günümüz ergeninden farklı olmaktır. hayata dair sorumluluk almaktır. anneye babaya daha saygılı zamanların başlangıcıdır. hayatın ciddiyetinin farkında olmaktır.
80 lerden yeni çıkmış gençliği taklit etmeye çalışmaktır.
amerikan traşı yapılır, herkesin istanbul'a yakın yerlerde yazlığı vardır, olmayanlar ise arkadaşlarda yazı geçirmek için aileye dil dökerler...
süper babayı cuma akşmaları izlerler ve bizimkileri pazar akşamı.
teneke meşrubat kapaklarını engelli sandalyesi almak için biriktirirler..
yaşı tutmadığı halde barlara girmek için sakal bırakır, makyaj yaparlar. o zamanlar gece klubü değil bardır heryer.
gitar dersi alıp sahillerde toplanıp bira içerler, gitarı çalan ergenimiz ise grubun en havalı kızını tavlamaya adaydır.
en gözde posterler dergilerden biriktirilir, arka yüzünde de sevilen sanatçı varsa çift dergi alınır,duvar zedelenmesin diye de diş macunu ile yapıştırılır.
genç kızlar ya Tarkan'a ya da Burak Kut'a aşıktır.
kolejlere ya da yabancı dille eğitim veren anadolu liselerine gidenler mutlaka yabancı bir dergiye abone yapılır, imkanı olan aileler de yazın yurtdışına yollarlar.
o zamanlar genelde benimle çıkar mısın lafı yoktur, benimle arkadaş olur musun lafı vardır. sana arkadaşlık teklif ediyor diye ara bulurdu ara bulucular.
çocukken hugo izlemek sonra segastreet fighter 2 ye terfi etmektir.. ergen olduğunuzda da pek bir şey değişmemiştir bu dönemde. babanızın o kız gibi olan doğan marka otomobilini kaçırıp hava basardınız. kızlar o zamanlar parklarda olurdu, ya da pastanede, bulunmazdı şimdiki gibi yaygın kafeler falan.