çocukluğumu gözden geçirdim de, evet şanslı hissediyorum kendimi fakat şimdiki çocuklara anlatsak muhtemelen beğenmezlerdi o zamanları tabi.
tüm gün sokaklardaydık gece yarısına kadar eve girmezdik çok eğlenceli vakit geçirirdim. her gün okul dönüşlerinde koşa koşa mahallenin kasabına gider kedilere köpeklere vermem için bana ayırdığı artık parçaları alır sokağa dönerdim. beni gören kedi köpeğin apar topar yanıma gelmesini unutamıyorum çok hoştu.
hiç futbol kartlarıyla oynamadım, hoş mahalle maçında bile sırf adam eksik diye zorla girerdim oyuna beceremezdim çünkü sevmezdim de zaten. ne taso ne de pokemon hastasıydım, bunların hiçbiri beni cezbetmiyordu hatta saçma gelirdi. varsa yoksa kedi köpekti benim için.
doksanların çok başlarında doğmuş birisi olarak söylüyorum mfö’nün ali desidero’su, sezen aksu’nun hadi bakalım’ı, harun kolçak, fatih erkoç, aşkın nur yengi, sertab-levent, kayahan. çok iyi müzik dinledik biz, keza yabancılarda da öyle. sting, cranberries, blondie, r.e.m vs. televizyon programları desen okan bayülgen fersah fersah liderdir bu alanda ama ben plastip show’a da çok şey borçlu olduğumu hissediyorum mizah konusunda. siyaset meydanı ile nasıl üsluplu tartışılır bunu öğrendik, bir demet tiyatro ile hem tiyatro hem televizyona bir iş nasıl yapılır ve oyunculuk nedir bu işten öğrendik, bob ross ile resimden anlamayı, ferhan şensoy-nejat uygur gibi ustalardan tiyatronun dilini öğrendik. bizimkiler, şehnaz tango, süper baba, baba evi gibi çok önemli çok kaliteli diziler izledik. kaygısızlar ile gülşen abi ile baskül ailesi ile absürt komedi nedir onu öğrendik. yeni türkü bize dizi müziğinin diziye etkisinin ne derece önemli olduğunu öğretti. şener şen ustamız eşkıya ile şaha kaldırdı ustalığını, mazhar alanson her şey çok güzel olacak filmi ile aslında tiyatro kökenli birisi olduğunu bizim nesile hatırlattı. okan bayülgen çok önemli filmlerde oynadı aktörlüğünün ne derece büyük olduğunu gösterdi kendisine her konuda hayran kaldık, ağır roman-istanbul kanatlarımın altında gibi. barış manço çok mükemmel bir televizyonculuk yaptı 90’larda. mehmet ali birand ile çok keyifli tarihi belgeseller izledik. yasemin yalçın ile bir kadın komedyene ilk ve son kez güldüğümü hatırlıyorum.