Yök'ün kuruluş yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde, 4 büyük gençlik örgütünün ankara'da düzenleyeceği miting.
şöyle bir de ortak açıklamaları var:
"Üniversiteliler YÖKün kuruluşunun 32. yılında Ankarada olacak. Üniversiteleri gericilikle teslim almaya çalışanlara, savaş çığırtkanlarına, YÖKe ve AKPye karşı Türkiyenin dört bir yanından gençler 9 Kasımda buluşacak.
YÖK kurulalı 32 sene oldu. Bu 32 sene üniversitelerde YÖKe karşı verilen eşit, parasız bilimsel ve anadilde eğitim mücadeleleriyle geçti. Bu sürenin son on senesi ise AKP iktidarının üniversiteleri teslim alma çabasına sahne oldu. AKP başaramadı, üniversiteliler teslim olmadı.
Ancak AKP durmuyor. Sürekli yeni yollar deniyor. Üniversitelileri tutuklamalarla sindirmeyi denediler. Toplumun AKPye karşı direnen bütün kesimlerini hedef alan AKP yargısı üniversitelileri de hedef aldı. Yüzlerce öğrenci, sadece AKPye karşı çıktıkları için tutuklandı. Ama bu yetmedi. Üniversitelileri sindiremediler.
Her üniversiteye bir cami ,dindar ve kindar nesiller istiyoruz dediler. Üniversiteleri gericilik eliyle teslim almaya çalıştılar. Gericilik eliyle kendilerine biat eden bir nesil yaratmaya çalıştılar. Üniversitelerde bu maya da tutmadı.
Üniversiteleri Suriyeye yönelik savaş çığırtkanlıklarının bir parçası haline getirmek istediler. Birçok ilde üniversite yurtlarını Özgür Suriye Ordusu militanlarına açtılar. Üniversitelerde savaş yanlısı konferanslar düzenlediler. Yalanlarıyla bizleri Suriye halkına karşı kışkırtmaya, tezkereleriyle yalanlarının peşinden koşturmaya çalışıyorlar. Türkiyede Kürt halkına yönelik politikalarında yaptıkları yetmezmiş gibi bir de Suriyedeki Kürtlere el atıyorlar. Kürt ve Alevi düşmanlığını yükselterek insanları Suriyeye yönelik bir savaşa ikna etmeye çalışıyorlar. Ne yapsalar tutmuyor, gençlik bu haksız ve kirli savaşa ikna olmuyor.
Harçları kaldırarak gençliğin ağzına bir parmak bal çalmaya çalıştılar. Üniversiteli gençliğin yıllarca YÖKe karşı verdiği parasız eğitim mücadelesini bir hamleyle unutturabileceklerini sandılar. Ancak, kimseyi parasız eğitim istediklerine inandıramadılar. ikinci öğretim harçlarını kaldırmamaları, AKP döneminde vakıf üniversitelerinin sayısında patlama yaşanması bu konuda samimi olmadıklarını gösteriyordu. Parasız eğitim konusunda samimi olmayanların piyasacılık konusunda samimi olduğu birçok üniversitede yemekhanelere yapılan zamlarla ortaya çıktı.
Ellerinde meşruiyetini yitirmiş bir disiplin yönetmeliği vardı. Üniversitelerde siyaset serbest olacak deyip yeni disiplin yönetmelikleri yazdılar. Aslında yalnızca daha uygulanabilir bir disiplin yönetmeliği istedikleri hızla açığa çıktı.
Şimdi de özel üniversitelerin önünü açacak, yurtdışındaki üniversitelerin Türkiyede kampus kurmasına olanak sağlayacak, üniversiteleri tamamen piyasanın güdümüne sokacak yeni bir YÖK yönetmeliğinden bahsediyorlar. Mütevelli heyetlerini üniversite konseyi diye yedirip üniversitelilere söz hakkı tanımazken patronlara üniversite yönettirmeye çabalıyorlar, adına da demokrasi diyorlar. Bologna süreci adı verilen neoliberal dönüşümünün üniversitelerdeki bayraktarlığını yapmaya çalışıyorlar. 50/d yasasıyla üniversitelerde asistanları güvencesiz kılmaya çalışıyorlar. Bir de yaptıklarına reform deyip destek bekliyorlar. istedikleri kadar çabalasınlar kaybetmeye mahkumlar.
YÖKe karşı eşit, parasız, bilimsel, anadilinde eğitim hakkını, AKPye karşı Türkiyenin geleceğini, emperyalistlere ve savaş çığırtkanlarına karşı barışı, AKP gericiliğine karşı özgürlüğü savunanlar 9 Kasımda Ankarada buluşuyor.
AKP, YÖK, sermaye, gericilik, emperyalizm kaybedecek! Üniversite kazanacak!"
yarın başlamadan önce ankara üniversitesi önünde cebeci kampüsü önünde buluşulacak miting.
gelmeyip, mitingi de onaylamayan kimi kemalistler ve cumhuriyetçiler, akp diktatörlüğü'ne nasıl direnilir ve ülkenin geleceğine nasıl talip olunur, en azından bunu görecekler umarız.