter moda:))
ögrenilen ilk sarkilardan ilk ingilizce cümlenin tarkan'in o hafif sesini kisarak bugulu bi sekilde söylenen you are the best, you are the top*olmasidir.