2 tane abim var, evde atari sırası bana hiç gelmezdi, sabah 6da uyanıp kimse uyanmadan atari oynardim, hiç unutmuyorum o günleri. sonra daha sabah 9da evin zili çalmaya başlardı, evin zili hiç susmazdı. dışarı çıkıp saatlerce bisiklet sürer, futbolcu kartlarını biriktirirdik. taso oynar, misket atardık. tüm misketlerimi kaybedip gizlice abim icin o değerli misketleri aldığımda ve kaybettiğimde abimden yedigim dayagi unutmuyorum. o dayak bile tatlıydı o zamanlar. saatlerce mahallede top oynardik, şimdi nadiren de olsa sokakta top oynayan çocukları görünce aralarına dalasim geliyor. şimdi ellerinde tabletle saatlerini geçiren çocukları görünce de çok üzülüyorum. keske bu neslin çocukları da bu keyifleri tadabilselerdi, onlar icin üzülüyorum. kaybettikleri çok sokak tecrübesi var, sokak bi hayattı, sokak ayrı bi okuldu. bu okulda okuyamayan çocuklar gerçek dostlukları yaşamadıkları icin üzgünüm, lakin imkanım olsa ben tekrar tekrar o sokaklara geri donmek isterdim...