90 doğumluların öğrenemeyeceği şeyler

entry115 galeri0
    15.
  1. efendim bir 90 doğumlu olarak olaya açıklık getireyim, maalesef bütün bunların hemen hemen hepsini ben de yaşadım, varoş dediğimiz mekanlarda büyüyen 90 lılar da yaşamıştır sanıyorum, hepiniz hayal kırıklığına uğradınız ama gerçekler böyle. susam sokağı, mahalle maçları, mahalle kavgaları, vurdun mu nereye gideceği muallak o balkon senin bu balkon benim kaçan japon toplar, tutti frutti, kanepelerde ders yapıp kambur olmak filan yaa yaa..
    (bkz: kib by aeo mucx)
    9 ...
  2. 14.
  3. mahalle maçı kavramını öğrenemeyeceklerdir. onu öğrenseler bile, sokaktan araba geçerken maçın durmasını, araba gittikten sonra herkesin önceki pozisyonuna dönmesi olayına anlam veremeyeceklerdir. halı saha çocuklarıdır çünkü bu yeni gençlik.
    3 ...
  4. 13.
  5. tapalarla oyun oynamanın hazzını hiçbir zaman bilemeyecek olmaları.
    2 ...
  6. 12.
  7. birinci sigarasının tadınıda bilemeyeceklerdir.
    6 ...
  8. 11.
  9. sokak aralarında top koşturup üstü başı toz edince anneden azar işitmek. sosyalleşmek için facebook a değil mahalle maçlarına ve sokak oyunlarına girmek. rock-metal kaset almak için aylarca beklemek. gitar sololarını kulakla çıkarmaya çalışmak (o zamanlar nerde guitar pro). en iyi grafikli oyunları sega ile oynayabilmek. ama en fazla terminatör atariye sahip olmak. mario da esas prensesi kurtarmak için saatlerce uğraşmak. kendi tarzına göre müzik dinleyecek kanal bulamamak.
    3 ...
  10. 10.
  11. genel olarak 80 li yıllara ve 90 lı yılların başına ait değerlerdir. voltron'u televizyondan izleyemezler mesela. onun yerine tsubasa, pokemon, recess izlerler. pek michael jackson falan da bilmezler. ricky martin vardır 90 kuşağı için. aynı şey seksenlerin sonunda doğanlar için de geçerli. 88 liler, 89 lular da pek yaşayamamıştır 90 lıların yaşayamadıklarını. 86 ve 87 liler az çok bir şeyler hatırlarlar, 85 ve öncesi ise 80 lerde çocuk olma ayrıcalığına tam olarak ulaşmış nesillerdir bana göre.
    3 ...
  12. 9.
  13. tesadüftür ki, liseyi yatılı okuyan biri olarak geçen gün okuduğum lisenin facebook'taki grubuna baktım. grubun wall'unda yazanların çoğunu tanımıyordum pek tabi. lakin teker teker baktım ki, yazanların yüzde doksanına yakın bir kısmı 90'lı, 91'li. acıdım gerçekten. hala o lisede okuyan çocuklar facebook'larda bilmemnelerde sosyalleşmenin peşinde. fakat bilmiyorlar ki asıl sosyallik o lisede okurken yaşadığın şeylerde, geçirdiğin güzel günlerde.. yazıktır ki, bu çocuklar soğuktan korunmak için 3 kişi 1 yatakta yatmanın ne olduğunu, yazılılara o soğukta çalışmanın nasıl olduğunu, o güzelim yatılı okulda 24 saatinin tamamını (evet uyurken bile) arkadaşlarıla geçirmenin nasıl birşey olduğunu öğrenemeyecekler, liseden çıktıklarında hayata hazır olamayacaklar. çünkü onlar facebook gençliği. yazık.
    5 ...
  14. 8.
  15. --spoiler--
    tutti frutti izlemenin ne kadar zor olduğunu bilemeyecekler.
    --spoiler--

    Hakikaten ya! bu büyük heyecan fırtınasını yaşayamayacaklar.

    (bkz: 80 geçliğinin adrenalin tutkusu)
    22 ...
  16. 7.
  17. susam sokağının aslında ne kadar muhteşem bir program olduğunu asla anlayamıyacaklar.
    9 ...
  18. 6.
  19. -bir çok şeyden yitik yaşayacaklar, mahallede koşturdukları arkadaşları olmayacak ama msn'de ayar attıkları arkadaşları olacak.
    -bayramları heycanla beklemeyecekler azda olsa ciddi takılacakları arkadaşları olmayacak ama mesaj atacaklar birbirlerine cep telefonlarından
    -sabırsızlıkla bekleyecekleri cizgi flimler olmayacak çünkü cizgi flimleri cd'lerden izleyecekler defalarca.
    -kendilerine ait odaları olacak, koltuklara uzanarak ders çalışmayacaklar sehpaları çalışma masası yapmayacaklar.
    -utanmayacaklar bir çok şeyden, bizlerin ayıp dediği bir çok şeyi medyadan öğrenecekler.
    -sobalı evleri olmayacak, kestane patlatamayacaklar.
    -dogum günleri dahi farklı olacak artık bir çoğu pastanelerde, cafelerde kutluyor,

    bizim küçükken sevindiğimiz basit şeylere dönüp bakmayacaklar, bir çoğu memleketimize hayırlı bir iş yapalım diye uğraş vermektense, nasıl yabancı devletlere kapak atarım diye uğraşacaklar.

    daha ırkçı, birilerine, birbirlerine daha bir düşman olacaklar...

    bu arada iki tane gazoz kapagı için saatlerce ağlamayacaklar. (ben ağlamıştım annem atmıştı ama çok değişik kapaklardı, hala içim cız eder.)
    9 ...
  20. 5.
  21. eğik ağaç dallarından nasıl yay yapılır, bulunan herhangi bir tahta parçasını tişörtün içine sıkıştırım nasıl gölgelerin gücü adına he-man diye bağrılır bunları bilemeyecekler. tanıdık tanımadık birinin bahçesinden meyve bile çalmanın tadını yaşayamayacaklardır.
    9 ...
  22. 4.
  23. - msn, cep telefonu, bilgisayar olmadan nasıl yaşandığını öğrenemeyecekler
    - kan kardeşi olmak nedir öğrenemeyecekler
    - 3 korner ne eder öğrenemeyecekler
    - gerçek arkadaşlık nedir bilemeyecekler
    - kırmızı noktalı filmler için hangi kanalın başında pineklenir öğrenemeyecekler
    - darbe zamanı kim çıkar da türkü çığırır bilemeyecekler.
    25 ...
  24. 3.
  25. pişpirikte nasıl pişti yapilacağini bilmemek.
    6 ...
  26. 2.
  27. sokakta oynamanın zevkini hiç bilemeyecekler.
    gerçek samimi içi dışı bir çıkara dayanmayan arkadaşlığı bilemeyecekler.
    bilgisayarsız nasıl eğlenilir öğrenemeyecekler.
    23 ...
  28. 1.
  29. onlardan evvel yaşanmış olayların tümüdür.

    rıdvan dilmen'e neden "şeytan" dediklerini öğrenemiyecekler.

    commodore 64 oynarken kaseti takıp 30 dakika beklemenin ne demek olduğunu

    john travolta'ya neden "dansın ilahı" dediklerini

    tutti frutti izlemenin ne kadar zor olduğunu bilemiyecekler.

    marlon brando'ya sadece aktör diyecekler.

    misket onayıp akşam eve gidince o misketleri saymanın anlamını bilemiyecekler.

    gazoz kapağı onlar için sadece gazoz kapağı olarak kalacak.

    kutu kola'yı ezip futbol oynamanın ne demek olduğunu

    tek kanal varken televizyon izlemenin ne demek olduğunu öğrenemiyecekler.

    dallas onlar için sadece bir dizi olarak bilinecek.

    voltran'ı asla oluşturamıyacaklar.

    saygılar.
    87 ...
© 2025 uludağ sözlük