sanki çok özel bir şeymiş gibi "ah azizim 1990'larda çocuk olmak ne kadar güzeldi" gibi sağda solda yazıp çizen kişilerin saplantısıdır. boktanlığa duyulan anlamsız özlemdir.
ben onu bunu bilmem dostlar. 1990'ların sonunda, hatta 2000'lerde doğan çocuklara imreniyorum. bizim yaşadığımız sikim gibi yıllarda yaşamayacaklar en azından. neymiş efendim eskiler çok saf çok temiz günlermiş. ulan duyan da zannedecek ki 1930'lardan, 40'lardan bahsediyor. adam 1990'ları anlatıyor anuna koyim. görmesek o yılları inanacaz belki.
"ah evet evet inter star vardı o zamanlar. thundercats izlerdik" falan diye sürüp gider bu muhabbetler.
ulan nedir bu kadar abartılacak anlamam ki. şimdi "senin gibi çoluk çocuk görmedi o günleri, bok atıyor" diyenler çıkabilir. hemen belirtelim; çavuşesku'nun idamını, berlin duvarı'nın yıkılışını televizyondan izleyip, gayet net hatırlayacak kadar eskilerdenim. senin inter star diye bildiğin televizyonun ilk adının magic box olduğunu ve test yayını döneminde sabah akşam formula 1'den başka bir şey yayınlamadığını da hatırlıyorum.
1980'ler bok gibi bir dönemdi. evimizde telefon bile yoktu. allah'tan jetonlu telefonlar çıkmıştı da postaneye gidip isim yazdırma çilesi bitmişti. televizyonda tek kanal vardı. tek kanal ulan! bugün tahayyül edebiliyor musun tek kanal olduğunu? sokaklara dökülür lan millet. o tek kanal da gece yarısı bayrak töreniyle kapanır, sabah bayrak töreniyle açılırdı. kenan evren cumhurbaşkanıydı lan. daha ne olsun?
1990'ların ilk yarısı da boktanlıkta 80'lerden geri kalmadı. körfez savaşı'nı hatırlayanınız var mı? istanbullu, ankaralı, izmirli gençlik hatırlamaz. ankara'dan doğuya doğru gidildikçe daha iyi hatırlanır. malatya'da askeri lojmanda evlere gaz maskeleri dağıtılmıştı, camların çerçeveleri için yalıtım malzemeleri dağıtılmıştı. saddam kimyasal silah sallarsa gebermeyelim diye. ama her eve 2 maske dağıtılmıştı gel gör ki. bu da demekti ki, bizim 4 kişilk aileden 2 kişi gidiciydi. neyseki 1 koyup 3'ün 1'ini aldık. ülkenin bölünme tehlikesi atlatması ve pkk'nın şahlanması dışında başımıza bir iş gelmedi. pkk dedik ya, bugünkü gibi değildi. hergün 5'er 10'ar asker şehit olurdu. öğretmenler, imamlar kurşuna dizilirdi. doğu illerinde seyahat ederken yusuf yusuf seyahat ederdin. otobüsü çevirip kurşuna dizebilirler diye. ankara'da da kenan evren gitmiş yerine "çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı" turgut özal gelmişti.
Neyse bunlar işin karanlık tarafları. Biraz da light yönlerinden bahsedelim. transformers diyon hala anuna koyim. ulan filmi çıktı olum. hayvan görsel efektler, megan fox falan. sikiyim o star'da yayınlanan boktan çizgi filmini. commodore 64, amiga falan diyon. ulan x box 360 var ps 3 var. hiç yoksa, her evde pc var. sikeyim commodore'u da amiga'yı da. ulan atari salonu diyon. okul zamanı evde atariler kaldırılırdı dersleri etkilemesin diye. mecburen gidiyorduk o boktan it kopuk yuvalarına. "derslere yardımcı olsun" diye bilgisayar belki alınabilirdi ama atari asla. komşudaki betamax video hakkında komşu mustafa amca hala değişik öngörülerde bulunurdu. "vhs kasetler şimdi moda ama bak gör, ileride betamax yine coşar. benden söylemesi." ulan cd çıkmış, hala betamax muhabbeti yapıyon anuna koyim. böyle mal yıllardı işte o yıllar.
şimdi hala "ah ne güzel günlerdi" diyen fetişistlere sesleniyorum. anladık, 1990'larda yaşadınız, ziyaretçiler'in fare yiyişini izlediniz trt ekranlarından, 7'den 77'ye programına katılan bebelerin programın sonunda hediyelere saldırmasını ağzınızın suyunu akıtarak izlediniz, commodore 64'te kung fu master falan oynadınız. ama bir etrafındaki yeğenlerine falan bak. sahip oldukları imkanları bir gör. bir de 90'ları hatırla. şu 90'lar fetişizminden artık vazgeç.