michael jordan'lı , genç scottie pippen'lı genç horace grant'li chicago bulls'un patric ewing'li, çaylak sezonunda 10 asist ortalamsını geçmiş mark jackson'lı, iyi ribaundçu (bkz: charles oakley)'li new york knicks'e karşı yaptığı doğu playoff konferans yarı finali ilk maçı. ilk turda michael jordan cleveland'a karşı 39.8 sayı - 8.6 asist gibi hayvani bir ortalama tutturmuş. 7 maç üst üste triple double yaptığı normal sezonuda mvp sıralamasında (bkz: magic johnson)'ın arkasında ikinci tamamlamış.
bu maçı jordan %65 gibi iyi bir yüzdeyle 34 sayı, 10 ribaund, 12 asist rakamlarıyla bitirerek maçı new york'a karşı kazanmalarını sağlıyor. özellikle yaptığı oldukça zor asistlerle pek çok oyun kurucudan o pozisyonuda daha iyi oynayabileceğini kanıtlıyor, aslında maçı takımı oyuna iyi asistlerle sokarak kazandırmış. sayılarına baktığımızda ise o dönemki savunmaların şimdikilere göre daha yumuşak ve taktiksel olarak zayıf olduğunu görüyoruz, bu zaten jordan'ın 30'luk hayvani kariyer sayı ortalamasını açıklıyor. bu dönemde jordan'ın ilk şampiyonluğunu kazanmasına 2, gelmiş geçmiş en iyi kabul edilmesine ise en az 5 yıl var. o yıllarda maçları izliyordum fakat trt o yıllar haftada iki maç yayınladığı ve bu maçlarda genelde o dönemin daha iyi takımları boston ve lakers'a ait olduğu için maçı hatırlayamadım. o yıllarda jordan daha magic johnson karşısında kendini kanıtlamaya çalışıyordu, magic daha önde görülüyordu, jordan 1990 ların ikinci yarısında en iyi ilan edildi.
neden kobe'nin jordan veya o dönemki diğer efsanelerden daha altta olduğunu genç arkadaşlara gösterebilmek için videolarıyla beraber o yıllardaki maçları yazmayı yararlı buldum. jordan üzerinden dönen videosu altta
5 yaş civarında olmam nedeniyle haliyle denk gelemediğim, ancak majestelerinin yine ağlattığı maç olmuştur. bulls deplasmanda 120-109 galip gelmiş ve sayılarının 110 unu ilk 5 den**** bulmuştur. %50 saha isabetiyle oynarken, rakibine ribauntlarda ciddi üstünlük sağlamış ve başabaş giden oyunda uzatmalarda götürmüş görünüyor.
belki de jordan ın yükselişe geçen kariyerinin habercisi olan maçlardan biridir desek yanlış olmaz sanırım.